GEÇEN hafta cumartesi akşamı Edirne’deki Hanedan Restoran’dayız...
Edirne Valisi Gökhan Sözer, Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi ve Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile beraberindeki Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini ağırlıyor.
Çiçek ve Anayasa Komisyonu üyelerinin Edirne ziyaretlerinin nedeni Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) öncülüğünde 14 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Anayasa Platformu’nun gerçekleştirdiği “Türkiye Konuşuyor” projesi... Masada TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da var.
TBMM’de geçen hafta gerginlik işaretlerini veren, bu hafta ciddi kavgaya yol açan İç Tüzük değişikliğini de konuşalım derken Cemil Çiçek’le Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri arasındaki sohbet, genel kurul salonundaki kürsüye kaydı. Konuyu MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal açtı:
- Sayın Başkan, genel kurul salonundaki kürsü iyi değil. İnsan orada konuşurken kendini çıplak hissediyor. Cemil Çiçek, Bal’ın eleştirisine hak verdi:
- Aslında kürsünün geçmişteki konumu daha uygundu. Kürsü, salona biraz daha yukardan bakıyordu. Kürsüde konuşan milletvekilleri o zaman tüm salona hitap etme, hakim olma şansı yakalayabiliyordu. Araya girdim:
- Şimdiki kürsünün neresi yanlış?
- Öncelikle konumu yanlış. Salonun orta yerindeymiş gibi bir izlenim veriyor. Ayrıca salonla aynı seviyede olması, milletvekillerinin tüm genel kurula hitap edebilmelerini zorlaştırıyor.
Faruk Bal, ekledi: - Fonksiyonel olarak da kullanışlı değil. Örneğin, kürsüye elinizde bazı kağıt ve belgelerle çıktıysanız yandınız. Konuşma süresini gösteren dijital saat ister istemez kağıtların altında kalıyor. Çünkü, kürsüde o kağıtları koyabilecek yer yok. O zaman da süreyi takip etme şansı yakalamak mümkün olmuyor.
Cemil Çiçek, benzeri sıkıntılardan örnek verdi: - Milletvekili arkadaşlarımız kürsüde seslerini iyi duyuramadıklarından yakınıyor. Ayrıca konuşma süresini gösteren bir dijital tabelanın kürsünün karşısındaki duvara konulmasını isteyenler var.
- Madem bu kadar eleştiri var ve kullanışlı değil, değiştirmek mümkün değil mi? Mustafa Kalemli’nin TBMM Başkanlığı döneminde “geyik derisi koltuk”la tartışmalar yaratan yenilemeye gönderme yaptı:
- Zaten epey masraf yapılmış, şimdi salonu yenilemeyi gündeme getirmek söz konusu değil.
- Kürsünün yerini, şeklini de mi değiştiremiyorsunuz?
- O zamanki yenilemenin mimarı dokunturtmuyor, “Eserimi bozmayın” diye karşımıza çıkıyor. Çiçek, ardından asıl önemli gerekçeyi paylaştı:
- Genel kurul salonunda o zaman gerçekleştirilen yenilemeyle ilgili dava süreci henüz bitmiş değil. Mahkemede aleyhimize kullanılabilecek bir delil de oluşturmak istemiyoruz. Dava süreci tamamlandıktan sonra bu işlere bakılabilecek.
TBMM’de bir yandan “kürsü özgürlüğü”, “kürsü dokunulmazlığı” ve konuşma süreleri ortamı geriyor ve yumruklar konuşuyor... Diğer taraftan “kürsüde mimari dokunulmazlık” sıkıntısı da yaşıyor...
Müdür Kapıkule’yi övdü, Tan Habur hesabı sordu
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, geçen hafta pazar günü Edirne’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleriyle birlikte Kapıkule’yi de ziyaret etti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bünyelerinde bulunan Gümrük ve Turizm İşletmeleri A.Ş.’nin (GTI) başta Kapıkule olmak üzere, yenileyip işlettikleri gümrük kapılarındaki başarılarını anlattı.
Ardından GTI Genel Müdürü Ömür Gebeş ile Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Kaptan Kılıç sunum yaptı. Kılıç, bir TIR’ın Kapıkule’den tüm işlemlerinin tamamlanıp çıkmasının ortalama 10 dakika sürdüğünü belirtince BDP Milletvekili Altan Tan sordu:
- Burada işler böyle hızlanmışken Habur’da neden geçiş uzun zaman alıyor? Ben kendim bile geçenlerde Habur’dan 4 saatte geçebildim.
Rifat Hisarcıklıoğlu, yanıt vermeye çalıştı:
- Orada “karınca” sorunu var.
Hisarcıklıoğlu, yaptığı benzetmeyle işlemlerin uzamasının kaçakçılık şüphesinden kaynaklandığını vurguladı, Tan itiraz etti. Bunun üzerine TOBB Medya ve İletişim Meclisi olarak yaptığımız ziyaret sırasında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın anlattıklarını aktardım:
- Yalan söylüyorlar. Sanki kaçakçılık şüphesi Kapıkule’de olmuyor mu. Burada yakalanan malları görmüyor muyuz. Habur’da geçişi özellikle geciktiriyorlar.
Konu uzayınca Cemil Çiçek zamanı anımsattı:
- Buradan başka yerlere uğrayıp, Ankara’ya döneceğiz...