100. yılında Cumhuriyet’in başkentteki yansımaları

Bu yıl hem Cumhuriyet’imizin ilanının hem de Ankara’mızın başkent oluşunun 100. yılını kutlamanın sevincini yaşıyoruz.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da 100. yaşı kutlarken bir tarih, film şeridi gibi gözümüzün önünden hemen geçer. Ankara ve Cumhuriyet hep birbirini tamamlamış, tarih içinde kutsanmış ve kişileştirilmiştir. Cumhuriyet’in tüm değerlerini o başkentin içinde görmek mümkündür. Kentin ilk kuruluş dönemlerine, devlet kurumlarının bulunduğu başkentin ‘Ulus’ semtine uğramak, İlk Meclis’i ziyaret etmek yeterlidir. Cumhuriyet oradadır. Kentin dört büyük tarihi sembolü bize çok şey anlatır. Bir tarafında burçlarında ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı Ankara Kalesi, bir tarafında kültürü ve inancı içinde saklayan Hacı Bayram Veli Camii bir yanda Resim Heykel ve Etnografya müzelerinin bulunduğu Namazgâh Tepesi... Cumhuriyet tarihimiz içinde öyküsü olan yerler olarak bilinir buralar. Yine Eski Türk Ocağı ve Halkevleri binalarının olduğu bölge, yine bir tarafta büyük Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir. Bu güzel şehir Kurtuluş Savaşı’mızı yöneten Gazi Meclis’imize ev sahipliği yapmıştır. O yüzden ‘Cumhuriyet’imizin başkenti’ olarak adlandırılmıştır. Bu kısa öz geçmiş çok şey anlatır.

Haberin Devamı

100. yılında Cumhuriyet’in başkentteki yansımaları

ONA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ

Cumhuriyet’imizin en büyük başarısı; her kurumda, kuruluşta ve yaşamın her aşamasında demokrasiyi içselleştirmesidir. Yurttaşlar, gönlünde Yahya Kemal’in dizeleriyle, “Hayalini bile cihana bedel” olarak gördüğü her şeyi Ankara’da Cumhuriyet’in kurum ve kuruluşlarıyla sağladı. Dünya başkentlerinde Ankara ismi duyuldu ve görünür hale geldi. Geçmişte Asyalı elçilerin bile hava kirliliğinden yakındığı Ankara. Uzun yıllar sonra pırıl pırıl hava sahası içine girdi. 23 bin kişilik bir stadyumun 50 bin kişilik olması için bir gayret var, bitmek üzere. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde hep üst sıralara doğru ilerlemekteyiz. Bugün ulaşımını raylı sistemle, metro ile sağlayan bir başkent var. Kütüphaneleri 24 saat açık, bebek, dijital ve uyumayan gibi sınıflandırılması yapılabilen uluslararası standartlarda içinde gençleri ve çocukları araştıran, okuyan kütüphaneleri var. Tarihi değerlerine sahip çıkan kültür bilinci yüksek bir başkent var. Bu işlerin hepsi Cumhuriyet’imizin kente kazandırdığı 100 yıllık birikimle oldu. Cumhuriyet bir kültür, erdem ve ahlak bütünüdür. Ona çok şey borçluyuz. Ankara’mızda Büyük Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilanı ile açıkladığı veciz söz değer bulmuştur; “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.” Başkent, nüfusuyla okuma yazma oranıyla tarihsel ve kültürel mirasıyla, müzeleriyle ve mekânsal hafızasıyla var olmuş bir kent. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’imize hedef olarak belirlediği “Muasır medeniyet seviyesine ulaşma...” hedefinde her gün hızla ilerlemektedir. Dünden bugüne zaman içinde Ankara’da imar, kalkınma, bayındırlık ve yeşil alanlarıyla büyük bir değişim sağlandı.

Haberin Devamı

100. yılında Cumhuriyet’in başkentteki yansımaları

YAŞAYAN KENT OLMA YOLUNDA

Bu çağda yerel yönetimlerin başarısı klasik belediye hizmetleriyle ölçülmüyor artık. Edebiyatıyla, kültürü ve sanatı ile bu yöndeki üretimiyle değerlendiriliyor... Yaşayan bir kent olma yolunda bugün Ankara. Başkent ne Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ankara’sıdır ne de Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara romanında anlattığı şehirdir bugün. O günler çok geride kaldı... “Demir ağlarla örülen başkent” hızlı tren hatlarıyla yeni şehirlere komşu oluyor. Kentin her yerine ulaşım için yaygın bir metro ağı yapımı gayreti içine girildi. Cumhuriyet’in 100. yılında Ankara’ya Elmadağ’dan suyu getiren “Vali Abidinpaşa’nın” izinden gidilerek değişik bölgelerden son teknoloji ile kente içme suları getirildi. Hem de dağları delen Kerem misali geçen zaman içinde Jansen planı gibi onlarca plan yapıldı. Ankara yaşanabilir bir kent olsun diye... Bunlar hep Cumhuriyet’imizin insan kaynağı, bilimsel altyapısı ve muasırlaşma seviyesine ulaşma hedefi içinde yapıldı. Cumhuriyet’le birlikte kentlerde yaşayan yurttaşlar yönetimlere katıldı. Belediye Meclis’leri oluştu. “Yerel parlamento” olarak adlandırıldı. Kent sakinleri temsilcileri aracılığıyla kentte söz sahibi oldular. Başkentin yerel sorunları çözülür hale geldi. Kenti yönetenler ve yönetimine talip olanlar, hangi siyasi partiden olursa olsun hep daha iyiyi ve daha güzeli bulma hedefinde yarıştılar. Atatürk’ün “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözü kentlerde Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, demokratik yaşam içinde, kişileri, kurum ve kuruluşları tüm kentin yönetimine kattı. Örneğin Kent konseyleri böyle oluştu. Muhtarlıklar ve ihtiyar heyetleri de Cumhuriyet’in kentlere hediyesidir. Kent kültürü, kent duyarlılığı ve demokrasi bilinci sokakta, caddede, mahallede de yaşamın içine girdi. Yaşasın Cumhuriyet’imiz! Hep yaşasın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı! Başkentimizin 100. yaşı herkese kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti ve başkentimiz sonsuza kadar var olsun...

Yazarın Tüm Yazıları