Dexia, intihar saldırısıyla geldi Türkiye’den asla vazgeçmedi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
15 KASIM 2003... Hem İstanbul, hem Türkiye Sinagog’da patlayan intiihar saldırısıyla sarsıldı...
20 Kasım 2003... Canlı bomba bu kez önce HSBC Bank Genel Müdürlüğü’nü salladı, ardından İngiliz Konsolosluğu’nu dağıttı...
İşte tam o sırada, Fransız-Belçika kökenli Dexia Grubu’nun şimdiki CEO’su Axel Miller, arkadaşlarıyla İstanbul’daki bir bankanın genel müdürlüğünde merdivenlerdeydi. Bombaların ürkütücü sesi, hafif de olsa sallantısı o binayı da etkileyince, herkes gibi Dexia ekibi de dışarı çıktı.
Patlamanın nerede olduğu soruşturuldu, adresin Levent’teki HSBC Bank olduğu bilgisi ulaştı. Ayrıca İngiliz Konsolosluğu’nun da intihar saldırısıyla ciddi hasar gördüğü, çok sayıda ölen olduğu bilgileri de görüştükleri bankanın yönetim ekibi tarafından Dexia ekibine ulaştırıldı.
Patlayan bombalar, yanan canlar, yaşanan acılar herkes gibi Axel Miller ve arkadaşlarını da etkilemişti. Miller, bir an düşündü: "Biz buraya neden geldik? Ya bu ibombaların tekrarı olursa, Acaba vaz mı geçsek?"
Miller ve beraberindekiler, intihar saldırısı korkusunu çabuk atlattı. Dexia Grubu, büyüme stratejisine en uygun adres olarak Avrupa Birliği (AB) tam üyeliği yolunda ilerleyen Türkiye’yi görüyordu. Bu yüzden Dexia’nın yöneticileri Türkiye’de satışa konu olabilecek bankaların kapısını aşındırmaya başladı. Bu arayış sırasında Denizbank’ın kapısı Temmuz 2004’te çalındı.
Dexia, Türkiye’de banka satın alma arayışlarını sürdürürken, gazetelere tam sayfa ilanlar verdi. "Kısa zamanda hiç birşey inşa edilemez" cümlesiyle başlayan ilanlarda kısaca şu mesaj yer alıyordu: "Peki bir banka size gereken zamanı verirse? Herşeyin hızlı yapıldığı günümüzde, kısa zamanda iş yapmanın neredeyse artık bir kural haline gelmesiyle zamanın başarıdaki katkısının hayati önemini yeniden keşfediyoruz..."
Dexia Grubu, ilanlarda kamu sektöründe gerçekleştirilen projelere finansman hizmetleri verdiklerini vurguluyordu. İlanlar anında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) dikkatini çekti. Dexia temsilcileri hızla BDDK’ya davet edildi: "Size Türkiye’de bankacılık yapma izni verdiğimizi hatırlamıyoruz. Zaten başvurunuz da yok. Bankacılık izni almadığınız bir ülkede neden böyle ilanlar veriyorsunuz? Burada izinsiz mevduat toplayamayacağınızı, bankacılık işlemi yapamayacağınızı size hatırlatmak isteriz."
Dexia temsilcileri, savunmaya geçti: "Bizim Türkiye’de izinsiz bankacılık işlemleri yapma gibi bir niyetimiz asla olamaz. Kendimizi Türkiye’de kamuoyuna biraz tanıtmak istedik o kadar. Başka hiçbir amacımız yok."
İstanbul’da ihtihar saldırılarının olduğu gün Türkiye’de banka arayışlarını başlatan, ilanlarla adını önceden beynimize kazımaya çalışan Dexia, sonunda 2.4 milyar dolara Denizbank’ın sahibi oldu.
Axel Miller, geçen akşam Ahmet Nazif Zorlu’dan Denizbank’ın sembolik anahtarını alırken, "Ahmet Bey’in odasına pazarlık için girdiğimde üzerimde takım elbise vardı. Çıkarken bir tek tişörtüm kalmıştı" diye takılsa da, keyifli görünüyordu. Miller’in hep övgüyle söz ettiği Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de onu "Tam bir Türkiye aşığı" diye niteliyordu.
Dexia, 2.4 milyar dolar verip Türkiye’de bankacılık "Deniz"ine açıldı... Miller, ilk gün "Dalgalar herkesi uçursa da biz Türkiye’den asla uçmayız" sözü verdi...
"Vira bismillah Dexia" diyelim, sözünü nasıl tutacak izleyelim...
Fitili ateşlediniz, bende daha nice "Küstüm"ler var
HER şey LC Waikiki markasını hazır giyim dünyasına yeniden kazandıran Taha Grubu’nun patronlarından Vahap Küçük’ün davetiyle başladı.
Malatya Eğitim Vakfı (MEV) Başkanı Şaban Taçyıldız, işadamları Sabri Özel, Şahin Nalbant ve tiyatro sanatçısı Kenan Işık’la birlikte Malatya’nın Doğanşehir ilçesindeki "Elma Festivali"ne katıldık.
Festival akşamı düzenlenen konserin benim izleyemediğim bölümünde Latif Doğan’ı meşhur eden "Küstüm" türküsünün asıl sahibi Mehmet Atabay sahne almış, Kenan Işık kendisinden çok etkilenmişti.
Kenan Işık bana anlattı, yazdım. İbrahim Tatlıses, benim yazım üzerine Mahmut Atabay’ı "İbo Show"a çıkardı. Böylece "Küstüm"ün asıl sahibini tüm Türkiye tanıdı.
Mahmut Atabay, gönderdiği mektupta Kenan Işık’a, İbrahim Tatlıses’e ve bana teşekkür edip, eklemiş: "Bu fitili sizler ateşlediniz. Bende daha ne Küstümler var göreceksiniz..."