Paylaş
Geçen hafta Bursa turizmini hareketlendirebilmek adına dar kapsamlı ama önemli isimlerin yer aldığı bir toplantıda bulununca eski yazılarımı bir karıştırma ihtiyacı hissettim. O gün Bursa’da “Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisileri” için verilen “Yeşil Yıldız” almış kaç tesis varmış diye bir baktım (2015 rakamlarıyla). Bursa’da sadece 5 tesisinin 814 oda ve toplamda 1443 yatağın bu belgeyle işletildiğini öğrenmiş ve yazmıştım. “Artık Türkiye’de 300’ü geçen “Yeşil Yıldız”lı otellere Bursa’dan umarım yenileri de katılır” ifadeleriyle bitirmişim yazımı.
*
Bugün durum ne olmuş diye bir göz atayım dedim, Kültür ve Turizm Bakanlığı sitesine girerek. Türkiye’deki “Çevreye Duyarlı Tesis, Oda ve Yatak Sayıları” başlıklı listeyi indirdim. 6 yıl gibi bir sürede Türkiye’deki sayı 300’den 450’ye çıkmış. Doğal olarak birinci sırayı 228 otel ile Antalya alıyor, Onu 61 otelle İstanbul, 46 otelle Muğla, 27 otelle İzmir, 20 otelle Ankara izliyor. Bursa bu illerin ardından geliyor ve ne acıdır ki yaklaşık 6 yılda sadece bir tesis daha çevreye duyarlılılık belgesi alabilmiş. Yani 6 tesis, 945 oda ve 1892 yatağa çıkabilmiş Bursa.
Türkiye’de çevreye duyarlı turizm tesisi sayısı yüzde 50 artarken Bursa’da sadece yüzde 20 artmış. O gün “Yeşil Fakiri” başlığını atmıştım sanırım bugün de bu tespit geçerliliğini koruyor.
*
Bursa’nın turizm potansiyelinin gerek yurtiçi gerekse yurtdışında gördüğüm kentlerle kıyaslayarak, yüksek olduğunu düşünenlerdenim. Ancak gerçeklerden de kaçamıyoruz. Bursa’nın turizm potansiyeli çok yüksek ama kazanç kapısı bu alan değil.. Sanayiden elde edilen kazanç, ranttan elde edilen kazanç ve tarımdan elde edilen kazanç turizm gibi insanla uğraşmayı gerektiren bir sektördekinden daha fazla olunca, Bursa’nın ilgisi bu alana yeterince kanalize olmuyor.
Bu da eşyanın tabiatına uyuyor sanırım. O halde, planlamalar yaparak, dengeyi sağlamak zorunda olan kamu otoritelerine çok iş düşüyor. Bursa’yı sadece sanayinin, sadece tarımın ya da sadece rantın kollarına bırakmak haksızlık olur. Turizm potansiyelini de parlatmak gerekir.
Turizmin artması ve buradan ciddi gelirler elde edilmesi, bu sektörün temsilcilerinin kentin gönüllü koruyucusu olmalarını da sağlayacaktır. Bu pilav daha çok su kaldırır. Daha uzun süre konuşuruz sanırım. Kalın sağlıcakla.
Paylaş