EÄŸitime 30 milyon dolar bağışladı ÅŸimdi Hukuk Fakültesi heyecanı yaşıyor

BUNDAN iki yıl önce Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yurtkuran, Borusan Holding’in kurucusu Asım Kocabıyık’ı aradı: "44 bin öğrenciye ulaşmış Uludağ Üniversitesi’nin en büyük eksiği Hukuk Fakültesi. Gemlik’te bize devredilen Sunipek Fabrikası binası var. Burayı Hukuk Fakültesi’ne dönüştürmek istiyoruz. Bu iş size yakışır."

Haberin Devamı

Asım Kocabıyık için hem Uludağ Üniversitesi, hem de Gemlik çok önemliydi.

1970’li yılların başında işlerini büyütmek için limana yakın yer bulmak amacıyla Çanakkale’den İskenderun’a kadar tüm kıyı şeridini taramış, en uygun yeri Gemlik’te bulmuştu.

800 dönüm alanın içindeki ilk yatırımını 1970’li yıllarda gerçekleştirmişti, yıllar geçtikçe üretim tesisi büyümüştü.

Bu yüzden kendini Gemlik’e borçlu hissediyordu.

Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Yurtkuran’dan gelen öneri üzerine kendi adını taşıyan Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı’nı devreye soktu.

Prof. Yurtkuran’ın sözünü ettiği bina elden geçirildi, 4.2 milyon YTL’lik harcamayla 24 Mayıs’ta açılışı gerçekleşecek hale getirildi.

19 Mayıs günü öğlen saatlerinde Asım Kocabıyık’la buluşup, eğitimi, ekonomiyi, iş dünyasını konuştuk: "Yaptırdığımız okul sayısı 15 dolayında oldu. Bugüne kadar eğitime harcadığımız kaynak 30 milyon doları bulmuştur."

Söz hukuktan açılmışken Kocabıyık, mahkemelerdeki iş yükü ve tıkanıklık yüzünden yaşadığı bir sıkıntıyı paylaştı:
"Bodrum’da bir evim var. Yandaki komşularımızın arsamıza dönük ihlalleri söz konusu oldu.

Haberin Devamı

'Tapumuzun gereği yerine getirilsin’ diye dava açtık. Dava tam 6 yıldır sürüyor."

Bu davanın Kocabıyık’ı en çok üzen yönlerinden biri, 6 yıl boyunca mahkemeyi meşgul etmek olmuş:
"Pişman oldum. Bizim basit bir davamız yüzünden hakimler, mahkeme neden bu kadar zaman harcasın."

84 yaşındaki Asım Kocabıyık, Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini oğlu Ahmet Kocabıyık’a bıraktıktan sonra, düşük tempoyla da olsa işlerle ilgisini sürdürüyor.

Oğlu Ahmet Kocabıyık, holding merkezini İstanbul Rumeli Hisarı’ndaki "Perili Köşk"e taşısa da Asım Kocabıyık, eski alışkanlıkla haftada üç gün Salıpazarı’ndaki eski holding merkezine gidip, en azından çalışanlarla birlikte öğlen yemeği yiyor.

Asım Kocabıyık, AKP hakkında açılan kapatma davasının, en azından kendi yatırım kararlarını olumsuz etkilemediğine dikkat çekiyor. Ortakları Arcelor’la (şimdi Mittal Grubu’na bağlı) Gemlik’te 500 milyon dolarlık yeni temel atma hazırlıklarını yürekten onaylıyor.

Asım Kocabıyık, 4.2 milyon YTL harcadığı Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 6 yıl sonra mezun olacak hukukçuların dönemine kadar Türk hukuk sisteminin düzelmesini umuyor...

Hukuk sistemini düzeltmeye iyi hukuk fakülteleri tek başına yeter mi?

Boşuna uğraşma Asım Bey sen o BMW’yi üretemezsin

BORUSAN Holding bünyesindeki Borusan Oto, BMW’nin dünyadaki en büyük distribütörü konumunda bulunuyor.

BMW, bir ülkede distribütörünün satışlarının iyi gittiğini görünce, doğrudan devreye girip, işi kendi üstüne almayı yeğliyor.

Alman otomotiv devi BMW, Borusan Oto’ya karşı da aynı planı uygulamak istedi.

Holdingin kurucusu Asım Kocabıyık ile oğlu Ahmet Kocabıyık işin peşini bırakmadı.

Sonunda BMW’yle 10 yıllık yeni distribütörlük anlaşması imzaladılar.

Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi binasını konuşurken, BMW olayı da gündeme geldi.

Asım Kocabıyık, Turgut Özal’lı yıllara döndü: "BMW’yi Türkiye’de üretime çekmek için epey çaba harcadım.

Bir gün Turgut Bey bana,
’Boşuna uğraşma, BMW’yi Türkiye’de üretemezsin, gelmezler.

Üretsen de seninki asıl BMW olmaz’ dedi. Zaten BMW yönetimi de ikna olmadı."

Acaba Turgut Özal, Toyota’nın, Ford Otosan’ın, Tofaş’ın, Oyak Renault’un, Karsan’ın, Honda’nın, Hyundai’nin, otobüste de Mercedes-Benz Türkiye ile MAN Türkiye’nin ulaştığı başarıyı görseydi, "Türkiye’de üretilen BMW, asıl BMW gibi olmaz" der miydi?

İçerdeki puro talebi karşılayamadı kaçak satılanı kayda aldık

TÃœTÃœN ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) BaÅŸkanı Kazım Çalışkan, "Puro ithalatında üretim ÅŸartını ortadan kaldıran kararda kimin etkisi var" yazımla ilgili açıklama gönderdi.Â

Çalışkan, içerde üretim şartına bağlı kalmadan puro ithalatını serbest bırakan kararı savunuyor:

2002’den beri ülkemizdeki puro üretim kapasitesi değişmedi, yeni üretici gelmedi.

Mevcut üretim, özellikle çeşitlilik yönünden talebi karşılayamıyordu.

İç piyasada talep edilen puro ve sigarillolar, yolcu beraberinde veya yasadışı yollardan getirilip, vergisiz satılıyordu.

Kayıtdışı ticaret de böylece artıyordu.

Bunun yanı sıra tüketiciler, yurtdışında satılan puro ve sigarilloların iç pazarda da satılması yönünde istekte bulunuyordu.

16 Nisan’da yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararı, kayıtdışı puro ticaretini yasal zemine kavuşturdu, vergi sisteminin içine kattı. Piyasaya güvenli ürün arzı için denetim sistemi oluştu.

Umarım "puro ithalatına kapıyı açan" kararname, TAPDK Başkanı’nın açıkladığı kadar masumdur...

Yazarın Tüm Yazıları