Paylaş
Meslektaşlarım Abdurrahman Yıldırım ve Celal Toprak’la birlikte Rize Valisi Nurullah Çakır’la sohbet sonrası Çaykur Genel Müdür Yardımcısı Turgay Turna’ya uğradık. Homojen sürgüne geçişi anlattı:
- Bizdeki çay üretimi tohumdan olduğu için sürgünleri farklı boyuttadır. Yani, homojen değildir. Artık biz de “çelik”ten, yani fidandan üretime geçiyoruz. Bu yöntemle sürgünler aynı boyutta olacak. Seleksiyon yaptık, 6 klon belirledik.
Rize’nin organik çaydaki avantajını ortaya koydu:
- Bizde tarımsal ilaç kullanımı yok. Kimyasal gübreyi kesince toprak 3-4 yılda temizleniyor. Hemşin’de organik çay üretimi 30 bin dekara ulaştı. 100 bin dekara çıkmayı hedefliyoruz. Çayeli’nde de organik üretim başladı.
Organik çayın değerine dikkat çekti:
- 400 gramlık normal siyah çayın fiyatı 4-7 dolardır. Aynı miktarda organik siyah çay 10-17 dolara satılabiliyor.
Organik üretimde henüz yolun çok başında olunduğuna değindi:
- Yılda 672 bin ton yaş çay üretiliyor. Bunun 132 bin tonu kuru çaya dönüşüyor. 5 kilo yaş çay, 1 kilo kuru çay yapıyor.
Çaykur’un verilerini paylaştı:
- 45 çay fabrikamız var. 10 bin işçi, 1400 beyaz yakalı personel çalışıyor. 2013’te ciromuzun 1 milyar dolara çıkmasını hedeflemiştik. Döviz yükselince ciro 820 milyon dolarda kaldı.
Ardından işin eğitim yönüne işaret etti:
- Türkiye, dünya çay liginde 7’nci sırada. Çay, ülkemizde önemli yer tutarken, bu alanda eğitim yok gibi. Ben Ege Ziraat mezunuyum. Ayçiçeği ve tütünü birer cilt okuduk. Çay ise birkaç satırla geçiştirildi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ni işaret etti:
- Çaykur’un Çay Araştırma Enstitüsü iyi bir eğitim merkezi olarak faaliyetini sürüdürüyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin de bu alanda öne çıkması için destek veriyoruz.
RTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan da, “Çay ve Sağlık” broşürünü uzattı. Broşürdeki “Çay Sağlık Tablosu”na baktım:
- Kalbi güçlendirir, ruhsal rahatlık verir, kan şekerinin yükselmesini önler.
Çayın bu etkisini hisseden var mı?
Özellikle Başbakan hissetse, bol bol çay içerek toplumda yükselttiği ateşi düşüremez mi?
Çayı öldürüp sonra içmeyin
KONUYU Abdurrahman Yıldırım açtı:
- Çayda doğru demleme yöntemini bilmiyoruz.
Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, çay demlerken yaptığımız yanlışa dikkat çekti:
- Demliğe önce çayı koyup, üzerine suyu dökerseniz enzimleri yarı yarıya gider. Çayı öldürüp, sonra içmeyelim.
Ardından Rize Ticaret Borsası’nın hazırlattığı broşürün doğru çay demleme yönetimini anlatan bölümünü gösterdi. Tavsiyeler şöyle:
- Kireçli, madenli, klorlu su ile çay demlemeyin. İyi su kullanın.
Bakır veya porselen demlik kullanın.
- Önce suyu kaynatın, boş demliği de su buharı ile ısıtın.
Su kaynadıktan sonra 30 saniye kaynamanın durmasını bekleyin. Kaynaması duran suyun üzerine her bardak için 1 tatlı kaşığı veya 2 çay kaşığı kuru çay koyun.
- Demi kesinlikle kaynatmayın. Sıcak kalması için çaydanlığın üzerine tutun.
Çayın demlenmesi için 10-15 dakika bekleyin.
- Demlenen çayı 1 saat içinde tüketin.
Ayak kokusunu 10 günde bitirir
RİZE Ticaret Borsası Meclis Başkanı Resul Okumuş, hazırladıkları broşürdeki “Demlikte kalan çayı atmayın” bölümünü gösterdi:
- Her akşam ılık çay dolu leğene ayaklarınızı daldırın ve yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde ayak kokusu biter.
Boğazınız ağrıyorsa, posayı süzüp, soğuyan demle gargara yapın.
- Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin. Kokudan eser kalmaz.
Eliniz balık veya soğan kokuyorsa, demli çayla yıkayın.
- Yemek yerken dilinizi ısırdıysanız, günde 3 kez çayla ağzınızı çalkalayın. Kısa sürede iyileşir.
Paylaş