Düşük faturalı pirinç getireni fena yakarım

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Mısır’daki resmi görüşmelerini tamamladıktan sonra Kahire’den İskenderiye’ye geçip, kentin dünyaca ünlü kütüphanesini gezdi. Gül’ün kütüphane gezisi sırasında Mısır’da iş yapan üç işadamı fırsatı yakalamışken, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a yaklaştı:

- Efendim biz Mısır’da pirinç işiyle meşgulüz. Buradan Türkiye’ye pirinç alıyoruz.

Unakıtan, "suçüstü" yapmışcasına uyardı:

- Sakın buradan Türkiye’ye düşük faturayla pirinç getirmeye kalkmayın, hepinizi yakarım.

- Efendim, o nasıl söz... Biz yapmayız...

- Bakın ben pirinç işi yaptım. Türkiye’ye ABD’den de Mısır’dan da pirinç aldım. Ne numaralar döndüğünü gayet iyi bilirim.

- Bizde öyle şeyler olmaz efendim. Zaten pirinç ithalatında fiyat kotası da uyguluyorsunuz...

- Ne yapalım kardeşim, rahat durmadınız... Yani sektörünüzde pirinç ithalatı yapanlar rahat durmadı. Biz de fiyat kotası koyduk.

- Ama efendim...

- Tekrar uyarıyorum, sakın ola düşük faturalı iş yapmaya kalkmayın. Bir getirirsiniz, iki getirirsiniz elime geçerseniz işte o zaman yanarsınız... Yakaladım mı gözünüzün yaşına bakmam.

- Efendim biz yapmıyoruz ama ..... adlı firmanın düşük faturalı pirinç ithalatı yaptığını biliyoruz...

Unakıtan, bu ihbarı duyunca yanındaki danışmanına döndü:

- Yaz bakalım şu firmanın adını. Dönünce bir inceleyelim neler yapıyorlarmış...

Tam o sırada Cumhurbaşkanı Gül, hızlı kütüphane turunu tamamladı... Unakıtan’ın "pirinç fırçası" da böylece noktalandı...

Unakıtan İskenderiye Kütüphanesi’ne girdiğinde, "Buradaki el yazması kitaplarda eski dönemlerden ilginç vergi uygulamaları var mı ona bakacağım" derken, düşük faturalı pirinç ithalatı ihbarıyla çıktı...

Mısır’dan pirinç ithal eden söz konusu firmanın canı Maliye eliyle fena yanacak...

Mısır’dan 100 milyar dolar pay alır mıyız

KAHİRE’deki Conrad Oteli’nde 1500 işadamı 2 bine yakın iş görüşmesi gerçekleştirirken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ile konuşuyoruz.

Türk-Mısır İş Forumu’nda, "2006’da Mısır’a yatırıma yönelen tekstil-hazır giyim şirketlerimizin sayısı 60’ı buldu, yatırımları toplamı 1 milyar doları aştı" bilgisinin altını çizen Satıcı’ya göre, "TİM’in Başkanı ihracatçıyı nasıl Mısır’a yönlendirir" eleştirisi yapanlar "dar görüşlü ve vizyonsuz"...

Satıcı, Türkiye’nin, Türk işadamlarının Mısır’da yatırıma, iş yapmaya yönelmesi konusunda çok iddialı: "Mısır’da kişi başına gelir 1000 dolar dolayında. Bu rakam 5 bin dolara çıktığında, Mısır 400 milyar doları aşan bir milli gelir büyüklüğüne ulaşacak. Biz zamanında yerleşirsek, buradan 100 milyar dolarlık pay alırız."

Satıcı’nın ortağı Tunç Özkan’la birlikte Mısırlı ortaklarıyla oluşturmaya başladığı "Polaris International Endüstri Bölgesi", 2 milyon metrekare alana sahip... Bölgeye beklenen yatırım 1.5 milyar dolar.

Mısır’da işler bununla kalmadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önünde yeni imzalar atıldı:

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Murat Saraylı, Mısır’daki benzeri dernekle el sıkıştı.

Türk Eximbank Genel Müdürü Ahmet Kılıçoğlu, Mısır’ın aynı işlevi gören bankasıyla hem "ihracat kredileri" hem de "ihracat sigortası" konusunda iki ayrı anlaşmaya imza koydu.

OSTİM Başkanı Orhan Aydın, Energia Holding Başkanı Nishan El Sweda ile 10 Ramazan kentinde yeni bir sanayi bölgesi kurmak üzere anlaştı...

Satıcı’nın iddia ettiği gibi Türkiye, Mısır ekonomisinden 100 milyar dolarlık pay alabilir mi?

Mısır’a Türkiye’den giden yatırım şimdiden 1 milyar doları aştı, ticaret 2 milyar dolara dayandı...

100 milyar dolar çok iddialı rakam ama 10-20 milyar dolarlık pay uzak olasılık değil...

77’lik delikanlıydı trafiğe kurban gitti

CUMARTESİ akşamı ilk mesaj cep telefonuma geldi: "Gazeteci Cüneyt Koryürek, trafik kazasında hayatını kaybetti."

Hemen ekonomi servisimizde nöbette olan Ceyhun Kuburlu’yu aradım: "Bir bakar mısın Cüney Koryürek nerede trafik kazası geçirmiş."

Yanıtı "Şişli’de karşıdan karşıya geçerken otomobil çarpmış" olunca, "Ercan Arıklı gibi Cüneyt Abi’yi de trafiğe kurban verdik" diye düşündüm.

Koryürek’le tanışmamız, konuşmalarımız film şeridi gibi geçti gözümün önünden. 1984 yılıydı. Yine Hürriyet’teydim. Turgut Özal hükümeti ithal sigaralara kapıları açıyor, rekabet kızışıyordu.

Türkiye’nin atletizm otoritesi olarak tanıdığı Cüneyt Koryürek, aynı zamanda şirketlere "iletişim danışmanlığı" hizmeti veren Delta Ajans adlı şirketini yönetiyordu. Şirkette o günlerde Ayşegül Dora’yla birlikteydi. İlk yurtdışı iş seyahatimi Koryürek ve Dora’yla British American Tobacco’nun (BAT) fabrikasını görmek üzere Hamburg’a yaptım.

O seyahatten sonra Cüneyt Abi’yle bağımız hiç kopmadı. Kimi gün Arçelik’te Hasan Subaşı ve Cengiz Solakoğlu’nun danışmanı olarak görüştük, bir başka dönemde Murat Ülker’in yanında karşılaştık. En son Petkim’in yüzde 51’ine 2 milyar 50 milyon dolar teklif eden Kazak konsorsiyumunun temsilcisi Haluk Ulusoy’la onun ofisinde konuştuk.

Kimi zaman arar, "Nerede benim kayısılarım, reçel yapmam lazım" diye yüklenir, eşim Emine’yi her gördüğünde, "Daha o çirkin adamı boşamadın mı" diye takılırdı...

Trafik canavarı 77’lik delikanlı Cüneyt Abi’yi de aramızdan aldı... Hepimizin başı sağolsun...
Yazarın Tüm Yazıları