Paylaş
Yapay zekâ beklenmedik hızda gelişirken diğer teknolojileri bir süre gölgede bırakacak gibi görünüyordu. Derken robotik cephesinde aynı hafta içinde iki şaşırtıcı gelişme yaşandı. Yapay zekâlı insansı robotları aklımıza ‘fena biçimde’ sokan ilk filmlerden biri kuşkusuz ‘Terminatör’dü (James Cameron, The Terminator, 1984). Arnold Schwarzenegger’in vücuda büründürdüğü, kırmızı gözlü, metalik androidleri unutmak mümkün değil. Serinin diğer unutulmaz karakteriyse Terminatör’ün T-1000 adlı düşmanı, cıva gibi şekil değiştirebilen ultra gelişmiş robottu. Parmaklıkların ardından eriyip geçebilmesi ve parçalansa bile formunu toplayabilmesi onu durdurulamaz kılıyordu. Şimdi herkese müjde! T-1000’i yaratmak için ilk adımı resmen atmış bulunuyoruz. Şaka bir yana, ABD’de geliştirilen, demir parmaklıkların arasından eriyip geçebilen robotun hikâyesini aşağıda bulacaksınız. Diğer gelişmeyse dünyanın bir numaralı robot üreticisi Boston Dynamics’ten... Robotik dünyasından ilgi çekici son model prototiplerini sizler için derledim...
Carnegie Mellon Üniversitesi’nde geliştirilen robot, şekil değiştirme kabiliyetini ‘gallium’ adlı özel bir metalden alıyor. Biliminsanları, çok düşük ısıda eriyebilen bu metalin manyetik alanına müdahale ederek katı halden sıvı hale geçişini kontrol edebiliyor. Videoda robot formunda görülen şeklin birden eriyip parmaklıkların ardına geçtiği ve tekrar aynı robot formuna döndüğü görülüyor. Şekil değiştiren robot, küçük ölçeklerde kullanılarak ulaşılması zor yerlere bir şeyleri nakletmek, elektrik devreleri oluşturmak, makinelerdeki boşlukları doldurmak, hatta belli organlara ilaç ulaştırmak, bedene giren kesici nesneleri kaplamak gibi tıbbi ve bilimsel amaçlarla kullanılabilecek. ‘Terminatör’lük yapması şimdilik düşünülmüyor.
“Brillo, müşterilerini tanıyıp sevdikleri içkiyi hazırlayan bir barmen robot. Pazzi ise ilk robotik pizzacı. ”
Biri balık, biri denizanası
Meşhur robot köpeğiyle tüm dünyayı etkileyen Boston Dynamics’in geliştirdiği Atlas adlı insansı robot, geçen yılki videosunda kıvrak biçimde dans ederken görünüyordu. Önceki hafta yayımlanan yeni videosunda Atlas’ın marifetlerini ilerlettiği, alet çantası, kütük gibi büyük ve ağır nesneleri elinde taşıyarak merdiven çıkabildiği görüldü. Kendisine atılan şeyleri havada tutabiliyor, geri fırlatabiliyordu. Üreticilerine göre Atlas’ın elinde ağır nesnelerle merdiven çıkabilmesi, dans etmesinden çok daha karmaşık bir teknoloji gerektiriyor. Atlas, yakında ağır işlerde insanlara yardım etmeye, riskli bölgelerde çalışmaya başlayacak.
Yeme-içme sektörüne yönelik iki robotun İtalya ve Fransa’dan çıkması elbette tesadüf değil. Napoli Federico II Üniversitesi’nde geliştirilen Brillo, müşterilerini yüzünden tanıyıp sevdikleri içkiyi hazırlayan bir barmen robot. Paris’teki Pazzi ise siparişinden hamuruna, malzemesinden fırınlamasına kadar her şeyiyle robotlar tarafından hazırlanan taze pizzaların sunulduğu, dünyanın ilk robotik pizza restoranı.
Terminatör serisinde T-1000 robotunu Robert Patrick canlandırmıştı.
Robotik makinelerden söz ederken dünyanın en gelişmiş akıllı sanayi robotlarından biri olan Kuka’yı anmadan olmaz. Çoğunlukla fabrikalarda kullanılıyor ama mucitlere de ilham oluyor. Son olarak Fredrik Gran isimli İsveçli besteci, Kuka’ya çello çalmayı öğretti. İtalya’da iki girişimci tarafından geliştirilen Robotor ise mükemmel bir heykeltıraş. paha biçilmez Rönesans heykellerini üç boyutlu tarayarak mermerden bire bir kopyalarını yontabiliyor. Taş ve mermer sanayisinde kullanmak için geliştiriliyor.
Amerika’nın Surrey Üniversitesi’nden Eleanor Mackintosh tarafından geliştirilen Gillbert isimli balık formundaki robot, sudaki mikroplastikleri ve küçük pislikleri filtreleyen çevreci bir makine. En iyi özelliği 3B yazıcıyla üretilebilmesi ve yazılımının açık kaynaklı olması. Yani 3B yazıcısı olan herkes Gillbert’ı üretip doğadaki su havzalarını temizlemeye yardımcı olabilir. Harvard Üniversitesi’nde üretilen bir başka robotsa, denizanalarının gövdesinden sicim gibi sarkan dokunaçlardan (tentacle) ilhamla tasarlanmış. Robotların karmaşık formdaki objeleri kavraması genellikle zordur ve nesneleri elinden düşürme riski vardır. Denizanasına benzeyen kavrayıcı robotsa çok sayıdaki dokunaçlarını her formdaki nesnenin etrafına dolayarak havaya kaldırıp yere bırakabiliyor.
En gelişmiş android...
Columbia Üniversitesi’nde geliştirilen Eva, insan yüzüne eş mimikler sergileyen bir robot. Kendisine bakanların duygusal ifadelerini bire bir yansıtabiliyor. İnsanın yüz derisini ve kaslarını canlandıracak materyal ve mikromotorlar geliştirmek sanıldığından çok daha karmaşık bir iş. Eva, yüz ifadelerini yapay zekâyla öğreniyor. İnsanla bilgisayar etkileşimini derinleştirmek için geliştiriliyor. Kanada’nın Vancouver kentindeki Sanctuary AI tarafından tasarlanan Eric, dünyadaki en gelişmiş androidlerden biri. Eric isimli robot, ellerini hassas biçimde kullanabiliyor ve arka planda kendisini kukla gibi yöneten operatörün hareketlerini ve kararlarını yapay zekâ marifetiyle öğrenerek kabiliyetlerini geliştirebiliyor.
KISA KISA...
OpenAI’dan yapay zekâ metinlerini tanıyan program
Geçen hafta röportaj yaptığımız ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI, yapay zekâyla üretilen metinleri tespit eden bir programı kullanıma sundu. ChatGPT ve GPT-3’ün ürettiği metinleri de tanıyabilen program şimdilik yüzde 26 gibi düşük bir doğruluk değeriyle çalışıyor. OpenAI yetkilileri, yapay zekâyla yazılan metinlerin sahtecilik amaçlı kullanımına karşı üretilen programı geliştirmeye devam ettiklerini, sistemin benzer araçlarla birlikte kullanıldığında daha verimli olacağını belirtiyor.
Paylaş