Çiçekçiler Odası: Bizim de okuyan 50 bin çocuğumuz var
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BABAM Ali Munyar adına Türk Eğitim Vakfı’nda (TEV) oluşan 10 bin 415 liralık “eğitim bursu fonu”nu yazdım, İstanbul Çiçekçiler Esnaf Odası’ndan tepki aldım:
- Bizim sektörümüz yılda 40-50 bin çocuk okutuyor. Yazıda, cenazeye çelenk gönderilmesi yerine TEV’e bağış yapılmasının, maddi gücü yeterli olmayan ailelerin çocuklarının eğitimine katkı yaptığı üzerinde durmuştum. İstanbul Çiçekçiler Esnaf Odası Başkanı Yunis Erdoğan ile Genel Sekreter Nevin Şeko Gürler’in ortak imzasını taşıyan mektupta öncelikle “çiçekçi ordusu”na dikkat çekilmiş: - Çiçekçilik sektöründen 350 bin kişi geçimini sağlıyor. Köylü, bahçıvan bu sektörden ekmek yiyor. Konu çocukların eğitimi olduğu için, kalabalık çiçekçi ailesinin çocuklarına vurgu yapmışlar: - Bu sektördeki ailelerin 40-50 bin çocuğu eğitim görüyor. Özellikle cenazeler için “çiçek yerine bağış”la öne çıkan vakıflara yüklenmişler: - Başta vakıflar olmak üzere, bir kesim 350 bin kişilik çiçekçiler ailesini yok sayıyor. Çiçek işini lüks gibi gösteriyor. Oysa tek geçim kaynağı çiçek olan köylülerimiz var. Vakıfların tavrını, kendilerine karşı “haksız rekabet” olarak değerlendirmişler: - Türkiye’de vakıflar Rekabet Kanunu kapsamında değiller. Bu yüzden “anti çiçek” kampanyalarına karşı yasal işlem yapamıyoruz. Vakıfların bu ayrıcalıklı durumu, bir sektörü yok sayacak şekilde kullanmamaları gerekir. Vakıflara soruları arka arkaya sıralamışlar: - Çiçekçi esnafı ne yapsın? Evine ekmek götürmesin mi? Çocuklarını okutmasın mı? Halkın vicdanına seslenip, köylünün ekmeğine ortak olmak ne kadar doğru? Erdoğan ve Gürler, ardından tepkilerini biraz yumuşatmışlar: - Vakıflar ya sektörümüze verdikleri zararın farkında değiller, ya da kolay para toplamanın rehaveti içindeler. Bizler bağışa kesinlikle karşı değiliz. Yeri geldiğinde biz de bağış yapıyoruz. Sonra da tepkilerinin nedeninin altını çizmişler: - Bir tarafın temeli inşa edilirken, diğer tarafın temeli neden çökertiliyor. Neden vakıflar, “Çelenk yerine bağış” ifadesi kullanıyor. Bizim tepkimiz bu tutumlarına. İstanbul Çiçekçiler Esnaf Odası’nın gösterdiği tepkiyi Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Güsel Ablası’na (Bilal) aktardım: - Aslında başta TEV olmak üzere vakıflara yapılan “çelenk bağışları”, çiçekçilik sektöründen en fazla yüzde 5-6 pay alıyor. Bu pay da yıllardır pek değişmiyor. - Yani telaşlanmalarına gerek yok mu? - Vakıflara yapılan bağışın çiçekçilik sektörünün önünü kesecek boyuta ulaşması söz konusu değil. Güsel Bilal’in ortaya koyduğu veri, vakıfların çiçekçilik sektörüne rakip olmadığını ortaya koyuyor... Kimsenin “çiçekçilik tümüyle ortadan kalksın” türünden çağrı yaptığı yok... Çiçekçilik sektörünün önünde düğünler, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, evlilik yıldönümleri, evlilik teklifleri gibi birçok fırsat var... Bunların yanına bir de ihracatı ekleyince, sektörden ekmek yiyen nüfusun 350 bini aşması, okuttukları kendi çocuklarının da 50 binin üzerine çıkması söz konusu olur... Yanılıyor muyum?
Yunanistan’daki ortağın borcu Türk baklavası için büyük tanıtım oldu
KADİR Eriş’in bu yıl 41’incisini Citadel Otel’de düzenlediği iftarda Baklavacı Güllüoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Güllü ve Karaköy Güllüoğlu’nun patronu Nadir Güllü ile karşılaştım. Nadir Güllü, temmuz ayı başında Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde çıkan haberi anımsattı: - Yunanistan’daki ortağımızın bize borcunu ödeyemediği, ancak onlara bu konuda toleranslı davrandığımız Wall Street Journal’de çok güzel haber oldu. Sonra başta Hürriyet olmak üzere Türkiye’deki medyada da geniş yer aldı. Haberin kendilerine yansımasına değindi: - Bizi çok arayan, Yunanlı ortağı sıkıştırmadığımız için tebrik edenler oldu. Ayrıca dış ticaretin bağlı bulunduğu bakanlıktan da (Ekonomi Bakanlığı) arayıp, durumu sordular. - Destek vermek için mi? - Hayır, sadece durumu doğrudan bir de bizden öğrenmek için aramışlardı. Bizim çok şükür desteğe ihtiyacımız yok. Karaköy’deki dükkanımıza günde 7 bin kişi geliyor. Allah bin bereket versin. İşlerimiz çok iyi. Nadir Güllü, haberlerin baklavanın tanıtımına katkısına vurgu yaptı: - Zaman zaman Yunanlı dostlarımızda aramızda “baklava bizim” tartışması oluyor. Şimdi geldiğimiz noktada Türk baklavası daha öne çıktı, dünyada imajı güçlendi. Öyleyse bu durum, ailenin diğer kanadındaki Nejat Güllü’nün ABD ve Avrupa ülkelerinde 100 mağazaya ulaşma hedefine yarayacak...