72 mağaza ve 300 milyon dolara ulaştı Marks&Spencer Grubu’nun bir numarası oldu

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Birleşik Krallık Kraliçesi Elizabeth’in elinden aldığı “Chatham House 2010 Ödülü” törenine katılmak üzere Vodafone’un davetiyle Londra’ya giderken uçakta Fiba Holding’in patronu, Özyeğin Üniversitesi’nin kurucusu Hüsnü Özyeğin’le karşılaştım:

- Marks&Spencer’la görüşmeye mi gidiyorsunuz?
- Marks&Spencer’in CEO’suyla buluşacağım. Ayrıca Cumhurbaşkanı Gül’e ödül törenine Citibank’ın davetlisi olarak katılacağım.
- Marks&Spencer’dan memnun musunuz?
- Çok memnunuz...
- Kaç mağazanız var?
- Aslında perakendede bayağı büyüdük. Marks&Spencer, GAP ve Banana Republic hep birlikte 100 mağazaya ulaştık.
Çantasına uzanıp bir zarf çıkardı, Marks&Spencer’la ilgili notlarına baktı:
- Marks&Spencer’ın dünyada toplam 300’ün biraz üzerinde mağazası var. Bunlardan 72’si bizim.
- O zaman ana şirketten sonra Marks&Spencer dünyasında en büyük sizsiniz değil mi?
- Öyle görünüyor. Bizden sonra gelenin 27 mağazası var. Biz sadece Rusya’da 26 mağazaya ulaştık.
- Türkiye’de kaç mağaza oldu?
- 40 dolayında. Ukrayna’da da mağazalarımız var.
Notlarından bir veriye daha baktı:
- Marks&Spencer’ın dünyadaki büyümesi sadece yüzde 1.8. İngiltere dışındaki büyümesi yüzde 12.
- Ya Türkiye, Rusya ve Ukrayna?
- Biz her yıl yüzde 30 büyüyoruz.
- Marks&Spencer’ın size emanet etmek istediği başka ülkeler var mı?
- Aslında çevre ülkeleri vermek istiyorlar ama biz kontrollü büyümeden yanayız.
- Marks&Spencer’dan sizin elde ettiğiniz ciro ne kadar?
- Bu yıl 300 milyon dolarla kapatacağız sanırım.
Elindeki notlara bakıp, bir noktanın altını çizdi:
- Marks&Spencer’ın verileri bile dünya ekonomisinin yönünün nasıl değiştiğini çok iyi ortaya koyuyor.
- Marks&Spencer’la oğlunuz Murat Özyeğin mi ilgileniyor?
- Her şey Genel Müdürümüz Oya Şener’e emanet. İki ayda bir bize rapor verir, yeni mağaza planlarını paylaşır. İnanır mısın, 4 yıldır Marks&Spencer Genel Müdürlük binasına uğramıyordum. Daha geçen gün Murat’la birlikte gittik.
Hüsnü Özyeğin’i Türk bankacılık sektörünün “genel müdürlükten banka patronluğuna uzanan önde gelen ismi” diye biliyorduk.
Şimdi bu ünvanına bir de perakende sektöründeki parmak ısırtan yükselişi eklediği görülüyor...
Türkiye, Rusya ve Ukrayna’da 72 Marks&Spencer mağazasına ulaşıp, 300 milyon dolarlık ciroyu yakalaması da bunu gösteriyor.
İyi bayramlar...

Rusya’daki genel müdürüm şimdi orada banka patronu

FİBA Holding’in patronu Hüsnü Özyeğin, Milenium Bank’ı alıp, Avrupa’daki banka merkezini Türkiye’ye taşımak için otoritelerden izinlerin çıkmasını beklerken, Finansbank’ta yetiştirdiği kadroyla da sık sık övünüyor:
- Bakıyorum birçok banka Finansbank’taki bazı eski çalışma arkadaşlarımı hâlâ transfer ediyor.
Biraz duraksayıp, Rusya’dan örnek verdi:
- Rusya’daki eski genel müdürümüz Sipahi Haktanır şimdi banka patronu.
- Nerede?
- Yine Rusya’da... Moskova’da İskender Halilov’a ait tek şubeli bir bankayı aldı. Geçenlerde ziyaretine gittim. Bankayı epey toparlamış.
Hüsnü Özyeğin, bir dönem Türk bankacılık sektörünün önde gelen profesyonel yöneticisiydi. Daha sonra Finansbank’ı kurup, 1994’ten itibaren yaşanan önemli krizlere rağmen ayakta tutup, büyüttü. Sonra da Natinal Bank of Greece’e (NBG) sattı...
O satış, Özyeğin’i dünya dolar milyarderleri arasına taşıdı...
Şimdi de onun yanında yetişenler arasından patronlar çıkıyor...

Türkiye’yi ‘yatırım çöplüğü’ yapmayız

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün ödül aldığı törende Başbakanlık Yatırım Ajansı Başkanvekili Hüseyin Aslan’la karşılaştım, heyecanlıydı:
- Cumhurbaşkanımız Bloomberg’in düzenlediği toplantıda konuştu. Televizyonda naklen yayınlandı. Konuşması sırasında, “Yatırım Ajansı Başkanımız da burada” deyip beni ayağa kaldırttı...
- Sonra ne oldu?
- Sayın Cumhurbaşkanımız, “Türkiye’ye yatırımla ilgili her türlü konuyu bizzat Yatırım Ajansı Başkanı’na sorabilirsiniz” diye beni adres gösterdi.
Aslan, Cumhurbaşkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı seyahatlerinin kendileri için bir fırsat olduğunun altını çizdi:
- Kendilerinin de izniyle gidilen ülkelerden Türkiye’ye gelebilecek ya da gelmiş olup yatırımını büyütmek isteyenlerden oluşan şirket yöneticilerini biraraya getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız veya Sayın Başbakanımızla buluşmak, onlardan Türkiye’yi dinlemek, yatırımcılara daha çok güven veriyor.
Ardından çalışmalarında dikkat ettikleri bir noktanın altını çizdi:
- Biz Türkiye’nin “yatırım çöplüğü”ne dönüşmesinden yana değiliz. Türkiye’ye yeni teknoloji getirecek, istihdam yaratacak, ülkemize önemli katkılar yapacak yatırımcıları çekmeye çalışıyoruz.
Karşılaştığım, buluştuğum, konuştuğum birçok yabancı şirket yöneticisinden, “Türkiye, kriz sonrası önemli cazibe merkezi haline geldi” yorumunu duyuyorum...
Bu durum, Yatırım Ajansı Başkanvekili Aslan ve ekibinin işini biraz daha kolaylaştırmışa benziyor...
Şimdi onlara, kriz sonrası azalan “kalıcı yabancı sermaye”yi bir an önce artırmak düşüyor...
Yazarın Tüm Yazıları