Paylaş
Önceki cuma günü Twitter’ın tahtına geçen Elon Musk ilk olarak şirketin CEO’su, CFO’su, CPO’su ve genel konseyini kovduktan sonra “Kuş özgür” diyerek yeni politikalarının odağında ifade özgürlüğü olduğunu ima etti. Kulağa hoş geliyor... Ancak bir ikilem var: Twitter zaten doğası gereği sansürlü bir ortam değildi. Çoğunlukla ayrımcılık, ırkçılık, nefret ve cinsel istismara yönelik gönderileri etiketliyor ve ayıklıyordu. Böylesi hesapları da tespit ederek donduruyor veya Trump gibi ilelebet engelliyordu. Twitter’ın el değiştirmesine en çok sevinenlerden biri Donald Trump oldu. “Sonunda akıllı birilerinin eline geçti” dedi. “Manyakların elinden kurtuldu” diye de ekledi. Musk, açıklamasını yaptıktan çok kısa süre sonra, Twitter’da ilk ırkçılık mesajları dalgalanmaya başladı. Siyahlara karşı en ağır hakaret olan ‘nigger’ kelimesini tweet atarak moderasyonu test edenler belirmeye başladı. Bunlardan biri “Şimdi Twitter’ı Elon kontrol ediyor. Irkçı hakaretleri salıverin” derken bir başkası “Artık n—-’lardan ne kadar nefret ettiğimi özgürce ifade edebilirim, teşekkürler Elon” yazıyordu. Amerikan kültüründe yasaklı olduğu için ‘n-word’ (N ile başlayan kelime) şeklinde maskelenen kelime yağmur gibi yağmaya başladı. The Washington Post’un raporuna göre büyük harflerle sadece bu kelimeyi yazan bir tweet 700 kere retweet edildi ve yayında kaldığı 16 saat boyunca
5 bin küsur beğeni aldı.
Tüm dünyada sosyal medya mesajlarını tarayan Network Contagion Research Institute’a (NCRI) göre 12 saat içinde kelimenin kullanımı yüzde 500 arttı. Üstelik bastırılmış nefretin hedefi yalnızca etnik farklılıklar değildi. LGBTQ bireylere yönelik saldırılar da başladı. The Washington Post’a konuşan trans aktivist Erin Reed’in “Tacizlerin arttığını hemen fark ettim. Yorumlarda açıkça tehditler savuranlar, incitici hakaretler, cinsiyetle alay eden insanları çoğaldı.Pompalı tüfekle vurulduğumu gösteren resimler aldım. Şu anda Twitter’da korkutucu bir ortam var” sözleri bu yakadaki durumu özetliyor. Diğer yandaysa Trump taraftarı aşırı sağcı kesimin meydanı boş bulup ayrılıkçı söylemlere başladığı görülüyor. Paylaşılan bir propaganda afişinde “Savunma yıkıldı. Ateş açın” şeklinde çevrimiçi çatışmaları kışkırtan ifadeler sarf ediliyor.
“N-word (N ile başlayan kelime) şeklinde maskelenen kelime yağmur gibi yağmaya başladı. ”
‘Sorumluluğu var’
Troll hesapların moderasyon sınırlarını her zaman yokladığını ifade eden NCRI başanalisti Goldenberg’e göre bu grupların artışı, Musk’ın neyi idare edip edemeyeceğini gösteren bir işaret. Hızlı gelişen bütün bu durumlar karşısında Elon Musk’ın ilk açıklaması, yeni bir ‘moderasyon konseyi’ kurulana kadar önemli bir içerik değişikliği ve atama gerçekleşmeyeceği yönünde oldu. Konseyin “geniş farklılıklar içeren görüş açıları” barındıracağına söz verdi. Musk yakın zaman önce de reklam verenlerine platformun “Cehennem gibi” veya “Her şey serbest” bir ortam olmayacağının sözünü vermişti.
Bilhassa ırkçılık üzerinden köşeye sıkıştırılan Elon Musk’a aşırı sağın sempatisi, geçmişte gerçekleşen bir dizi olayla başlıyor... İlk günden beri Twitter’ın yeterince özgür olmadığını savunan Musk’a en fazla destek, önceki yönetim tarafından sesleri kısılan, hesapları kapatılan nefret gruplarından gelmişti. Musk hiçbir zaman alenen ırkçı tutumlar sergilemedi; ancak 2017’de Tesla fabrikasında yaşanan olaylara tavrı, eleştirileri başlatmıştı. Marcus Vaughn isimli bir siyahın mesai arkadaşlarından gördüğü ırkçı muameleyi duyurmasıyla alevlenen hadise karşısında Musk, çalışanlarına bir mektup göndermişti. Elon Musk, Tesla’nın sitesinde halen yayımlanan bu mektupta ‘jerk’ (gıcık ve başbelası) olarak nitelendirdiği karakter davranışını eleştiriyor. Azınlıklara yönelik sataşmaları kastederek bir gruba ‘jerk’ olmamalarını tembihlerken diğer grubaysa başlarına bela olanlara karşı ‘vurdumduymaz’ ve affedici olmalarını öğütlüyor... İşyerlerinde ayrımcılığa ve istismara asla pay bırakılmadığını savunan Tesla’ya göre mektuptaki ifadeler karşı tarafın avukatlarınca çarpıtılmıştı.
Mektubu okuduğumda, çarpıtma tezini az çok haklı buluyor ve Musk’ın ırkçı biri olduğu fikrine kapılmıyorum. Ancak azınlıkların halinden anlayan birisinin cümlelerini de göremiyorum. Vurdumduymaz olmayı tembihlediği tacizlerin, insan ruhundaki tesirini algılayabildiğini de sanmıyorum. Yargılayamam; farklılığı aşikâr bir insan. Hatta toptan duygusuz, sosyopat biri bile olabilir. Ancak kişiliğinin gölgesi milyarca insanın konuştuğu özgür bir platformun üzerine düşmek için fazlaca koyu. Musk’ın Twitter saltanatından endişe duyan, HRC isimli ABD’li yurttaş hakları grubunun bir bildirisi var... Meseleyi özetliyor: “Twitter’ın toplum üzerinde hem hakkı hem de büyük sorumluluğu bulunuyor. Bu olay sansür veya fikirsel ayrımcılıkla ilgili değil. Nasıl bir kurum olmak istedikleri ve dünyayı ne şekle sokmak istedikleriyle ilgili.”
Toplumsal yasaklı kelime
“Nigger olmak nedir, bunu bilen tek beyaz sensin…” Mike Tyson’ın Eminem’e söylediği, şu sıralar çok popüler bir cümle… Ünlü rap’çi Eminem, o cümleyle siyahlar tarafından derin manada kabul görmüş, onurlandırılmış oluyor. Öyle ya, siyahların yüzde 100 domine ettiği rap müzik sahnesinde zirveye erişen Eminem gerçekten ‘nigga’ olmak ne demek iyi bilen bir sanatçı. Siyah değilseniz asla ağzınıza almamanız gereken, ağır bir hakaret. Latince kara, koyu anlamındaki negro’dan türeyen nigger’ın kökeniyse pamuk tarlalarına, zulüm dolu acı maziye uzanıyor… Tarla sahibi efendilerin kölelerine ‘cahil’ dercesine yönelttiği hitap biçimi, 1960’larda M. Luther King ve Rosa Parks önderliğindeki siyahlar eşitliklerini hükümete kabul ettirdikten sonra ABD toplumunda yasaklı hale geldi.
Paylaş