Paylaş
Aziz Sancar, kendisini var eden şeyin Cumhuriyet ideali olduğunu her fırsatta dile getirmeyi bildi. Mardin Savur’da, 8 çocuklu ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya gelip Nobel Ödülü’ne ulaşmanın nasıl bir şey olduğunu en iyi bilen o idi ve Türk Halkına da elinden geldiğince anlattı.
*
Bir röportajında gençlere, “Atatürk’ün başlattığı devrimleri, Atatürk’ün bilime verdiği önemi hiç unutmamak ve Atatürk’ün söylediği “Cumhuriyeti biz kurduk. Cumhuriyeti sizler yaşatacaksınız ve Cumhuriyeti yaşatmanın tek yolu bilim yapmaktır”sözünü hiç unutmamaları gerektiğini söylemek isterim” diyen Prof. Dr. Sancar, ödülü neden Anıtkabire bağışladığını ise şu sözlerle dile getiriyor:
“Başka nereye koyayım. Atatürk ve Cumhuriyet’in bilimsel devrimlerine çok şey borçluyum. Düşünün bir; Sakarya Savaşı’nın en çetin günleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde eğitim reformu üzerine tartışılıyor. Çünkü biliyor Atatürk, bu ülkede eğitim ön plana çıkarılmazsa bir yere varılamaz...
Bu Nobel’i ülkemin gençlerine adıyorum, bu Atatürk’ün ve Cumhuriyetin madalyasıdır, madalyayı Ata adına aldım, Ata’ya aittir ve yeri de Ata’nın yanıdır.”
Yani Aziz Sancar, cumhuriyet ve Atatürk’ün, bilim, özgürlük, aydınlanma, eğitim, gelişme, değişim gibi pek çok anlamı barındırdığını bize ifade etmekten hiç geri durmadı. Nobel Ödülü’nü alınca da durmadı Sancar, kendi ifadesiyle günde 12 saat laboratuvarında çalışmayı sürdürüyor.
Bunu da Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin 15. ÇEK Ödül Töreni’ne gönderdiği mektuptan öğreniyoruz.
*
Aziz Hoca çok yoğun olmasına rağmen Türkiye’den gelen isteklere dönüş yapmaya çalıştığını söylüyor yine bir röportajında. İşte o güzel dönüşlerden biri ÇEK’e yazdığı mektup. Aziz Hoca şöyle diyor mektubunda:
“Sevgili Kır Çiçekleri, yarın ülkemizin sorumluluğunu üstlenecek sevgili genç arkadaşlarım,
gençlere fırsat eşitliğini gözeterek öğrenimin yolunu açan Çağdaş Eğitim Kooperatifinin
kurucuları, gençlerimizin özellikle kız çocuklarımızın eğitim ve öğrenimine katkıda bulunarak Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle ülkesine bağlı değerli insanların yetiştirilmesine yaptığınız özverili katkıların artarak çoğalarak büyüyerek sürmesini diliyorum.
Sevgili çocuklar, yarın ülkemizin tümü sizlere emanet olacak. Atatürk’ün bize miras bıraktığı yol
gösterici ilkesi, bilimdir; iyi yetişmiş, ülkesine ailesine çevresine yararlı, gerektiğinde dünya çapında yaratıcı büyük çalışmalara imza atmış gençlerin yetiştirilmesidir. Bunun için çok gerekli olan, azimle cesaretle ve başaracağım duygu ve düşüncesiyle yılmadan çok çalışmaktır.
Ben bu yoldan gittim ve başarıya ulaştım. Çalışmalarımın Nobel Ödülü ile değerlendirilmesinden çok, bu ödüle giden yolda yaptığım çalışmalar bana heyecan vermiştir. İnsanlığa yaptığım hizmet, aynı zamanda ülkemin ve Türklüğün adıyla anılacak olması, bana mutluluğun en büyüğünü tattırmıştır. Bilim için, insanlık için, ülkem için hala laboratuvarımda günde 12 saat çalışıyorum ve arkadaşlarımla birlikte insanlığın en büyük illetlerinden biri olan kansere çare bulma uğraşı içindeyiz.
Emek sarfetmeden, azimli olmadan, karınca gibi çalışmadan, işinize odaklanmadan başarı gelmez.
Başarının, üstünlüğün ve zaferin sizlerin elinizde olduğunu hiç unutmayın.”
Kır Çiçekleri Bursa kırsalında okuma imkanı bulmakta zorlanan kızlarımıza kol kanat geren bir proje. Aziz Hoca da, mektubuyla bu projeye çok anlamlı bir destek vermiş durumda. Çok da yakışmış. Göğsümüzü kabartan Aziz Hoca’ya, gençlerimize ilgisinden dolayı bir teşekkür de bizim borcumuz olsun.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş