- Türk Anayasa Hukuku, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” Uyumlu...
Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne taşıyan Anayasa değişikliğinin mimarı Komisyon’un Başkanı olan Prof. Şükrü Karatepe’nin 30 yıl önce yazdığı kitabın güncellenmiş hali, yeni sistemi anlamak açısından önemliydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın eşlik ettiği seyahatin 9 saat süren yolculuk bölümünde Prof. Karatepe’nin kitabını inceledim.
Prof. Karatepe’nin önsöz öncesinde Avusturyalı ünlü yazar Stefan Zweig’in “Vicdan Zorbalığa Karşı” kitabından yaptığı alıntı dikkatimi çekti:
- Bütün despotluklar kısa sürede eskir, bütün ideolojiler ve onların geçici zaferleri kendi zamanları içinde sona erer. Yalnız düşünce özgürlüğü fikri, hiçbir zaman yenilmez, her zaman geri döner. Geçici bir süre susturulacak olduğunda, hiçbir tehlikenin erişemeyeceği yere, vicdanın en derin bölgesine sığınır.
Prof. Karatepe, Stefan Zweig’ten alıntısını şu cümlelerle noktalamıştı:
- Muktedirlerin, ağzını kapatarak özgür ruhu mağlup ettiklerini sanmaları boşunadır. Çünkü, her yeni doğan insanla birlikte yeni bir vicdan doğar. Daima birileri çıkıp, insanlığın vazgeçilmez hakları uğruna, eski kavgayı yeniden başlatması gerektiğini hatırlar.
- 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi sonrası, 18 Temmuz 2016 Pazartesi sabahı buraya geldim. İnşaat için alan düzenlemesi yapılıyordu. Darbe girişimi nedeniyle inşaat şirketi ve çalışanları başta olmak üzere herkes tedirgindi. Yatırımın duracağını düşünüyorlardı.
Hakkı Yıldız, o sabah inşaat alanına gitmeden önce babası Fehmi Yıldız ve abisi Hasan Yıldız’la konuşmuş, aile kararı vermişti:
- Yatırımı durdurmak yok. Devam edeceğiz.
Şantiyede kararı bildirdi:
- Yatırım sürecek. Bugün yapılması gereken ne var?
İnşaat şirketinin yöneticisi yanıtladı:
- İki kazık çakma işimiz vardı...
300 bin metrekarelik arazide o gün iki kazık çakıldı, arasına büyük bir Türk bayrağı asıldı. Yıldızlar Yatırım Holding’in orada görevli personeli, inşaat şirketi çalışanları ve alanda görevli tüm ekibin morali yerine geldi. Sonraki günlerde 250 milyon dolarlık yatırımın tamamlanmasına yönelik çalışmalar hız kazandı.
- Yeni kurulan üniversitemizden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne iki bakan verdik sayılır.
Önce Milli Eğitim Bakanı’na dikkat çekti:
- Prof. Ziya Selçuk, Kapadokya Üniversitesi kurucu öğretim üyesidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dümenine geçmesine çok sevindik. Kutluyoruz.
Ardından Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a işaret etti:
- Zehra Hanım ile de dolaylı bağlantımız var. Babası, önceki Kültür ve Turizm Bakanlarımızdan Atilla Koç, üniversitemizin mütevelli heyeti üyesidir.
Sonra üniversiteyi anlatmaya başladı:
- Kapadokya’da meslek yüksek okulu olarak 13 yıl önce yola koyulduk. 2007’de gelip çalışmalarımızı yerinde gördün. Temmuz 2017’de o temel üzerine üniversitemizi de kurduk. 2018-2019 akademik yılında üniversite olarak ilk öğrencilerimizi alacağız.
Şu noktanın altını çizdi:
- Tütün üretimi ve ihracatı ile ilgili önemli bir rapor hazırladım. İncelemenizi isterim.
Endişemi dile getirdim:
- Tütün raporunuzu yazmaya kalkarsam, sigara gibi sağlığa zararı kesinleşmiş bir ürüne sahip çıktığım düşünülür.
Yanıtı raporundaki şu cümle ile verdi:
- Ülkemizde sigara ile mücadele adeta Türk tütünü ile mücadeleye dönüştü. Sigara tüketiminin kaynağı, yurt içinde üretilen tütün gibi algılanıyor. Oysa, tütünümüzün yüzde 90’ı ihraç ediliyor.
Tütün üretiminin yapıldığı il sayısına işaret etti:
- Tütün üretimi 2002 yılında 36 il ve 155 ilçede yapılırken, 2016’da 21 il ve 92 ilçeye çekildi. Halen Manisa, Denizli, Adıyaman, Uşak, Samsun, Tokat, İzmir, Malatya, Aydın, Balıkesir, Muğla, Hatay ve Batman’da tütün üretiliyor.
Üretimden çekilen illeri sıraladı:
- Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi mezunu Nijeryalı eczacının diplomasını gururla eczanesine asmış olduğunu gördüm.
Altınbaş mezunu eczacının Türkiye’ye katkısının altını çizdi:
- Eğitimini ülkemizde gördüğü için Nijerya’ya Türkiye’den ilaç alınmasına dönük taleplerde bulunuyor. Nitekim eczanesinde ülkemizde üretilmiş ilaçlar da bulunuyor.
Ardından Türkiye’deki toplam yabancı öğrenci sayısını paylaştı:
- Türkiye’de üniversite öğrenimi gören yabancı öğrenci sayısı 110 bine ulaştı. Bu öğrencilerin ülkemize yarattığı döviz geliri de 100 milyon doları aştı.
Yabancı öğrenci gelirlerinin “hizmet ihracatı” kapsamına girdiğini vurguladı:
- Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) çatısı altında kurulan Hizmet İhracatçıları Birliği, üniversitelerin yabancı öğrenci gelirlerini de kapsamına alıyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Eğitim Ekonomisi İş Konseyi’ne işaret etti:
- Aslında “Ölümsüzlük Odası-Göbeklitepe Enstalasyonu” planlıyorum. Yıllardır hayalini kurduğum bu proje için desteğe ihtiyacım olacak.
Eserinden ipuçları verdi:
- 4 kıtadan 12 farklı yaban hayvanının boynuzu bu eserde yer alacak. Boynuz sayısı 14-15 bini bulacak.
Eserde ifadeleri farklı 11 bin kurukafanın yer alacağını kaydetti:
- Boynuz ve kurukafalar alüminyum döküm olacak. Eserin toplam ağırlığı 40 tonu aşacak.
Ardından “Zülkarneyn”i anlattı:
- Zülkarneyn, Kuran’daki Kehf Suresi’nin 83-101’inci ayetlerinde ve Tevrat’ta geçer. Kelime anlamı
Hakkı Yıldız, Osman Benzeş ve Peter Catalino (Soldan sağa)
İsviçre merkezli dünya ilaç devi Novartis’in Türkiye Başkanı Peter Catalino, 15 Temmuz 2016 gecesi İstanbul’daki evindeydi. Hain darbe girişimini ekibinin telefonlarıyla öğrendi. Pencereden baktı, köprüdeki olağanüstü hareketliliği gördü. Derken F-16 ve helikopter sesleri birbirine karıştı. Sabaha kadar uyuyamadı, olayların akışını izledi, olanı biteni anlamaya çalıştı. Gece boyu iletişimde olduğu şirketteki ekibine talimat verdi:
“İlaç tedarikinde herhangi bir aksama olmamalı.”
Ertesi sabah (16 Temmuz 2016 Cumartesi) evinin bulunduğu semtte dolaştı, şu gözlemi yaptı:
“Sokakta hayatın hızla normale döndüğünü gördüm. Köprülerde trafik normale dönüyor, mağaza ve restoranlar açılıyordu.”
Ardından fabrikalarını yokladı:
“Bizde de hiç aksaklık yaşanmadığını anladım. Faaliyetlerimiz hızla normale dönmüştü.”
Novartis’in Basel’deki merkezinden üst düzey yöneticiler Catalino’yu aradı. Yöneticiler ilk anda endişeliydi, Catalino yatıştırdı. 16 Temmuz 2016 günü grubun Türkiye’ye yaklaşımı şu ortak kararla teyit edildi:
- Sayın Trump’ın “külfet paylaşımı” konusundaki söyledikleri tartışma yarattı.
ABD eski Başkanı Obama döneminde alınan kararı anımsattı:
- Üye ülkelerin 2024’e kadar Gayrı Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 2’sine denk gelen bir bütçeyi NATO’ya ayırmaları kararlaştırılmıştı. Şu anda bu oranın çok çok altında olan ülkeler var.
Trump’ın sözlerine işaret etti:
- Sayın Trump, “Biz GSMH’nin yüzde 4.2’si oranında NATO’ya destek veriyoruz. Burada o kadar zengin ülkeler var ki bunların bir kısmı hâlâ yüzde 1’in altında. 2’yi dahi yakalayamayan ülkeler var. ABD, bu sıkıntıları üstlenmek durumunda değil” diyor.
Üye ülkelerden Trump’a verilen yanıtı aktardı:
- Üye ülkeler, Obama döneminde alınmış karara uyulması gerektiğini ifade etti, “Hepimizin ülkemizin yönetimiyle ilgili birçok sıkıntısı var. Eğer denilen rakamları ödemeye kalkarsak milli eğitimde ne yapacağız, sosyal yardımda ne yapacağız” diyerek karşı çıktı.
Bu tartışmada Türkiye’nin yerinin altını çizdi: