Paylaş
ÖNCE ANAP hükümetlerinin ekonomiden sorumlu devlet bakanlarından Işın Çelebi aradı:
- Ali Eren’in sözcülüğünü yaptığı Yassı Çelik Kullanıcıları Platformu, size yanıltıcı bilgiler vermiş.
Ardından Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) mektup gönderdi:
- Yassı çelik ithalatında bazı ülkelere damging vergisi konulmasının cari açığa 9 milyar dolarlık olumsuz katkı yapacağı iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Derken sektörün en büyüğü, Erdemir Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır’la buluştuk:
- Dünyanın yassı çeliği Türkiye’ye dampingli şekilde giriyor. Türkiye’de yeterli kapasite var ve koruma da söz konusu değil.
Dönelim TÇÜD mektubuna:
- Yassı çelik üreticisi 6 kuruluş (Erdemir’e bağlı İsdemir’i ayrı sayıyor) son yıllarda 8 milyar dolarlık yatırım yaptı. 6 kuruluşun toplam kapasitesi 19 milyon tona yakın. Toplam 22 bin kişiyi (Erdemir 35 bin kişi olduğunu belirtiyor) istihdam ediyorlar. Şirketlerin değeri de 20 milyar doları buluyor. Bunlar arasındaki MMK Metalurji, ithalatın yarattığı baskıdan da olumsuz etkilendiği için yassı çelik üretimini durdurdu. 2 yıldır 2.5 milyon ton kapasiteli çelikhaneyi kullanamıyor.
TÇÜD, 2014’te yassı çelikte kapasite kullanımının yüzde 55’te kaldığını kaydetti:
- Geçen yıl dampingli ithalat baskısıyla 7.7 milyon tonluk kapasite kullanılamadı. Buna karşılık 5.5 milyar dolar değerinde 6.7 milyon ton yassı çelik ithal edildi. Halen yassı çelik ithalatı yoğun şekilde sürüyor.
TÇÜD, mektubunda dahilde işleme rejimi (DİR) uygulamasını anımsattı:
- İhraç edilecek ürün için kullanılacak her türlü hammadde DİR kapsamında ithal edilirken antidamping ve gümrük vergisi dahil her türlü önlemden muaf olarak Türkiye’ye getirilebiliyor. Yani, yassı çelikte gündeme gelebilecek ek verginin nihai üründeki ihracatı olumsuz etkilemesi söz konusu olmayacak.
Şu detaylara dikkat çekti:
- Geçen yıl ithal edilen yassı çeliğin 2.7 milyon tonu antidamping soruşturması kapsamına girebiliyor. Ancak, bunun 1.23 milyon tonluk kısmı DİR kapsamında olduğu için, soruşturmadan etkilenmiyor. Ayrıca, AB ve serbest ticaret anlaşması (STA) ülkeleri dikkate alındığında, yassı çelik ithalatında gümrük vergisi iddia edildiği gibi yüzde 10 değil, yüzde 1.3’e denk geliyor. Hatta yüzde 1’in de altına iniyor.
TÇÜD, ek verginin cari açığa etkisine de değindi:
- Dampingli ithalata gelecek ek vergi, yerli yassı çelik tüketimini artırır. Yerli ürüne dönüş, cari açığa olumlu katkı yapar.
Hükümetin “Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı Eylem Programı”na işaret etti:
- İthalatın yurtiçi üretime olumsuz etkisini gören hükümet, 6 Kasım 2014’te açıkladığı eylem planında, “ithalata bağımlılığın azaltılması” yönünde bir kararlılık ortaya koydu.
Yassı Çelik Kullanıcılar Platformu, “Yurtiçinde 4 tesisin yassı çelik ürettiğini, üretimi özellikle düşürüp, fiyatlarını yüksek tutmakla” suçluyor, ithalatın önünün açık kalmasını istiyor...
TÇÜD, Işın Çelebi ve Erdemir, “İçeride 6 tesisin 19 milyon tonluk kapasitesine rağmen 6.7 milyon ton yassı çelik ithal edildiğini, apaçık dampingli ürün girdiğini” ortaya koyuyor...
Daha fazla ithalatı savunmanın alemi var mı?
Televizyonlarda gözyaşı dökenlere itibar etmeyin
TORUNLAR Grubu’nun patronları Aziz Torun ve Mehmet Torun, geleneksel iftar davetlerinde eski Diyanet İşleri Başkanı, 29 Mayıs Üniversitesi bünyesindeki Kur’an Araştırmaları Merkezi’ni (KURAMER) yöneten Prof. Ali Bardakoğlu’ndan kısa sohbet rica etti.
Prof. Bardakoğlu, ramazan ayının, orucun anlamına, önemine değinip şu uyarıyı yaptı:
- Ramazan ayı nedeniyle televizyonlarda iftar ve sahur programları var. O programlarda melankoli ve abartılı hüzün havasının yaygın olduğunu görüyorum.Programları yapanların, o yayınlara çıkanların bazıları sahabelerin hayat hikayelerini abartılı şekilde anlatıp, gözyaşı döküyorlar. Onlara itibar etmeyin.
Dinin hayatın içinde olduğunu vurguladı:
- Abartılı hikayeler “ulaşılmaz dindarlık tarzı” ortaya koyuyor.
Paylaş