- Özellikle küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri, sokaktaki vatandaş, “Bu iş düzelecek mi?” diye soruyor.
Yanıta şöyle girdi:
- Ciddi bir ekonomik sıkıntı ile karşı karşıyayız. “Değiliz” demek yanlış olur. Ekonomik sıkıntı var. İşte yaşadıklarımız ortada. Hedeflediğimiz göstergeler şaştı.
Sıkıntının nedenleri üzerinde uzun uzun konuşulabileceğini belirtip, sürdürdü:
- Bu sıkıntı öncekilerden biraz daha farklı. Geçmişteki kamunun içine düştüğü sıkıntıydı. Bu sefer kamu doğrudan sıkıntının merkezinde değil. Sıkıntı, reel sektörde, iş âleminde...
Reel sektörü de finans sektörünün sıkıştırdığına işaret etti:
- Finans sektörü de küresel şartlar nedeniyle rahat değil.
Bu noktada 2002-2012 dönemine döndü:
- Mevcut raylı sistem hatları: 170 kilometre
- Yapımı devam edenler: 284.7 kilometre (İBB: 12 hat-140.9 kilometre, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı-UBAK: 5 hat, 143.8 kilometre)
- 2018’de açılacaklar (Marmaray, banliyö, UBAK): 63 kilometre
- 2018 sonu ulaşılacak uzunluk: 233 kilometre
- 2023’e kadar yapımı sürenler bitince: 454.7 kilometre
Metro inşaatı temposuna dikkat etti:
- Şu anda yer altında 118 şantiyede 3 vardiyada 25 bin kişi çalışıyor.
Bu noktada İstanbul’un günlük toplu ulaşım yolcusu sayısını masaya koydu:
- Öğrencilerin büyük bölümü Türkiye’den gitmek istiyor.
Ecmel Ayral, bu durumu TÜİK verileriyle netleştirdi:
- Üniversite çağındaki öğrencilerin yüzde 77’si yurtdışına gitmek istiyor. Türkiye, yurtdışına öğrenci gönderen ülkeler arasında ilk 10’da yer alıyor.
Bu durumun “umut kaybı”ndan kaynaklandığı yönünde görüşbirliği oluştu:
- Öğrencilerin bir bölümü hedeflediği bölüme giremediği andan itibaren geleceğe dönük umut kaybı yaşıyor. Bir başka kesimi, üniversiteyi bitirip iş bulamayınca aynı duyguya kapılıyor.
Ayral, bir veriyi daha anımsattı:
- Üniversite mezunu gençlerin işsizlik oranı yüzde 30’a yakın. Bu oran “umut kaybı”nın nedenini ortaya koyuyor.
Derken
- Üniversiteyi bitirdiğimde babam bana bir bankada iş buldu. Babama, “Maaşlı çalışmayı düşünmüyorum, zengin olmak istiyorum” dedim. İlk işimi bir ortak bularak “sıfır sermaye” ile kurdum.
Araya girdim:
- Bugünün birçok büyük şirketinin kurucuları “Sıfır sermaye ile işe başladım” diyor. Bu söz girişimci adaylarına pek inandırıcı gelmiyor.
Hisarcıklıoğlu, yanıt için ekrana bir kasa elma görüntüsü yansıttı:
- Ekranda gördüğünüz elmanın kilosu İstanbul’daki büyük bir market zincirinde 5 lira.
Ardından Isparta’da kendisine hediye edilen iki tek elmanın görüntüsünü ekrana taşıdı:
- Bakın bu elmaların tanesi 5 lira. Birinin üzerinde kalp işareti var. Diğerinde de Çince, “aşk” yazıyor.
Gülden Yılmaz
Birlikte o bölüme yönelince, Türk şirketlerine ait olduğunu gördüler:
- Mardinli bir bulgur üreticisi, fuarı ziyaret eden mutfak profesyonellerine pilav ikram ediyordu.
Erkanlı, o an Peru’nun gastronomideki çıkışını anımsadı:
- Peru, gastronomide “kinoa” ile bir çıkış yakaladı. Türkiye de bulgurla aynı şeyi yapabilir.
Erkanlı, Fransız çalışma arkadaşı Villemin’e Anadolu’nun gastronomi açısından zenginliğini anımsattı:
- Türkiye’de coğrafi işaret alınabilecek 2 bin 500 dolayında gıda ürünü var.
Villemin, SIRHA İstanbul’a dönük çalışmaları sırasında yaptıkları araştırmanın altını çizdi:
- 2014 yılında
- Alışveriş merkezi sahiplerinin bir bölümü bu karara açık pozisyonda yakalandı. AVM’lerin döviz borcu 15 milyar dolar dolayında.
Aksu itiraz etti:
- Bizdeki bilgilere göre 8 milyar dolar.
Alkaş, Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Başkanı Hulusi Belgü’yle sohbetlerinde ortaya çıkan mesajı dile getirdi:
- Aslında dövizli kiralar konusunda raconu perakende sektörünün “akil insanları” kesebilirdi. Devletin “raconu” çok keskin etki yapabiliyor.
Alkaş, hafta içinde gazeteye uğradı, Aksu’yla görüşmedeki sözlerinin benzerini paylaştı:
- Dövizli kiralar konusu AVM’leri dövmek gibi bir olaya dönüşüyor. Bu gidişle döviz borcu olan 120 dolayında AVM bankalara geçebilir.
AVM’lerin yatırımları sırasında döviz kredisi kullandıklarını anımsattı:
- Mevzuatımızda “yazılım”ın karşılığı yok. Maalesef size teminat mektubu veremiyoruz.
Eximbank’tan eli boş çıkarken şunu düşündü:
- Hemen her sektörle ilgili mevzuat var ama “yazılım” konusunda yok. Eximbank’tan kredi veya teminat mektubu talep ettiğimizde, ev, arsa, otomobil soruyorlar. Bu tür teminatlar almak istiyorlar.
Doğan, Kanadalı telekom operatörü Videotron’la imzaladıkları 10 yıllık IT hizmetleri yönetimi sözleşmesini bana anlatırken, Eximbank’la görüşmesini anımsayıp, sürdürdü:
- Türkiye’nin “yazılım” ihracatı bu yıl 1 milyar doları bulacak. Sektörümüz her yıl Türkiye ekonomisinin 3 katı oranında büyüyor.
Sektörün yeterince desteklenmediğini savundu:
- “Ar-Ge merkezi” teşviklerinde kendi şirketlerine hizmet veren ile ihracat yapan yazılım şirketleri aynı kapsamda tutuluyor. Oysa ihracat yapanların daha fazla desteklenmesi gerekiyor.
Türkiye’nin
- Böyle bir inşaatın ilk fazının 42 ayda bitmesi önemli başarıdır.
Tezini güçlendirmek için Almanya’dan örnek verdi:
- Almanya gibi bir ülkede Berlin’in yeni havalimanı 30 yıldır bitirilemiyor.
Havalimanının 76.5 milyon metrekarelik alana inşa edildiğine işaret etti:
- Böyle bir inşaatın dünyada ortalama tamamlanma süresi 15 yıldan aşağı düşmez.
15 yıl üzerinden hesap yaptı:
- Cengiz, Kalyon, Kolin, Limak ve Mapa’nın oluşturduğu konsorsiyum, ilk fazı 3.5 yılda tamamlayınca, devlet 11.5 yıl kazandı. Konsorsiyumun şirketi İGA, İstanbul Havalimanı’nı 25 yıl işletecek. Devlete yılda 884 milyon Euro kira ödeyecek. İnşaatın 11.5 yıl erken bitmesi, devlete 10.1 milyar Euro ekstra kira getirebilecek.
Arazinin zorluğunun altını çizdi: