Algoritma mı insan mı?

Dünyayı algoritmalar yönetiyor desek yeri. Tüm dünyayı değilse de en azından sosyal medya dünyasını... Öyle ki artık hangi müziği dinleyeceğimize de hangi videoyu izleyeceğimize de onlar karar veriyor. Neleri sevdiğimizi ‘öğrenmek’ için de tercihlerimizi yakınen takip ediyorlar. Peki, bir algoritmanın bizi anlaması, duygularımıza hitap edecek seçimler yapması gerçekten mümkün mü?

Haberin Devamı

İnsanların bilgisayarlarla, yapay zekâlarla yarıştığı sahnelere filmlerden alışığız. Geçen hafta Spotify üzerinden açılan bir konu, algoritmalar (yazılımların bir amaca ulaşmak için izlediği yol) ve insanları bir kez daha karşı karşıya getirdi. Hürriyet Kelebek müzik yazarı Sinem Vural, pandemi döneminde müzisyenlerin başlıca gelir kapısı haline gelen Spotify hakkında merak edilenleri Türkiye’den sorumlu müzik direktörü Melanie Parejo’ya sordu.

Spotify’ın editoryal seçimlerle oluşturulan çalma listelerindeki eşitsizlik iddialarını da gündeme taşıdı. Parejo’nun, tüm dünyadaki şarkıları bir grup editörün seçtiği bilgisini paylaşması dikkatimizi çekti. 150 kişinin on binlerce şarkıyla başa çıkması mümkün müydü? Biz de insan mı algoritma mı daha çok çalışıyor sorusuyla birlikte konuyu masaya yatırmaya karar verdik...

Haberin Devamı

Radikal gazetesinde müzik yazıları yazdığım yıllarda Sinem’le sayısız etkinlikten mesai arkadaşlığımız vardır. Fikrini alırken ilk olarak “Bu sistemden şikâyet eden müzisyenlerin hepsi rap’çi mi” soruma yanıtı “Evet” oldu. Tahmin ettiğim gibi iddiaları çoğunlukla rap müzisyenleri ortaya atıyormuş. Algoritmalar için olmasa da bizim için anlamlı bir veri.

Algoritma mı insan mı

Algoritma denince akla ilk gelen mecralardan Spotify, rollerin iç içe geçtiği bir ekosisteme sahip. Müzisyenler hem tedarikçi hem paydaş konumunda, editörler hem insan hem algoritma olabiliyor, dinleyicilerse veri üreticisi konumunda bulunuyorlar. Şarkıların dinlenebilirlik değeri Spotify’daki en kıymetli veriyse, bu veriyi dinleyiciler üretiyor. Algoritma da makine öğrenimiyle veriyi anlamlı ve kişisel odaklı hale getiriyor.

Ancak Spotify bir yapay zekâ değil. Yapay zekâ olmadığını editörlerin varlığından anlıyoruz. Sinem’den öğrendiğime göre, editörler müzisyenlerin keşfedilmesini sağlayan popüler çalma listelerinin oluşmasında rol oynuyor. Teknoloji de onlara destek veriyor. Örneğin, 40 parçalık bir çalma listesinin oluşması için editörün ilk 10 şarkıyı girmesi yeterli. Gerisini Spotify içerideki benzer müziklerden öneriyor ve liste tamamlanıyor. Gelgelelim veryansın eden müzisyenlerin şarkıları algoritmanın radarına girmemişse yapacak bir şey bulunmuyor.

Haberin Devamı

Pekâlâ, bu algoritma iyi müziği neye göre seçiyor? Müzik insanın duygularına ve ruhuna hitap eder. İyi müzik sunma işindeyseniz şarkıları gerçek, deneyimli insanların dinlemesi ve seçmesi gerekir. Dinleyicilerin gücü işte burada ortaya çıkıyor. Spotify’ın gizli emekçileri olan dinleyiciler olarak bir şarkıyı yeniden çaldığımızda veya dinlemeyip geçtiğimizde tercihlerimizi algoritmaya öğretmiş oluyoruz.

Ben de Spotify Türkiye’ye algoritmayla insan seçkisi arasında nasıl bir oranlama yaptığını sordum. Gelen yanıt; sayısal oranlardan ziyade liste mekanizmasının genel hatlarıyla ilgiliydi. Haftalık ‘Keşif’, ‘Radar’ gibi kullanıcıya özel listeler tamamen algoritma tarafından oluşturuluyor. 3 binden fazla çalma listesiyse deneyimli bir editoryal ekip tarafından trendlere bağlı olarak, veri grafikleri ve tabloların yardımıyla oluşturuluyor. Yeni olansa editör ve algoritma işbirliğiyle oluşturulan ‘algotorial’ listeler. Bu listeler editörlerin seçtiği şarkıları kullanıcılara göre özelleştirebiliyor.

Haberin Devamı

Algoritma mı insan mı

GÜNDE 60 BİN ŞARKI

Gözlemlediğim kadarıyla Spotify’ın sıkıntısı, yapının genelindeki insan-algoritma ilişkisinin yeterince şeffaf olmaması. Bir yanda algoritmayla çalışan kullanışlı bir sistem, diğer yanda ‘elle seçilen’ müzik listeleri. Algımdaki konumu şu: Bana seveceğim şarkılar sunacak, tercihlerimi öğrenecek, en yeni müzikleri gerçek insanların belirlediği listelerden dinleyeceğim.

Melanie Parejo, röportajda dünya çapında 150 editörün bu işi üstlendiğinden söz ederken günde 60 bin şarkının sisteme yüklendiğini de belirtmiş. Basit bir hesapla editör başına günde 400 şarkı düşer. 150 değil, 1.500 editör olsa bile yine tüm şarkıları dinlemeye yeterli gelmez. Dolayısıyla algoritma yardımı olmadan işin yürümesi pek mümkün görünmüyor. Hatta belki de editörler algoritmaya yardımcı oluyor...

Haberin Devamı

Şarkı seçmeye gelince... Türkiye piyasasında yeni çıkan müzikleri her hafta dinleyip listeleyen Sinem Vural’a göre işin sırrı yalnızca masa başında değil, sokakta, sosyal ortamlarda müziği duymak. Hayatın içindeki şarkıları keşfettiği vakit listelerine alıyor. İşte bu da algoritmanın elinden gelebilecek bir iş değil...

ORTAMLARIN TANRISI

Algoritmalarıyla sürekli gündemde olan bir başka platform ise Instagram. Popüler mecrada algoritma, adeta ortamın tanrısı... İçerik üreticileri, paylaşımlarını ona beğendirebilmek için yarışıyor, daha fazla insana ulaşabilmek adına algoritma ne isterse onu üretmeye uğraşıyorlar. Sonuçta algoritma dostu ve etkileşimi yüksek içerikler çoğalırken özgünlükten uzak, birbirine benzer paylaşımlar ortamı doldurmaya başlıyor. Başka bir örneğini de arama motoru optimizasyonunu (SEO) hedef alan blog ve haber içeriklerinde görüyoruz. İçerikten çok tıklatıcı, optimize kelimeler ve cümleler gündemde anlamsız derecede yer kaplamaya başlıyor…

Haberin Devamı

Yazıyı hazırlarken Instagram’da ‘tesadüfen’ karşıma çıkan bir paylaşım manidardı... Konusu: Instagram algoritması nasıl hack’lenir? İlk maddesi: ‘Bir robotu memnun etmeyi bırakın!’ Ardından ‘Kendiniz için sanat üretin, her ne istiyorsanız onu üretin’ şeklinde devam ediyor. Meğer iğneleyici bir paylaşımmış... ‘Beğeniler anlamsız, görüntülemeler anlamsız. Başarınızın tanımını bu manasız ölçütlere dayandırmayın’ sözleri konumuzu özetler nitelikte… İyi içeriğin değerini listeler değil, yaratıcısının yeteneği, çabası ve şansı belirliyor. Sanatçıların tüm kanallarını ve kitlesini iyi yönetmesi, etkileşimli ve canlı tutması üretimlerinin daha fazla insana ulaşmasına yarıyor... İyi müzikleri, videoları ve içerikleri algoritmalar karşımıza getirse bile, değerini bilenler ‘insan’ olmaya devam edecek.

Yazarın Tüm Yazıları