Paylaş
Tom Hanks’e ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında ikinci kez Oscar kazandıran ‘Forrest Gump’, izleyicisine 1950’lerden 80’lere uzanan bir süreçte kahramanının kişisel öyküsüyle birlikte Amerikan tarihinden de kimi önemli notları sunuyordu. Haftanın yenilerinden ‘Laal Singh Chaddha’, Robert Zemeckis’in yapıtına 28 yıl sonra tekrar uğruyor ve bize Hindistan’da geçen bir Forrest Gump hikâyesi anlatıyor. Başrolünde ‘Bollywood süperstarı’ Aamir Khan’ı izlediğimiz bu versiyondaysa tarihsel dilim 80’lerden günümüze uzanıyor.
Bu, Aamir Khan ve Kareena Kapoor’un birlikte 3’üncü filmi.
Önce konu diyelim: Trenle seyahat eden Laal Singh Chaddha bir yandan yerel bir atıştırmalık olan ‘golgappa’sını yerken öte yandan karşısında oturan kadına kendi öyküsünden pasajlar aktarıyor. Kavrama yetenekleri açısından problemler yaşayan küçük Laal, okulda arkadaşları tarafından dışlanırken kendisine Rupa adlı kız öğrenci sahip çıkıyor ve onun en yakın arkadaşı oluyor. Yolculuk sürerken Laal’in trende yaşadıklarına kulak verenlerin sayısı artıyor; bu arada kendisinin savaşa katıldığını, iş hayatına atıldığını, Rupa’ya olan aşkını defalarca dillendirmesine rağmen karşılık göremediğini öğreniyoruz...
“Duygusallıkla mizahı başarıyla harmanlayan film Hindistan’ın insani ve fiziki dokusunu oldukça iyi yansıtıyor. ”
Advait Chandan’ın yönettiği, Atul Kulkarni’nin adapte ettiği ‘Hint Forrest Gump’ın öyküsünü anlatan bu yapım, yerinde hamleler ve ustaca dokunuşlarla özgün yapıt olmayı başarıyor. ‘Laal Singh Chaddha’, enerjisi, renkleri, duygusu itibariyle ‘Bollywood’ geleneğine yakın gibi dursa da arka plana taşıdığı vakalarla seyircinin zihnine tarihsel notlar da düşüyor. 1984’te Başbakan Indira Gandhi’nin Sih korumaları tarafından suikasta uğrayarak öldürülmesi, akabinde ülke içinde başlayan çatışmalar, ilan edilen olağanüstü hal, sonrasında 1999’daki Kargil Savaşı, 2008’deki Bombay saldırıları vs. bütün bunlar, Laal’in hayatındaki dönemeçler aktarılırken gerçekleşen, zaman zaman da ana karakterin içinde yer aldığı eylem ve olaylar olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan Advait Chandan’ın filmi Hindistanlı seyirci için belki hafıza tazeleme görevi üstleniyor, bizim gibi olayların uzağında olanlara da kronolojik bilgilendirme sağlıyor.
Filmin çekimleri Hindistan’da 100’e yakın farklı noktada yapıldı.
‘Laal Singh Chaddha’, ‘Forrest Gump’taki Teğmen Dan’in yerine, Kargil Savaşı’nda Laal’in hayatını kurtardığı Müslüman Mohammed’i koyuyor, karides işinde yükselme faslınıysa burada iç çamaşırı üretiminde gösteriyor. Forrest’ın sevgilisi Jenny hippi döneminin ve ‘68 ruhu’nun yitik karakterlerinden biri olarak karşımızdaydı ve filmin ‘sağcı’ reflekslerine kurban gidiyordu. Buradaki sevgili Rupa’nınsa katıldığı toplumsal bir hareket yok ve karakter, daha anlayışlı, daha uzlaşmacı ve sevecen çizilmiş.
‘Koş Laal, koş...’
‘Forrest Gump’ın içinden geçtiği tarihsel koridorun çeperleri elbette dünya siyasetine (özellikle Vietnam) değiyordu, Laal’in ait olduğu coğrafyanınsa kendine özgü zor koşulları ve çok geniş bir ülke üzerindeki büyük nüfusun dengeli bir biçimde yönetilme meseleleri var. Hindular, Sihler ve Müslümanlar arasında yaşanan gerilim her daim ülke bütünlüğünü zedeliyor. Burada öykünün ana karakteri bir Sih ve film onun öğretileri eşliğinde ilerlerken temel olarak dinsel hoşgörünün altı kalınca çiziliyor. Özellikle Laal-Mohammed dostluğunda kıyıya vuran bu yaklaşım, filmin geneline hâkim. Advait Chandan’ın yapıtı duygusallık ve mizahı başarıyla harmanlıyor. Batılı bir eleştirmenin de vurguladığı gibi Laal karakteri doğuştan gelen bir azizlik eşliğinde ete kemiğe büründürülmüş. Öte yandan film kültürel ve mimari açıdan da gelenekselle modern arasında geziniyor; Hindistan’ın insani ve fiziki dokusunu oldukça iyi yansıtıyor. Ayrıca şarkılar (Hintçe, Pencapça, Tamilce ve Teleguca) çok güzel.
Bu arada Laal’in çocukken peşindeki zorbalardan kaçmak için koşmaya başladığı ve Rupa’nın ona “Koş Laal, koş” (Bhaag Laal, bhaag) diye bağırdığı, ‘Forrest Gump’taki “Koş Forrest, koş”a (“Run Forrest, Run”) gönderme yaptığı sahne çok güzeldi. Sonuç olarak Laal’de Aamir Khan’ın, Mohammed’de de Manav Vij’in döktürdüğü ‘Laal Singh Chaddha’, son derece ilgi çekici bir uyarlama. Sadece belki süresi (2 saat 39 dakika) daha az olabilirmiş.
Ve diğer seçenekler...
Sıradaki Şarkı
Laura ve Harrison mutlu bir geleceğin hayalini kurarken elim bir kaza onları ayırır. Acı dolu günler yaşayan Laura, sevgilisiyle birlikte doldurdukları bir kaseti walkman’den dinlerken geçmişe gider ve Harrison’la buluşur. Bir tür zaman yolculuğundadır ve kaderi değiştirmenin yollarını arar. Greg Björkman’ın yönettiği ‘Sıradaki Şarkı’ya (Press Play) romantik bir bilimkurgu denebilir. Filmde Clara Rugaard, Lewis Pullman (Bill Pullman’ın oğlu), Lyrica Okano, Danny Glover ve Christina Chang başrolleri paylaşıyor. Geçmişte ailelerini rahatsız eden kötülüklerin serbest kalmasına neden olan iki kız kardeşin hikâyesini anlatan ‘Korku Evi’ (Behind You), Andrew Mecham ve Matthew Whedon ikilisinin imzasını taşıyor, kadroda Addy Miller, Elizabeth Birkner ve Jan Broberg gibi isimler yer alıyor. Tarihsel drama ‘Aşk ve Savaş’ı (Traumfabrik) Martin Schreier yönetmiş. Başrollerini Ecrin Su Çoban, Berat Efe Parlar, Gülse Göçer ve Ozan Varol’un paylaştığı, küçük izleyicilere yönelik ‘Masal Şatosu: Gizemli Misafir’, Burak Kuka imzalı bir yapım. Yerli gerilim ’Ma-Şer’i Uğur Kaplan yönetmiş.
Paylaş