25 milyon dolarlık ’marker’la kaza yaptı, hastaneye gidemedi

Kazada TÜBİTAK’tan aldığı "Ulusal Marker"ı akaryakıt dağıtım şirketine götüren özel aracın şoförü yaralandı. Kazaya karışanlardan biri de şirketin özel güvenlik aracıydı.

Bölgeye en yakın trafik ekibi olay yerine ulaştı. Yaralı şoförü acı içinde kıvranırken gören trafik ekibi, hemen kendisini en yakın hastaneye yönlendirmek istedi. Ancak, şoför çektiği acıya rağmen itiraz etti: "Taşıdığım şeyi böyle ortada bırakarak hastaneye gidemem efendim."

Trafik ekibi şaşırdı: "Beyefendi yaralısınız, bir an önce hastaneye ulaşmanız lazım."

Şoför, acısını unuttu, taşıdığı şeyin önemini trafik ekibine anlatmaya çalıştı: "Aracımda ’ulusal marker’ var. Onu güvenli bir şekilde teslim etmeden, hastaneye falan gidemem. Çünkü, taşıdığım ürün 25 milyon dolara bedel. Kaybedersem şirketime 25 milyon dolarlık vergi kaçakçılığı cezası gelebilir. Ayrıca şirket yöneticileri bile hapse atılır."

Polis memurları, şaşkınlık içinde yaralı şoförü dinleyip, sordu: "Peki şimdi ne olacak?"

Şoför, trafik ekibinden yardım istedi: "Taşıdığım ’Ulusal Marker’ı teslim alıp, güvenli bir yere götürürseniz, ben de kendi canımın derdine düşebilirim."

Trafik ekibindeki memurlar, görevleri arasında 25 milyon dolarlık bir ürünün sorumluluğunu almanın olmadığı kanısına vardı: "Bu ürünü teslim alamayız. Şirketinizden birileri gelsin alsın."

Şirketin genel müdürü ve diğer yöneticilerine kaza bilgisi anında verilmişti. Şirketin yöneticileri bölgenin jandarma komutanından yardım istedi. Jandarma devreye girdi, bir ekip gidip olay yerinden "Ulusal Marker"ı alarak, güvenli bir merkeze götürdü.

25 milyon dolarlık vergi eşdeğerinde olan "Ulusal Marker" jandarma eliyle güvenli bir yere konulunca, yaralı şoför de hastanenin yolunu tuttu.

Bu kaza, akaryakıt sektörünün "Ulusal Marker" tedirginliğinin haklılığını ortaya koydu. Sektörden bazı temsilciler, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay’a kazayı anlatıp bir kez daha taleplerini iletti: "Lütfen ’ulusal marker’ın dağıtımını siz örgütleyin."

EPDK yönetimi, akaryakıt sektörüne "Ulusal Marker taşıma korkusu"nu yenebilecekleri bir formül ışığı yakmadı...

Akaryakıt sektörü, bir yandan "Ulusal Marker’a güvenli taşıma formülü" arıyor, diğer taraftan "ya hapsi boylarsam" korkusu yaşıyor...

O formül bulunmazsa, akaryakıt sektörü fena sıkışacak görünüyor...

Damlası 100 dolar ama henüz ayar tutmuyor

ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), kaçakçılığa karşı akaryakıtın kaynağı belli olsun diye TÜBİTAK’a ürettirdiği "Ulusal Marker"ı (İşareTR) 1 Ocak 2007’de devreye aldı. Yasal ürüne katılan kimyasal madde ve ölçüm cihazından oluşan sistemi kapsayan "Ulusal Marker", akaryakıta rafineri çıkışında ekleniyor.

"Ulusal Marker" TÜBİTAK’tan alındıktan sonra kaybolur veya çalınırsa, akaryakıt şirketleri damlasına 100 dolar vergi cezası ödemek durumunda kalıyor, hapis cezası öngörülüyor.

Akaryakıt şirketleri, "Ulusal Marker"da "dibe çökme" sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Oysa bir depoya 100 birim konulan "Ulusal Marker"ın ölçümlerde bu oranda bulunması isteniyor. EPDK, 100 birimlik "Ulusal Marker"ın 95 birime düşmesini kabul edebiliyor. Ancak, 70 birime de düştüğü oluyor.

Sektör, EPDK’nın "Ulusal Marker cezası" silahını nasıl kullanacağını korkuyla bekliyor...

Vergi inse, 2 milyar dolar kaybetmezdik

İSTANBUL Beylikdüzü Tüyap’ta dün başlayan EMITT Fuarı nedeniyle Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut’la sohbet ettik.

Ahmet Barut, söze geçen yılki EMITT’i hatırlatarak girdi: "Geçen yılki EMITT öncesi Sayın Başbakan’la görüşmüş, başta turizmdeki yüzde 18’lik KDV’nin 8’e indirilmesi olmak üzere, sektördeki bazı yüklerin kaldırılmasını talep etmiştik."

Barut, bu hatırlatmayı yaptıktan sonra dert yandı: "2006 bizim için kötü geçti. Turizm gelirleri 2 milyar dolar azaldı. Geçen yılki taleplerimiz yerine gelseydi, kaybımız 2 milyar doları bulmazdı."

Barut, şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar müjdeler verme havasına giren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan "Turizmin KDV’si yüzde 8’e inecek" açıklaması bekliyor...

KDV yüzde 8’e inerse turizmcinin oyu AKP’ye gider mi?