Artık çatının üstünde oynuyoruz Türkiye nüfusunu yakalarız

"Biz alfabeyi çoktan geçtik. Artık çatının üstünde oynuyoruz. Diğerleri henüz işin alfabesindeler."

Mehmet Nane ile Teknosa Pazarlama Direktörü Kadircan Erkıralp’a kendilerinden emin havayı veren, 57 kente yayılmış 220 mağazada bu yıl 1 milyar dolarlık cironun görünmesi ve Türkiye’nin perakende devleri arasında yükselmeleri olmuş: "Teknosa gıda dışı en büyük perakende zinciri."

Nane, Teknosa’nın ulaştığı noktayı anlatmak için, gıda perakendecilerini de içine alan bir sıralama yapmış: Migros, Carrefoursa, BİM, Tesco Kipa, Metro, Teknosa ve Kiler.

Teknosa mağazalarına giren müşteri sayısı ayda toplam 5 milyondan aşağı düşmüyormuş. Bu hesapla mağazalara giren müşteri sayısı 60 milyona ulaşmış ama Nane daha da iddialı: "Bu yıl müşteri sayısında Türkiye nüfusunu yakalarız."

Nane ve Erkıralp, yabancı teknoloji market devlerinin Türkiye pazarına yönelmelerinde, uzun kuyruklar oluşturan mağazalar açmalarında da kendilerine pay çıkarıyor: "Biz işimizi iyi yapmış olmalıyız ki, Türkiye pazarı yabancı rakiplerimizin dikkatini çekti, buraya geldiler. Ama biz hálá kendimizle yarışıyoruz."

Uzun kuyruklar konusu açılınca da Erkıralp, fark yarattıklarını iddia ettiği bir-iki noktanın altını çizdi: "Müşteriyi vadeli fiyatta yanıltmıyoruz. Montaj ve nakliye bedeli de istemiyoruz."

Perakende sektörünün örgütlerinde de görevleri bulunan Mehmet Nane’nin en çok övündüğü konulardan biri, Sabancı Üniversitesi bünyesinde oluşturdukları Teknosa Akademi. Bu akademi perakende sektörüne eğitimli eleman yetiştirme konusunda çok önemli iş çıkarıyor.

Teknosa’nın mağaza müdürlerinin yüzde 95’i içerden yetişenler arasından seçiliyor. Nane’nin aktardığına göre, teknoloji marketlerinin çoğu, Teknosa’da yetişen elemanları alıyor.

Nane, teknoloji marketlerinin istihdam yönüne de Teknosa’dan örnekle dikkat çekti: "Teknosa’da 2 bin 700 kişi çalışıyor. Her yeni mağaza, yeni istihdam kapısı oluyor. Çok büyük yatırımlarla ortaya çıkan otomotiv tesislerinde bile çalışan sayısı 500-700 dolayında kalabiliyor."

Nane ve Erkıralp’la konuşmalarımdan, en son Darty’nin İzmir’de, Electroworld’ün Viaport’ta açtığı mağazada yaşadığı izdiham, Türkiye’de teknoloji marketlerinin önünün açık olduğu sonucunu çıkardım.

Nitekim Türkiye’de tüketici elektroniği pazarı 8 milyar Euro’ya ulaşışor, her yıl da yüzde 10 düzeyinde büyüyor.

Onlar kıyasıya kapışacak, rekabet fiyatlara da yansıyacak. Bu yarıştan kárlı çıkan tüketici olacak.

Bir yandan fiyatlar inecek, diğer yandan istihdam kapıları açılacak...

İnönü Üniversitesi’ndeki değişimi göreceksiniz

YUNUS Akdaş’ın Başkanlığını yürüttüğü Malatyalı İşadamları Derneği’nin (MİAD) iftarı... Benim bulunduğum masada Malatya İnönü Üniversitesi Rektörlüğü yarışına giren Prof. Ramazan Özdemir ile Prof. Sezai Yılmaz var.

Masamıza birara CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu uğradı, iki profesörü işaret etti:

- Biliyorsun İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Cemil Çelik seçildi. İki hocam ve yeni rektör eminim güzel işler çıkaracak.

İtiraz ettim:

- Prof. Ramazan Özdemir, rektörlük için epeydir hazırlanıyordu. Seçim sırasında Prof. Çelik lehine çekildi. Sanki birileri TÜBİTAK’ta görevli bulunan Prof. Çelik’i işaret etmiş gibiydi.

Daha sonra Prof. Cemil Çelik bir selamlama konuşması için kürsüye çıktı. İki rakibini de yanına aldı. Bu tutumu, salondan büyük alkış desteği gördü.

İftarın sonuna doğru Malatya AKP Milletvekili Mücahit Fındıklı, beni Prof. Cemil Çelik’le tanıştırdı. Aslanoğlu’na yaptığım itirazı Prof. Çelik’e de aktardım, yanıtladı:

"Ramazan Bey ve Sezai Bey kendi alanlarında çok önemli işlere imza atacak kişiler. Rektörlük, üniversite yönetmek ise farklı deneyimler istiyor. Ben kendimi bu konuda yeteri kadar deneyimli gördüm, o yüzden memleketimdeki İnönü Üniversitesi’nde hizmete talip oldum. Sonuçta de seçildim."

Rektör Prof. Çelik’ten daha sonra uzunca sohbet için sözleşip ayrılırken, mesajını verdi: "Yurtdışında, TÜBİTAK’ta önemli deneyimler edindim. İnönü Üniversitesi’ndeki değişimi önümüzdeki dönemde göreceksiniz. Üniversite kentle barışık olacak."

Bakalım Prof. Çelik’in bu iddiası İnönü Üniversitesi’ne neler getirecek?