Paylaş
- İstanbul’dan memnun musunuz?
- Eataly’i İstanbul’da da açmak bizim için çok önemli adım oldu. Memnunuz.
- Cironuz ne durumda?
- Cirodan memnunuz. Haftasonları iyi doluluk yaşıyoruz. Hafta içinde de ziyaretçi sayısı giderek yükseliyor.
Zülfikar Bekar’ın ilk günlerde koyduğu 30 milyon dolarlık ciro hedefini anımsadım:
- İstanbul’daki cironuz, dünyadaki diğer şubelere göre hangi noktada?
Bekar yanıtladı:
- Dünyada şu anda 30 Eataly var. İstanbul, ilk 10’a girdi.
- 6-6.5 ayda dünyada ilk 10’a girmek işlerin iyi gittiğini mi gösteriyor?
- İyi ama daha yolumuz var.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun kızı ve Eataly’nin ortağı Şule Zorlu Cümbüş araya girdi:
- Eataly’yi Türkiye’ye getirmek 6-7 yıldır kafamdaydı. Sistem giderek oturacak.
Bekar, açılışı yapılan restorana döndü:
- Eataly’nin çatısı altında bağımsız bölüm olan bu restorana adını veren Massimo Bottura, 3 Michelin yıldızlı, dünyaca ünlü bir şef. İtalya dışındaki ilk restoranını burada açtı. İtalya’dan ekip getirdi. Her ayın 10 gününü İstanbul’da geçirecek.
- Bu restoran için ne kadar harcama yaptınız?
- 3 milyon Euro.
Eataly’nin raflarındaki ürünlerin ne kadarının İtalyan olduğunu merak ettim:
- Yüzde 50 İtalyan, yüzde 50 yerli. Anadolu’dan butik yerel ürünler seçip raflara taşıdık.
Mozerella’yı günlük ürettiklerini belirtti:
- Manda ve inek sütünü Trakya’dan alıyoruz. Örneğin, koyun etini de Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinden getiriyoruz.
Eataly’nin içinde ürettikleri makarnaya değindi:
- Makarnamıza en uygun “kavılca buğdayı”nı Erzincan’da bulduk.
Restorandaki ve raflardaki İtalyan şaraplarına işaret ettim:
- Türk şarapları da raflarınızda yer alacak mı?
- Ristorante İtalia’da Türk şarapları var. Raflarımıza daha çok butik Türk şaraplarını taşımayı planlıyoruz.
Eataly, İstanbul’a Farinetti-Zorlu-Bekar ortaklığı ve 20 milyon dolarlık yatırımla yerleşti. 40-50’si İtalyan, 500 kişiye istihdam kapısı açtı.
6-6.5 ayda dünyada ilk 10’a girip, Ristorante İtalia’yı çekmesi, işlerinin “iyi” gittiğini gösteriyor...
Güney Afrika’da 1994’ten beri hapse giren gazeteci yok
GÜNEY Afrika’nın Ankara Büyükelçisi Vika Khumalo ile Başkatip Jonathan Passmoor, Nelson Mandela önderliğinde yakaladıkları demokrasi ve özgürlüğün 20’nci yılı vesilesiyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yönetim kuruluyla buluştu. Khumalo, önce ülkesini anlattı, Türkiye ile ekonomik ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini vurguladı:
- Türkiye ile 1 milyar dolarlık dış ticaretimiz var. Bu, en az 5-10 milyar dolara ulaşmalı. Türkiye, Güney Afirakı’yı, kıtamıza açılan kapı olarak görsün. Türkler, Güney Afrika’da bizim işadamlarıyla ortak yatırım yapıp, tüm Afrika kıtasına yönelsin. Arçelik gelip Defy’yi alarak bunu yaptı.
Sözü basın özgürlüğüne taşıdı:
- Basın özgürlüğüne çok önem veriyoruz. Ülkemizde YouTube çalışıyor. Gazeteler, muhalefete daha geniş yer ayırıyor. Gazeteciler, “Hükümeti kızar” kaygısı yaşamıyor. Düşünce ve yazdıkları yüzünden hapse girmiyor.
1994 öncesini anımsadı:
- Güney Afrika, gazetecilerin hapse girdiğini en son 1994 öncesinde gördü.
Güney Afrika Büyükelçisi’nin sözleri, YouTube ve Twetter yasağının Türkiye’nin imajına olumsuz etkisini bir kez daha ortaya koyuyor...
Paylaş