Çanakkale’den Mersin’e 1 trilyon dolarlık kaynak yaratabiliriz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İNGİLİZ The Sunday Mirror’dan alıntı haber, geçen pazartesi Hürriyet’in sürmanşetiydi: "Türkiye, yeni İspanya mı oluyor?"
The Sunday Mirror, 17 bin İngiliz’in konut aldığı Türkiye’nin giderek İngiltere’de daha popüler hale geldiğini belirtip, şu saptamayı yapmış: "Türkiye, Doğu Akdeniz’de konut almak isteyen İngilizler arasında popüler. Konutlar 20 bin sterlinden ucuz, üstelik güneş orada yılda 300 gün parlıyor. Türkiye, bu konuda İspanya’yı geride bırakabilir."
Son yıllarda "My World", "My Country" gibi adlar verdiği konut projeleriyle öne çıkan Ağaoğlu Grubu’nun patronu Ali Ağaoğlu, birkaç ay arayla iki buluşmada bu konuya dikkat çekti: "İspanya yabancılara 2.2 milyon konut satmış, 600 milyar Euro kaynak yaratmış. Böylece borçsuz ülke haline gelmiş."
Ali Ağaoğlu’nun İspanya’yı incelemesi, Bodrum’da Net Grubu’na ait 10 milyon metrekarelik alanı devralıp, 2 golf sahası, 5 tane 5 yıldızlı otel ve 10 bin konut yapmaya soyunmasından kaynaklanıyor.
Ağaoğlu, arsayı almak için Net Holding’in 90-100 milyon dolar dolayındaki borcunu üstlenmiş ve kısa sürede ödemiş. Anlaşmada Net Holding’e yüzde 19 hasılat payı verilmesi öngörülmüş.
Ali Ağaoğlu’nun niyeti, projedeki konutların çoğunu yabancılara satmak: "Yabancıya konut satışını ’öcü’ gibi görmeyelim. Konut alanlar İspanya’nın toprağını kendi ülkelerine mi götürmüşler, hayır. Kazanan İspanya olmuş."
Ağaoğlu, bugüne kadar 10 bin dolayında konut yapmış, satış hasılatı 4-5 milyar dolara ulaşmış. Tek başına Anadolu yakasındaki "My World" projesinin parasal büyüklüğü 1.3 milyar dolar. Bodrum’daki proje de tamamlandığında 4-5 milyar doları bulacakmış. Üstelik elinde yeni projelere dönüşebilecek 25 ayrı arsa varmış.
Döneminde İstanbul’un önde gelen inşaat malzemeleri pazarlamacısı olan bababası bir gün Ali Ağaoğlu’na, "İşlerin başına geçeceksin" deyince, eğitimi lisedeyken yarıda kesmiş. Zamanı gelince de babasından tek kuruş almadan ayrılmış. İlk şirketini 1981’de kurmuş: "Ofluyum ama klasik Laz müteahhit değilim. Nitelikli konut yapıyorum."
Ağaoğlu Grubu, kendi kredi sistemini de kurmuş. Bugüne kadar 400 milyon YTL kredi kullandırmış. Ali Ağaoğlu, kredide ulaştıkları sonuçtan memnun: "Tek kuruşumuz batmadı.Müşterilerimiz kredi borçlarını aksatmadan ödüyor. Bunda taksitlerimizin ’ödenecek dozda’ olmasının da rolü var."
4-5 milyar dolarlık konut satmış, Bodrum’da 4-5 milyar dolarlık proje yürüten Ali Ağaoğlu, oturup hesap yapmış: "Türkiye, yabancılara konut satışına odaklansa, Çanakkale’den Mersin’e uzanan kıyı şeridinde 1 trilyon dolarlık kaynak yaratabilir."
1 trilyon dolar... Oturup hesaplamak, hayalini bile kurmak güzel değil mi?
Hele de Türkiye’nin 415 milyar dolar iç ve dış borcu varken...
Hükümet bu işe odaklansın, gerçek potansiyeli ortaya çıkarsın...
Koreli müşteri 450 bin dolar kazandı
AĞAOĞLU Grubu’nun patronu Ali Ağaoğlu’yla önce konut projelerinin üzerinde helikopter turu yaptık, sonra My World Batı Ataşehir’de sohbet ettik.
Sohbete Ağaoğlu Yönetim Kurulu Danışmanı Murat Ögel, grubun inşaat şirketlerin Eltes İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesi Cihat Taşköy ve Akdeniz İnşaat’ın Genel Müdürü Hasan Rahvalı da katıldı.
İlginç müşteri örnekleri sordum. Bir Koreli müşteriden söz ettiler: "Koreli müşteri Her projemizle ilgileniyor. Bugüne kadar üç projeye girdi. Fiyat yükselince satıyor. 150 bin dolar ana parayla başladı, 450 bin dolara kadar ulaştı."
Kore’den kalk gel, İstanbul’da konut projelerini izle, 150 bin dolar koy, 450 bin doları yakala...
AB’nin günah keçisi olduk ilişkilerimiz dibe vurdu
ŞİRKETLERE Avrupa Birliği (AB) danışmanlığı hizmeti veren CPS Stratejik Danışmanlık Genel Müdürü Tulû Gümüştekin, 22 Temmuz’da AKP’nin aldığı yüzde 46.5’lik oyu, "AB’ye tam üyelik için destek" diye yorumlayanlardan...
Tulû Gümüştekin’e göre, seçim ortamı ve devamında AB’yle ilişkilerimiz "dibe" vurdu: "Türkiye’de durum böyleyken, AB de bizi kendi sorunlarının ’günah keçisi’ yaptı."
Gümüştekin’e göre, AB kendi içindeki sorunları adım adım çözüyor, ilişkileri yeniden yukarı çıkarma zamanı geldi: "Eğer Türkiye’de şirketlerin, varlıkların değeri arttıysa bunda AB’yle müzakere sürecinin büyük payı var."
Gümüştekin, "İstanbul 2010 Avrupa Başkenti" sürecini iyi kullanmak gerektiğine dikkat çekiyor, Brüksel’de İstanbul ofisi açılmasını öneriyor...
Artık Dışişleri Bakanlığı koltuğunda Başmüzakereciliği yürüten Ali Babacan’a yeni dönemde çok iş düşüyor...