Ve ‘En gay filmi’yle karşınızda Pedro Almodovar

Yere çakılmayı beklerken gökyüzünde daireler çizen bir uçak… Almodovar, ‘Aklımı Oynatacağım’da uçak metaforu üzerinden ekonomik krizin allak bullak ettiği İspanya’yı hicvediyor.

Haberin Devamı

Malum, klişeler meseleleri daha kolayca tarife yarar. Ona da ‘İspanyol sinemasının haşarı çocuğu’ türünden bir klişe yüklemek, mevzuyu kısaca özetlemek anlamına geliyor. Castilla bölgesinde küçük bir kasabada dünyaya gelen Pedro Almodovar, rotasını Madrid’e çevirdiğinde yıl 1968’di ve 19 yaşındaydı. Bir daha başkentten ayrılmadı. Filmleri de hep Madrid’in ötesinde berisinde biçimlendi. Barcelona’yaysa bir kere uğradı, ‘Annem Hakkında Her Şey’de ana karakteri Manuela’yı yollarken…
Yetişme döneminde feyz aldığı ve kendisi için ilham kaynağına dönüşen melodramları, sinema serüveni boyunca anlattığı hikayelerde yeniden üretti, ustaları Douglas Sirk ve Fassbinder gibi isimlerin hatıralarına asla halel getirmedi. Öykülerinin arasına erkekler de karıştı elbet ama o daha çok kadınları anlattı. Kimi sinir krizinin eşiğindeydi, kimi de ‘Bağla Beni’ diye tutturuyordu. Filmlerinin arka planına sinen görüntülerde kitsch estetiğinin izlerini bulmak mümkündü. Parlak, göz alıcı renkler, daha çok 70’lerin ifade biçimiyle yansıyordu kadrajlarına adeta.
Filmografisinin birçok adımı bizim salonlarımıza da uğradığı için, ne yaptığını izlemek mümkündü. Sürekli başka biçimlerde ve farklı öykülerde karşımıza çıksa da genellikle odaklandığı yer modernist dünyanın ahval ve şeraiti içinde karşımıza gelen meselelerdi. Yalnızlık, elbette iletişimsizlik, eskinin yerine alamayan ilişki biçimleri ve her şeyin ötesinde beliren ve bazen körlükle eşdeğer olan tutku… Akabinde de bu tutkunun açtığı kapanmayan, kaşıdıkça da derinleşen yaralar... Sinemasal yolculuğunu ifade etmek için ona başvurduğu-muzdaysa kadınların kendisine komedi yapma, erkeklerinse trajedi anlatma fırsatı yarattığını ifade ediyordu söyleşilerinde. Filmleri zamanla onu yerelden evrensele taşıdı, uluslararası bir değere dönüştürdü. Dünyanın her yerinde sinemasever hayranları vardı, eleştirmenler katındaki kredisi de son derece yüksekti. Mesela İngiliz The Guardian’ın emektar sinema yazarı Philip French, ‘Annem Hakkında Her Şey’i ‘20. yüzyılın son büyük filmi’ olarak ilan  etmekle kalmamış ‘Konuş Onunla’yı da ‘21. yüzyılın ilk büyük yapıtı’ olarak tanımlamaktan kaçınmamıştı.
Öte yandan arabeski ucuzluktan kurtaranlar ve melodramı katlanır hale getirenler sınıfında yer almanın dışında ‘gay’ bir sinemacı olarak ‘Cinsel kimliğini tüm cesaretiyle haykıranlar’ da onun ilgi alanı içindedir. Örneğin 2004 tarihli ‘Kötü Eğitim’de çocukluktan yetişkinliğe taşınan meseleleri ve yarım kalmışlıkları anlatırken zekice bir senaryonun da izlerini sürer. Bu filme ilişkin yazdığım eleştiride ‘Kötü Eğitim’in bende bıraktığı en derin izi, kilit bir sahneden yola çıkarak şöyle tarif etmiştim: ‘Aşk, karşı karşıya kaldığın pozisyonda topu auta atmaktır…’
Bir nevi ‘Kötü de olsa eğitim şart’ diyen bu çalışmanın ardından günümüze kadar çok da film çevirmedi Almodovar. ‘Volver’, ‘Kırık Kucak-laşmalar’, ‘İçinde Yaşadığım Deri’ ve son olarak bu hafta bizde de gösterime giren ‘Aklımı Oynatacağım’ (Los Amantes Pasajeros). ‘Volver’ı hâlâ izlemedim, dolayısıyla hakkında fikir yürütemeyeceğim ama ‘Kırık Kucaklaşmalar’ enfes bir melodramdı ve bir zamanlar Yeşilçam’ın çokça çektiği ve biraz zorlansa ZAZ kalıpları içinde değerlendirecek türden bir öyküyü, sahici ve etkileyici kılmayı başarıyordu. ‘İçinde Yaşadığım Deri’ ise sanki ruh ve beden arasındaki tuhaf ilişkiler konusunda modern sinemadaki en önemli adres olan David Cronenberg’e ait öyküyü alıp Almodovar evreninde yeniden tasarlamanın ifadesiydi. Karanlık ve son derece etkileyici bir film olan ‘İçinde Yaşadığım Deri’de bir tür ‘Şimdiki zamanlar Dr. Frankenstein’ını izliyorduk.

Haberin Devamı

POINTER SISTERS’A SAYGILARLA

Haberin Devamı

Peki ya ‘’Aklımı Oynatacağım’ın derdi ne? Bu kez Almodovar kendisinin ve bizlerin ayağını yerden kesiyor. Koca bir yolcu uçağı Meksika’ya gitmek için havalanıyor. Yolcuları arasında çalıştığı bankacı dolandırmış bir üst düzey yönetici, sevdiği kadınları geride bırakmış bir aktör, yeni evlenmiş bir çift, elinde Kral’ı bile tehdit edecek seks görüntüleri olduğunu iddia eden orta yaşlı bir fahişe olan bu uçak, iniş takımlarındaki sorun nedeniyle ülke hava sahasını terk etmeden yere inmeye çalışıyor. Ne yazık ki koca İspanya’da bu uçağı indirmeye uygun hazır bir pist bulunamıyor. ‘Aklımı Kaçıracağım’, kokpitteki pilotlar ve kabin memurlarının cinsel tercihleri itibariyle ‘gay’liğin fazlasıyla ön plana çıktığı bir çalışma olmuş. Nitekim Almodovar da The Guardian’daki söyleşisinde, (İngilizce ismini 70’lerin ve 80’lerin ünlü R&B gruplarından ‘Pointer Sisters’ın hit parçalarından ‘I’m So Excited’dan alan) ‘Aklımı Kaçıracağım’ı, ‘en gay filmim’ şeklinde nitelendirmiş. Gerçi ben genel itibarıyla 70’lerin şampanya tadında Fransız komedilerinin havasını buldum ama ‘The Guardian’daki söyleşi, meselenin başka yerlerini de gösteriyor. Efenim aslında bu film İspanya’nın şu anda yaşadığı ruh durumuna ait metaforlarla yüklüymüş. İniş takımları hasar görmüş, yere çakılmayı beklerken gökyüzünde amaçsız daireler çizen bu uçak ekonomik krizin allak bullak ettiği İspanya’nın ta kendisi olabilirmiş. Nitekim ‘Aklımı Kaçıracağım’ın ülkedeki gişe başarısı da Almodovar’ın memleketin ruh halini çok iyi yakaladığının kanıtı. Çünkü film tüm zamanların en iyi ilk hafta sonu listesinde bir numaraya yükselmiş. Lakin meseleye bu coğrafyadan bakında bu türden metaforları okumak mümkün olmuyor. Dolayısıyla ‘Aklımı Oynatacağım’ı bir Almodovar filmi olarak nereye koymamız gerektiğini bir sinemasever olarak kafa yormanın dışında bize düşen bir ‘görev’ yok. Bana sorarsanız bazı yönleri ve tiplemeleriyle buradan da hissedilebilecek ayrıntılar ve meselelerle örülü hoşça bir komedi. ‘I’m So Excited’ şarkısı eşliğinde kabin memurlarının danslarıyla müzikal bir hal aldığı sahnede belki de en güzel anlarını sunan bu tatlı kaçıklar geçidi, size 90 dakikalık bir kaçış sunuyor derim… Almodovar’ın 63 yaşındaki enerjisine hürmeten buyrun salona…

Yazarın Tüm Yazıları