ECZANEYE girdiniz... Alışverişinizi yaptınız... İşiniz bittiğinde eczacıdan veya kalfasından çoğunlukla şu sözü duyarsınız: ‘Geçmiş olsun...’
Bu söz, eczaneye her girene ‘hasta’ gözüyle bakıldığını gösterir...
13-14 Ekim’de İstanbul Lütfi Kırdar’da gerçekleşecek ‘Perakende Günleri 2004’ün mimarı Soysal Eğitim Danışmanlık’ın patronu Suat Soysal’dan eczacılar arasında ciddi bir tartışma yaşandığını öğrendim: ‘Eczaneye girenlerin hepsine hasta gözüyle bakmak doğru mudur? Eczaneye girenleri olarak değerlendirsek nasıl olur?’
Soysal, üç yıldır ‘Perakende Günleri’ni düzenliyor. 2001’de 1043’le başladığı katılımcı sayısından, bu yıl 2 bin 050 katılımcıya ulaşıyor. Katılımcılar arasında 100 dolayınca eczacının yer alacak olması, Suat Soysal’ın dikkatini çekiyor. Soysal, eczacıların ‘Perakende Günleri’ne ilgisini şöyle anlatıyor:
‘Ayşegül Yıldız’ın başkanlığını yaptığı Türk Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB), bize başvurdu, üyelerinin Perakende Günleri’ni izlemesini istediklerini vurguladı. Sonuçta 100 dolayında üyelerinin katılımı kesinleşti. TEKB, 3 bin eczaneye ‘Bugünler kaçmaz’ broşürü dağıttı.’
Soysal, ardından eczacılar arasında yaşanan tartışmayı ve perakendecilik konusuna ilgilerini aktarıyor: ‘TEKB, şimdi ciddi ciddi ‘eczaneye gelenlere hasta değil, müşteri gözüyle bakılmalı’ konusunu tartışıyor. Üyelerine perakendecilik ve görsel mağaza eğitimi veriyor. Perakende Günleri’ne katılımları da bu arayıştan kaynaklanıyor.’
Soysal, eczacılar arasındaki tartışmayı anlattıktan sonra sözü Perakende Günleri’ne katılacak yabancı konuşmacılardan Rick Segel’e getiriyor. Segel, ‘ABD’nin en keyifli perakendecisi’ olarak biliniyor.
Soysal, başta Segel olmak üzere yabancı konuşmacılardan farklı şeyler anlatmalarını istiyor. Soysal, son 3-4 yıllık konuşmaları tarayıp, ilginç örnekler seçtiklerini belirterek, Segel’den iki örnek sıralıyor:
Mağazada ‘Sigara içmek yasak’ uyarısı müşteriyi rahatsız eder. Uyarıyı, bir akvaryumun yanına asacağınız, ‘Balıklarımız sigarayı bıraktı. Onların yeniden sigaraya başlamasını istemiyoruz’ yazısıyla keyifli hale getirmek mümkün.
* ABD’de bir markette süt reyonunda şöyle bir yazı var: ‘Sütlerimiz o kadar taze ki, inekler bile daha sağıldıklarının farkında değil.’
Perakende Günleri sırasında hazır giyim sektöründen tanıdığımız Hüseyin Kurtuluş da ‘Dükkanlar’ adlı bir fotoğraf sergisi açıyor.
Kısacası, ilgilenen İstanbulluları bu hafta hareketli günler bekliyor. Bir yanda İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 12-13 Ekim’de gerçekleşecek ‘Sanayi Kongresi’, diğer tarafta Perakende Günleri...
Eğer yağmur izin verirse, iki etkinliği de izlemekte yarar var..
Asil Nadir TMSF’ye ‘O ada benim’ dedi
TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Uzanlar’ın Zeytinli Adası’nı satmaya hazırlanırken bir başvuru alıyor. Kıbrıslı Türk işadamı Asil Nadir’den gelen başvuru şöyle: ‘Zeytinli Adası benim. Satarsanız, dava açarım.’
TMSF yönetimi yeniden kayıtlara bakıyor, ada Uzan Ailesi’nin görünüyor.
Bu başvuruyu duyan eski Günaydın ve Güneş çalışanları da iç geçiriyor: ‘Asil Nadir, Zeytinli Adası’nı ele geçirip satarak bizim tazminatları mı ödeyecek?
Yatırım hutbesinde bizim katkımız var
GEÇEN hafta Anateks Grubu patronu Mahmut Çalık’ın ‘Camide cennet yolu yerine ekonomi anlatılsın. Ekonomi düzgünse, din itibarlı olur’ sözünü yansıtmıştım.
Bu sözler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun dikkatini çekmiş. Hisarcıklıoğlu, şu hatırlatmayı yaptı: