‘Carnegie Hayırseverlik Madalyası’, Koç Ailesi’yle ilk kez Türkiye’ye uzandı

Mektupta, Carnegie Corporation of New York Başkanı Vartan Gregorian imzası vardı:

- 2009 yılı Carnegie Medal of Philanthropy’ye (Carnegie Hayırseverlik Madalyası) layık görüldünüz.

Rahmi Koç, madalyanın anlamını biliyordu. Yine de Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Atilla Aşkar ve yakın çevresine danıştı:

- Madalya için ne diyorsunuz?

- Bu madalya, hayırseverlik alanının Nobel’i gibidir.

Rahmi Koç, mektuba yanıt verdi:

- Bizi bu madalyaya layık gördüğünüz için teşekkür ederiz. Ailemizde hayırseverlik öncülüğünü babamız Vehbi Koç yapmıştır. Onun kurduğu Vehbi Koç Vakfı, 40 yıldır önemli projeler gerçekleştirdi. Bu madalyayı ancak Koç Ailesi olarak kabul edebiliriz. Törene de ailece geliriz.

15 Ekim’de New York’ta gerçekleşen tören için 10 gün önce Rahmi Koç ABD’ye uçtu. Arkasından Vehbi Koç Vakfı Bakanı Semahat Arsel, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Yönetim Kurulu Üyeleri Ömer Koç ile Ali Koç da New York’un yolunu tuttu.

Mustafa Koç’un yanında eşi Caroline Koç, Ali Koç’un yanında da eşi Nevbahar Koç vardı. Aileye Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım ile Koç Holding İletişim Grubu’ndan Oya Ünlü Kızıl’la Gökhan Akça da eşlik etti.

- Carnegie’den gelen mektupta madalya gerekçesi var mıydı?

Rahmi Koç: Carnegie Corporation, madalya için ciddi inceleme yapıyor. Bizim de 25-30 yılımızı incelemiş olmalılar.

Mustafa Koç, Carnegie Hayırseverlik Madalyası’nın kriterlerini sıraladı:

Andrew Carnegie’nin ideallerini ve ufkunu yansıtan bir hayırseverlik vizyonu.

Hayırsever kişinin uzun yıllara dayanan çalışmaları olması.

Hayırseverlik çalışmalarının belirli bir konuda, ülkede veya uluslar arası arenada yarattığı etki.

Semahat Arsel araya girdi:

- Vehbi Koç’un hayırseverlik çizgisi, Andrew Carnegie ile paralel. Carnegie, hayatını eğitim, para kazanmak ve kazandıklarını hayattayken en iyi şekilde hayır işlerine harcamak şeklinde üç aşamaya ayırmış. Hatta, ölürken cebinde tek kuruş kalmasın istemiş. Vehbi Bey’in 95 yıllık hayatı da kendi eğitimi dışında benzer bakış açısıyla geçti. O kendini ticaret ve üretimde eğitti.

Mustafa Koç, dedesinin felsefesini ortaya koydu:

- Kazandığının bir bölümünü toplum için harca.

Semahat Arsel, bir noktanın altını çizdi:

- Vehbi Koç’un hayırsever yönü bizim de içimize işlemiş.

Ali Koç, Carnegie Hayırseverlik Madalyası’nın önemine dikkat çekti:

- Bu madalya Koç Ailesi’yle ilk kez Türkiye’ye veriliyor. Sadece ailemiz değil, Türkiye için de önemi büyük.

Rahmi Koç da kürsüden aynı mesajı verdi:

- Ailem ve Türkiye için alıyorum.

Vehbi Koç Vakfı, 40 yılda 1.2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı... Eğitimden sağlığa, birçok alanda harcama ve yatırım yaptı, başarılı gençlerin önünü açtı...

Sonunda “Hayırseverlik Nobeli”ni Türkiye’ye taşıdı...

Dünyanın en zengin üç kişisi en yoksul 600 milyona kişiye eşit

KOÇ Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, hayırseverlik konusunu konuşurken, bir saptamaya dikkat çekti:

- Bugün dünyanın
en zengin üç kişisinin servetleri toplamı, en yoksul 600 milyon kişinin
gelirleri toplamına eşit. Günümüzde artık sosyal sorumluluk projeleri olmayan şirketler sorgulanıyor, eleştiriliyor.

Yani, en zengin üç kişi, 600 milyon yoksula bedel...

Serveti çocuklara bırakmak hata mı

RAHMİ Koç, elde edilen servetten toplum yararına işler yapmak için ömrün sonunu beklememek gerektiğine vurgu yaptı.

Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım, Andrew Carnegie’nin hayatına dikkat çekerken bir sözünü anımsattı:

- Serveti çocuklara bırakmak en büyük hata.

Mustafa Koç ve Ali Koç’tan anında haklı itiraz geldi:

-  O kadar da değil...

Vehbi Koç, Türkiye’de ilk özel vakfı kurmak için 23 yıl uğraştı

RAHMİ Koç, Carnegie Hayırseverlik Madalyası’nın David Rockefeller’in elinden aldıktan sonra, Vehbi Koç Vakfı’nın kurulduğu yıllara döndü:

- Babam Vehbi Koç, 1946 yılında Amerika’yı ilk ziyaret ettiğinde büyük hastanelerin, üniversitelerin ve müzelerin arkasında büyük vakıfların olduğunu gördü. Bunlardan ve yasal çerçevesinden çok etkilendi. Türkiye’ye döndüğünde aynı şekilde vakıf kurmak için harekete geçti. Ancak, yasal çerçeve yoktu. 23 yıl boyunca yasal çerçeve için mücadele verdi. Sonunda kendi adını taşıyan Türkiye’nin ilk özel vakfını kurdu.

Rahmi Koç, Vehbi Koç’un ünlü sözünün altını bir kez de kürsüden çizdi:

- Ülkene sana verdiklerinden bir kısmını vermek zorundasın.

Faizler düştü�vakıfların fonlarını da eritiyor

RAHMİ Koç, global krizin yarattığı düşük faiz ortamının vakıflara faturasına değindi:

- Düşen faizler dünyada birçok vakıfın varlıklarını eritti.

- Vehbi Koç Vakfı’nda durum nasıl?

Rahmi Koç, sorunun yanıtını Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım’a bıraktı:

- Biz şu anda iyiyiz. Ancak, olmazsa olmazlarımız var. Örneğin Koç Üniversitesi’nin açıkları konusunda holding şirketlerinin desteği gerekiyor.

Benzeri bir destek gereğini sıkça Sabancı Üniversitesi’nden de duyuyoruz...

Sürdürülebilir olmayan yardımlar heba oluyor

RAHMİ Koç, hayırseverliğin, günümüzün öne çıkan deyimiyle “sosyal sorumluluk” şeklinde kurumsallaşmasına dikkat çekti.

Mustafa Koç, Vehbi Koç Vakfı’nın kurumsal yönüne örnek verdi:

- Koç Grubu şirketleri, kazandıklarının belirli bölümünü Vehbi Koç Vakfı’na aktarır. Aynı durum, yabancılarla yüzde 50-50 ortak olduğumuz şirketlerimiz için de geçerlidir. Ortaklarımız da bunu kabul eder.

Semahat Arsel ekledi:

- Sürdürülemeyen yardımlar heba olup gidiyor.

Vehbi Koç Vakfı’nın uzun vadeli taahhütleri, “sürdürülebilirlik” konusuna verdiği önemi ortaya koyuyor.

Soros’la buluştu vakıfların güç birliği yapmasını düşündü

KOÇ Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, New York’ta dünyaca ünlü spekülatör ve uluslararası yatırımcı George Soros’la da buluştu:

- Geçen gün Soros’la yemek yedik. Kendisi çevrenin korunması için 1 milyar dolar ayırmış. Düşünün adam sadece çevreye 1 milyar dolar ayırabiliyor. Biz Vehbi Koç Vakfı’nda 40 yılda ancak 1.2 milyar dolarlık varlığa ulaşabiliyoruz.

Rahmi Koç, yeri gelmişken, bu konuda Türkiye’de, “İlle de benim adım öne çıksın” diye ısrar etmeden güç birliği yapmanın gerekliliğine dikkat çekti:

- Herkes yaptığı bağışın kendi adıyla kalıcı şekilde görünmesini istiyor, bekliyor. İsimlerimizden çok, yapılan bağışla ortaya çıkan esere odaklansak, güçbirliğiyle daha önemli eserlere ulaşmak mümkün olabilir.

Aslında böyle bir güç birliği için yine öncülüğünü Vehbi Koç’un yapmış olduğu Türkiye Eğitim Vakfı (TEV) var.

TEV’in 35 milyon liralık büyüklüğü düşünüldüğünde güç birliğinin önemi daha da çok anlam kazanıyor.

Eğer Vehbi Koç’un hedeflediği güç birliği sağlansa, TEV bugün 35 milyon lirada kalır mıydı?