Baklavanın şerbetine hava durumu ayarı

Yine gidiş nedenleri hayırsever işadamlarının eğitime, sağlık altyapısına yaptıkları katkının yeni örnek halkalarını devreye sokmak.

Adnan Güldaş adlı işadamı, doğum yeri Şıhlar Köyü’nün yeni ilköğretim okulunun yapımının yüzde 51’ini üstlenmiş. Okula babası Ali Seydi Güldaş’ın adını vermiş.

İstanbul’da kısa süre önce 30 milyon Euro yatırımla İkitelli bölgesine Holiday Inn Oteli’ni oturtan Ali Nahit Bozatlı da Yeşiltepe’ye kendi adını taşıyan bir ilköğretim okulu kazandırmış. Annesiyle babasının adını ölümsüzleştirmek için de Nezahat-Vahit Bozatlı Sağlık Ocağı’nı yaptırmış.

Ali Nahit Bozatlı’nın bunları yapmasında CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu önemli rol oynamış.

Ekibe her zamanki gibi Kenan Işık ve Bülent Serttaş da katılmış. Konuklar arasında Yalova Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu ile Baklavacı Güllüoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Gaziantepli Nejat Güllü de var.

Milliyet Yazarı ve Kanal D’deki Genç Bakış programının kaptanı Abbas Güçlü, Nejat Güllü’yü bulmuşken, eleştirisini yapıştırdı: "Sizinkiler de dahil baklavalarda eski güzelim tadı bulamıyorum. Buna bir önlem almayı düşünmüyor musunuz?"

Nejat Güllü, Abbas Güçlü’nün eleştirisinin kaynağına inmeye çalıştı: "Baklavada yağ, fıstık ve ceviz çok belirleyici faktör. Tereyağını Şanlıurfa’dan alırız. Tereyağının lezzetini hayvanın yediği otların, yemin türü çok yakından etkiler. Baklavada aradığınız eski lezzeti bulmamanızın altında yatan nedenlerden biri budur."

Güllü, Gaziantep’te yetişen ve bu kentin markası olarak öne çıkan "Antep Fıstığı"nın, Atatürk Barajı’yla yumuşayan iklimden etkilendiğini vurguladı.

Güllü, sonra da baklavanın şerbetiyle ilgili püf noktasına değindi: "Her mevsime göre baklavanın şerbet kıvamı değişir. İstanbul’da diyelim hava lodosa döndüyse şerbetin kıvamını ona göre ayarlarız. Yani, hava durumunu çok yakından izleriz."

Nejat Güllü’nün, "İyi proje yaparsak bu işi büyütebiliriz" düşüncesiyle yola çıkarak, babasından vize alıp, kardeşlerinden ayrılıp kurduğu Baklavacı Güllüoğlu, bugün 20 milyon dolar ciroya ulaşmış.

ABD’nin New York kentinde açtığı Baklavacı Güllüoğlu, iyi gidiyormuş, bir şube de Manhattan’a açmayı planlıyormuş. Bir adım da İngiltere’nin başkenti Londra’nın Türkler’in yoğun yaşadığı Kuzey bölgesine atmak üzereymiş.

Londra’yı Nejat Güllü’ye öneren Ramsey markasının sahibi Gürmen Group’un patronu Remzi Gür olmuş.

Güllü, Adnan Güldaş’ın yaptırdığı okulun açılışı sırasında bir hedefini daha aktardı: "Fabrikamın bulunduğu Kağıthane bölgesine bir okul kazandırmak istiyorum. Bu yönde çalışmalarım sürüyor."

Yani, bir eğitim yuvası da baklava dilimleri arasından yükselecek...

TMSF’yle helalleşirsem 5 bin kişiyi işe alacak güce ulaşabilirim

GEÇEN cuma günü Cavit Çağlar’ın Merrill Lynch’i arkasına alıp 130 milyon dolar ödeyerek Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) 850 milyon dolarlık borcunu kapatarak "helalleşme" planı yaptığını yazdım.

Cavit Çağlar aradı: "İnterbank’ı yaralı aldık, elimizde patladı. Bankalara el koyma sürecinde en büyük darbelerden birini ben yedim. Hapse de girdim. İnanılmaz yüksek faizler işlemiş borç çıktı karşıma. Aradan 9 yıl geçti. Tüm badirelere rağmen özellikle Yeşim Tekstil yolunda yürüdü. Bugün de hálá yılda 300 milyon dolar ihracat yapıyor."

Çağlar, protokol imzaladığı TMSF’den memnun: "Bize çok anlayışlı davrandılar. Fabrikalarımızdan 11 bini doğrudan, 20 bin kişi ekmek yiyor. Bu çarkı döndürmemize TMSF çok yardım etti. Ama artık ’helalleşmek’ istiyorum. Bu amaçla yabancılarla görüşüyorum."

Türkiye’de tekstil sektörünün özellikle düşük kurdan yediği darbe Çağlar için de geçerli: "Moldova’da, Bulgaristan’da üretimle durumu dengeliyoruz. Nergis’deki lokavtın arkasında tekstil sektörünün yaşadığı sıkıntı yatıyor."

Çağlar, "Yabancılardan finansman sağlamak için çeşitli alternatifler üzerinde çalışıyoruz" dese de isim vermekten yana değil. Merrill Lynch’i yazmamdan karşı tarafın hoşlanmayabileceği olasılığından dolayı da tedirgin.

Durumu Bursa milletvekili olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e anlatmasının da gerekçesi var: "Tek kuruş vergi borcumuz yok ama SSK’ya prim borcumuz var."

Cavit Çağlar’ın niyeti, yabancı bir grupla anlaşıp, SSK ile 5 bankaya borçlarına karşı sırtını sağlama almak, TMSF’yle "helal"leşmek... TMSF, bu girişime kapıyı baştan kapatmıyor, Çağlar’ın gündeme getirdiği yabancı yatırımcılara kapıyı açık tutuyor.

Çağlar, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Çalışma Bakanı Çelik’ten istediği bir desteği bana da aktardı: "Bursa, 5084 sayılı Teşvik Yasası kapsamında değil. Yine de bizi bu kapsama alabilseler, SSK primimiz yarı yarıya iner, elektrik faturamız yüzde 50 düşer, çarkımız daha rahat dönmeye başlar."

İnterbank’a el konulmasından sonraki süreçte Çağlar’ın şirketlerinde çalışanların sayısı 15 binden 11 bine gerilemiş ama o yine iddialı: "Eğer planımız düşündüğümüz gibi gelişirse, yeniden 5 bin kişiyi işe alabiliriz. Çünkü, sadece Nike, bizden 500 milyon dolarlık alım yapmak istiyor."

Keşke işler rayında gitse, Çağlar TMSF’yle tüm tarafların kabul edebileceği "helalleşme" olanağına kavuşsa...