Küresel ısınmaya gizli tehdit: Kara veri

Veri merkezlerinde yer kaplayan ama kullanılmayan ‘kara veriler’ yarattıkları karbon ayak izi nedeniyle gezegene zarar veriyor. Dünyada şirketler günde 1.3 milyar GB ‘kara veri’ üretiyor. Karbon emisyonu açısından bu, Londra-New York arası 3 milyon uçuşa bedel. Bireysel olaraksa açıp bakmadığımız fotoğrafları, videoları ve dokümanı sunuculardan silerek enerji israfını hafifletebiliriz.

Haberin Devamı

Analog kameralar zamanında fotoğraf çekerken tek poz için deklanşöre defalarca basmak lüks sayılırdı. Negatif filme yansıyacak her karenin kıymeti vardı. Şimdilerdeyse fotoğraf çekerken yuvarlak butona en az iki-üç kez basmak el alışkanlığımız oldu. Fotoğraf albümünde birbirinin tıpkısı halde biriken kareler, bir daha dönüp bakmadığımız videolar dijital hayatımızın küçük ve sıkıcı ayrıntılarından biri.
Peki, bu son derece önemsiz görünen ayrıntının karbon salımını ve küresel ısınmayı doğrudan etkilediğine inanır mıydınız? Şaşırtıcı ama gerçek... Tam da bu nedenle şimdilerde bilim ve teknoloji çevrelerince sıkça tartışılan konulardan biri: ‘Dark data’ yani kara veri.

Küresel ısınmaya gizli tehdit: Kara veri
Veri merkezlerinin emisyon hacmi global karbon ayak izimizin yüzde 2.5’ini oluşturuyor.

Tek kullanımlık plastik gibi...

İlk duyuşta akla internetin yasadışı bölgelerini ifade eden ‘dark web’ gelebilir ama hiç ilgisi yok. Bu, bilgiyi canlı tutmak için harcanan enerjiyle ilgili. Mesela, an itibariyle dünyadaki veri merkezlerinin toplam emisyon hacmi global karbon ayak izimizin yüzde 2.5’ini oluşturuyor. Bu oran havacılık endüstrisini bile (yüzde 2.1) sollamış durumda. Veri merkezlerinde giderek daha fazla yer kaplamaya başlayan ‘kara veri’ tabiri, tek kullanımlık veya atıl kalan veriler için kullanılıyor. Tek kullanımlık plastikler gibi...

Bir kez veya bir süre kullanıldıktan sonra tekrar açılmayan dosyaların internet sunucuları üzerinde kapladığı boyut inanılmaz ölçeklere ulaşıyor. Veri arşivlerindeki süresi geçmiş doküman, hesap tabloları, sunumlar, yazışmalar, yıllar boyu biriken e-postalar... Kara veriyi açık ara farkla en çok işletmeler biriktirse de akıllı telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı iCloud ve Drive gibi sanal veri depolarına bağladığımız anda hepimiz yekûnun parçası olmaya başlıyoruz.

Sunucular Kuzey’e gidiyor

Loughborough Üniversitesi profesörleri Tom Jackson ve R. Hodgkinson tarafından yayımlanan bir makaleye göre 100 personel çalıştıran sigorta, bankacılık, perakende gibi çevrimiçi veri odaklı bir şirket günde yaklaşık 3 GB kara veri üretiyor. Bu şirketin kullanmadığı verilerini 1 yıl boyunca sunucularda erişilebilir tutmasının karbon maliyeti, Londra’dan New York’a 6 kez uçmaya eşdeğer. Dünya çapındaki şirketlerin günde 1.3 milyar GB kara veri ürettiği hesaplanıyor ki bu da karbon emisyonu ölçeğinde Londra-New York arası 3 milyondan fazla uçuşa karşılık geliyor. Veri merkezlerinin harcadığı enerji miktarı da her yıl artıyor. Dijital ekosistemin ürettiği küresel emisyon payının 2025’te yüzde 3.2’ye, 2040’ta ise yüzde 14’e çıkacağı hesaplanıyor.

Haberin Devamı
“100 personel çalıştıran çevrimiçi veri odaklı bir şirket günde yaklaşık 3 GB kara veri üretiyor.”

Veri merkezlerinin yüksek miktarda enerji tüketimi, en başta işlem hacmi arttıkça ısınan sunucuları soğutma ihtiyacından kaynaklanıyor. Veri merkezlerinde enerji tüketiminin yüzde 40’ı soğutmaya harcanıyor. Google gibi şirketler, sunucularını soğuk ülkelere konuşlandırarak karbon ayak izini azaltma deneyleri yapıyor. Büyük sorumluluk şirketlere düşse de bireysel duyarlılıkla çözümün parçası olmak mümkün. Çevreyi korumak adına plastik kamış, çatal, bıçak vb. kullanmamak gibi bir farkındalık geliştirebilirsiniz. Açıp bakmadığınız fotoğrafları, videoları ve dokümanı sunuculardan silerek, çalıştığınız kurumların bilinçlenmesine öncülük ederek kara verilerin enerji israfını azaltmaya katkıda bulunabilirsiniz.

Haberin Devamı

Küresel ısınmaya gizli tehdit: Kara veri

KISA KISA

Sıfır enerjiyle havadan su üretildi

İsviçreli biliminsanları, yeni geliştirdikleri bir materyal soğutma teknolojisiyle hiç enerji harcamadan havadaki nemi hasat etmeyi başardı. Sistem kışın camların buğulanmasıyla aynı mantıkta işliyor. Güneş ışınlarını geri yansıtan ve kendi ısısını dışarı yayabilen özel bir cam materyaliyle nem toplayan folyolar sayesinde çalışıyor. Cihaz, direkt güneş ışığının altında bile ortam ısısının 15 derece altına düşmeyi başarıyor ve folyonun üzerinde su damlacıkları birikmesini sağlıyor.

Küresel ısınmaya gizli tehdit: Kara veri

 

Yazarın Tüm Yazıları