Doğu’daki karakollara bombaya dayanıklı ‘giydirme’ yapıyor

Dehşetin görüntülerini izlerken şirketin Ar-Ge sorumlusunu aradı:

- Bizim artık bombaya dayanıklı cephe giydirme ve doğrama sistemleri üretmemiz gerekiyor. Kurşun geçirmez doğramaları bombaya dayanacak şekilde geliştirmek için çalışalım.
Seyahatten dönünce yönetim ekibini de aynı konuya yoğunlaştırdı:
- HSBC saldırısından bir yıl sonra 4 kilo TNT ile başlayıp 20 kilo TNT’ye varan patlamalarla bombaya dayanıklı iddiasıyla ürettiğimiz doğramaları test ettik. Başarılı sonuca ulaştık.
Geçenlerde Çuhadaroğlu Beylikdüzü’ndeki fabrikasına gittim. Nejat Çuhadaroğlu ve Çuhadaroğlu Alüminyum’un Genel Müdürü Kenan Aracı ile sektördeki gelişmeleri konuştuk. Çuhadaroğlu, 13 yıl önce İngiltere’den gelen siparişi anımsadı:
- Bir proje için bombaya dayanıklı doğrama istiyorlardı. Hazırlıklarımızı yaptık ve ihaleye girdik. Ancak, işi alamadık. HSBC olayından sonra  bu konuda kendimizi geliştirdik.
Kurşun geçirmez cam teknolojisinin daha önceleri devreye girdiğine işaret etti:
- “Camdan girmeyen kurşun ya alüminyum doğramadan girerse” düşüncesinden hareketle bu teknolojiye yöneldik. Ayrıca, yeni tip iş merkezleri ve gökdelenlerin cephe giydirmesi cam ve alüminyum doğramadan oluşuyor. Dolayısıyla o cepheleri, binaların içindekileri daha iyi koruyacak hale getirmek gerekiyordu.
Kenan Aracı söze girdi:
- Biz kurşun geçirmez, yangına ve bombaya dayanıklı doğramayı üretmeye başladığımızdan itibaren bu tür ithal ürünlerin fiyatı 7-8 kat aşağı indi.
Bu ürünlerin ihracatına da yöneldiklerini belirtti:
- Afganistan, Kuzey Irak, Azerbaycan ve Rusya’ya satışlarımız oldu.
Nejat Çuhadaroğlu, İstanbul ve İzmir’de de bazı projelere bu ürünleri verdiklerine değindi:
- Ayrıca Doğu’daki bazı karakollara da bombaya dayanıklı doğrama vermeye başladık.
Sonra şirketin kuruluş öyküsüne döndü:
- Şirketimizin temellerini 62 yıl önce babam Ahmet Çuhadaroğlu attı. Alüminyum sektörüne önemli katkılar yaptık. Sektörün Almanya’da cephe işi alan ilk yerli oyuncusu olduk. Aynı adımı Fransa’da attık. Paris’te ofisimiz var. İngiltere’de iş aldık, ofis de açıyoruz. ABD’ye dönük de planlarımız var. 4 kıtada 25 ülkeye ihracat yapıyoruz.
Aracı, grubun verilerini paylaştı:
- 2012’de 82.3 milyon lira olan satışlarımız, 2014’te 189.7 milyon liraya ulaştı. 2015’in ilk 9 ayındaki ciromuz 164.2 milyon lirayı buldu.
Halka açılma kararı üzerinde durdu:
- Hisselerin yüzde 25.96’sı halka açılacak. Halka açılmayı kurumsallaşma yolunda stratejik adım olarak görüyoruz.
 İhracatta ulaştıkları kilo başına ortalama değeri merak ettim:
- 4 dolar dolayında.
Kurşuna, bombaya dayanıklı yerli alüminyum doğrama üretmek, sektörün teknolojide ulaştığı aşamayı ortaya koyuyor...

20 bin kişiden ‘hasenat’ bekliyor

CARREFOURSA Genel Müdürü Mehmet Nane, Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (SEV) Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlenince ilk yorumu şu oldu:
- 13 bin personeli yönetiyordum, şimdi 5 bin öğrencim de oldu.
Üsküdar Amerikan Lisesi, Tarsus Amerikan Koleji ve İzmir Amerikan Koleji gibi okulları çatısı altında toplayan SEV’in Nane başkanlığındaki yönetimi şu isimlerden oluştu:
* Ege Karapınar, Berna Ülman, Prof. Emre Akkuş, Mine Ayhan, Ömer Paksoy, Pınar Balcı Güventürk, Simhan Savaşçın, Yılmaz Argüden.
Tarsus Amerikan Koleji mezunu Nane, SEV Genel Koordinatörü Binnur Karademir’le birlikte yaptığımız sohbette şu mesajı verdi:
- 20 bin mezunumuzdan “hasenat” bekliyorum.
SEV’in cirosunu sordum, Karademir yanıtladı:
- 180 milyon lira. Yüzde 99.9’u öğrenci ücretlerinden oluşuyor.
Tarsus Amerikan mezunu The Coca-Cola Company CEO’su Muhtar Kent, burs fonuna 2 yıl önce 120 bin dolar bağış yapmıştı...
Nane’nin kuracağı “Mezunlar Konseyi”, 20 bin kişiyi “hasenat” için harekete geçirmeye yeter mi?