Paylaş
Yapay zekânın en kullanışlı haliyle dünyamıza hızlı giren ChatGPT tam anlamıyla iki yüzlü bir madalyon. Okulların açılmasından hemen önceki yazımda, bu yılın bir ilk olduğundan söz etmiştim. ChatGPT ile başlayan ilk eğitim yılı... İnternetteki kitabi bilgileri insansı konuşma uslubuyla sunan arama motorlarının yerini almaya güdümlü ChatGPT, yeni nesil öğrenciler için etkili bir araca ve teknolojik bir dualiteye dönüşmeye başlıyor. Z Kuşağı’nın üniversite yıllarına denk gelen bu yenilik, dünyanın farklı bir boyuta evrileceğinin güçlü göstergelerinden. Biz yetişkinler ve profesyoneller yapay zekâyı günlük yaşamımıza ve çalışma ortamlarımıza adapte etmeyi henüz yeni öğreniyoruz. Yeni nesil insanlarımız hayata yapay zekayla atılacaklar. ChatGPT hızlı ve akıllı bir bilgi kaynağı. Önce okullarda rağbet görmesi çok doğal. Öğrenciler arasında kopya veya kes yapıştır ödevler olduğu müddetçe ChatGPT kullanılması kaçınılmaz.
LOS ANGELES YASAKLADI
ChatGPT’nin anavatanı ABD nihayetinde yapay zekâ teknolojisinin nimetlerini hem çok kullanan hem de yan etkilerine fazlaca maruz kalan ülkelerin başında geliyor. Tüm dünyada yapay zekânın nasıl yönetileceği ve nasıl tavır alınacağı konusu ortak bir görüşle çözülebilmiş değil. Kaliforniya eyaletinin başkenti Los Angeles, bu yıl eğitimde ChatGPT’yi yasaklamaya karar veren şehirlerden. Chicago ve New York ise okullarda yapay zekâya erişimi halen serbest tutuyor. Wired dergisi, farklı eyaletlerden eğitimcilerle konuyu masaya yatırmış. Herkes için yararlı doneler ve içgörüler barındıran yazıdan bazı kesitler aktaracağım. ChatGPT sonrası eğitim konusunda henüz konsensus oluşmadığı veya geçerli pratiklerin bulunmadığı, konunun merkezinde. Güney Dakota’dan K-12 (okul öncesi, ilk ve ortaöğretim için ABD’de kullanılan ifade) okul müdürü Lisa Parry, üreteç yapay zekâları bu yıl ‘dikkatli biçimde kucaklayacaklarını’ anlatıyor. Kopyadan dolayı halen endişeli ancak intihalin (başkalarının işlerini kendinin gibi gösterme) her zaman eğitimciler için bir mesele olduğunu söylüyor. O nedenle her sene başında ilk ödev ve makaleleri öğrencilere sınıfta, gözünün önünde yazdırıyormuş. Wired yazarlarının sevdiğim bir tasviri var; matematik için hesap makinesi neyse, araştırma ve yazı işleri için de ChatGPT o diyorlar. İşin yorucu ve sıkıcı kısmını halledip öğrencilere daha fazla başarı imkânı sunabileceğinden söz ediyorlar. Okul müdürü Parry bu sene İngilizce öğrencilerinin ChatGPT’yi ‘steroid almış bir arama motoru’ olarak yazılı ödevlerinde beyin fırtınası için kullanacaklarını anlatıyor.
BİR ÖĞRENME ARACI
Metin üreteci yapay zekâların her tür bilgiyi ortalığa saçma kabiliyeti muazzam. Ancak halen iyi bir eleştirmen veya vizyoner bir düşünür olmadıklarını hatırlatıyor Wired yazarı Amanda Hoover. Montclair Eyalet Üniversitesi’nden direktör Emily Isaacs
tam da bu noktada eğitmenlere kullanışlı bir yöntem öneriyor: “Ödevleri yapay zekâya yaptırın. Eğer kolayca üstesinden geliyorsa, ödevin bir elden geçmesi gerekebilir.” Isaacs’ın sözlerinden öğrenciler için hayal gücü, yaratım, tespit, yorum gibi düşünce pratiklerinin daha yararlı olacağı sonucunu çıkarıyorum. Arama motoruyla bulunabilen bilgilerde yapay zekâ imzasını tespit etmek zor. Öğrencinin kişisel yorumlarına ve fikirlerine yer açmaksa işin özgünlüğünü anlamayı kolaylaştırır. İşin sırrı biraz da öğrencileri ve tarzlarını tanımaktan geçiyor zannediyorum. Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. David Joyner yapay zekâyı bir öğrenme aracı olarak tavsiye ediyor talebelerine: “Başkalarıyla çalışmak ve fikir tartışmak her zaman önerilir. Sınıf içinde ve dışında olabileceği gibi yapay zekâ asistanlarıyla da yapılabilecek bir şey bu.” Üstelik yapay zekânın okullarda yasaklanması, öğrencilerin ona erişemeyeceği anlamına gelmiyor. Ancak her öğrencinin durumu aynı değil. Okulda yasaklanırsa, bilgisayar ve teknolojiye yalnızca okul araçlarıyla ulaşabilen öğrencilerin diğer arkadaşlarından geri kalacağı ve önemli bir eşitsizlik yaşanacağı değerlendiriliyor.
“Hesap makinesi matematik için neyse...” ilham verici bir metafor. ChatGPT ve AI uygulamalarının geleceğin profesyonel araçları arasına gireceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Aynı zamanda iyi bir okulun bilgiden çok daha fazlasını aşıladığını, öğrencileri hayata hazırladığını biliyoruz... Yapay zekânın rolünü de yine eğitimcilerin iradesi ve vazife sevgisi belirleyecek: Kolaya kaçıp yasaklamak mı, daha fazla emek verip kullanışlı hale getirmek mi?
Öğrencinin kişisel yorumlarına ve fikirlerine yer açmak işin özgünlüğünü anlamayı kolaylaştırır.
KOPYA MI DEĞİL Mİ ANLAMAK MÜMKÜN MÜ?
Bir metnin yapay zekâ tarafından yazılıp yazılmadığını tespit etmek büyük bir bilmece. Akademik düzeydeki öğrenci çalışmaları, ödev ve makalelerle eğitilen Turnitin gibi yapay zekâlı sistemler tarafından kontrol ediliyor. Ancak herhangi bir metnin ChatGPT imzalı olduğunu doğrulama işi oldukça karmaşık. Kurucusu OpenAI bile henüz bu konuda yetersiz olduklarını açıkladı. İnternet kullanıcıları ve blog yazarları tarafından üretilen metin kalıplarını kullandığı için ChatGPT’yi özgün metinlerden ayırt etmek zor. Öte yandan yapay zekâlar, insana göre daha az kelime ve daha basit cümle kalıpları kullanıyor. Bu yüzden kopya tespit etmeye yarayan sistemler dil bilgisi veya ifade yeteneği zayıf olan öğrencileri zan altında bırakma ihtimali de taşıyor.
Paylaş