Paylaş
Hollywood merkezli sinemanın en eski ve ışıltılı organizasyonunda yeni bir adım daha bu gece sabaha karşı atılıyor. Evet, Amerikan Sinema Akademisi Ödülleri 95’inci kez sahiplerini buluyor. Daimi adres niteliğindeki Los Angeles-Dolby Theatre’da düzenlenecek törende, 24 Ocak’ta ilan edilen adaylardan her kategoride bir tanesi Oscar heykelciklerine kavuşacak. Genel eğilimleri ve favorileri anmadan önce yakın döneme dair Akademi’nin kimi reflekslerinden bahsedelim... Dünyadaki konjonktürel ve toplumsal gidişatı gören bu köklü kurum, ilk olarak kendisine atfedilen ‘beyaz ve eril’ kimliğinde oynamalara gitti ve seçimleriyle sanat sinemasını öne çıkarırken adeta Cannes, Berlin, Venedik türü Avrupa merkezli festival seçkilerine ve beğenilerine yakın bir çizgiye oturdu. Siyahların, kadınların, çocukların, LBGTİ+ kişilerin, göçmenlerin, yoksulların; özetle tüm ezilenlerin problemlerine ilgi duyan filmleri el üstünde tutar oldu. Bu süreçte özellikle son iki yıl En İyi Yönetmen ödülünü önce Chloé Zhao’nun (Nomadland), sonra da Jane Campion’ın (The Power of the Dog) alması, tarihi boyunca bu kategoride sadece bir kadın yönetmeni (Kathryn Bigelow) kürsüye çıkaran Akademi için olağanüstü bir tavır değişikliğiydi.
Bu yıl adaylar arasında kadın yönetmen yok
Bu yıla gelince sanki ‘biraz ara verelim’ (!) dercesine En İyi Yönetmen’de 5 aday da erkeklerden oluşuyor. En İyi Film dalındaki aday 10 yapımdansa sadece ‘Women Talking’in yönetmeni kadın (Sarah Polley). Öte yandan belki en önemli motivasyonu niteliğindeki ‘seyirci’ denen muhatabının ‘pandemi dönemi’ boyunca evlere kapanması ve salonlardan uzak durması nedeniyle sektörün ekonomik anlamdaki sirkülasyonunu sağlayan ‘büyük stüdyo işi’ yapımların geriye çekilmesi, bekletilmesi, vizyon tarihlerinin ertelenmesiyle birlikte Akademi de yukarıda bahsettiğimiz ‘sanat sineması’ örneklerine daha fazla göz kırpar olmuştu. Bu açıdan ‘Oscar 2023’ portföyünde ‘Avatar: Suyun Yolu’ (Avatar: The Way of Water), ‘Top Gun: Maverick’ ve ‘Black Panther: Yaşasın Wakanda’ (Black Panther: Wakanda Forever) gibi yapıtların yer alması Akademi’nin yeniden ‘anaakım sineması’nı bağrına bastığı yönünde yorumların ön plana çıkmasını sağladı.
Gelelim öncelikli dallardaki adaylara: Âşık olduğu adamla birlikte ABD’ye giden ve yerleştiği Kaliforniya’da ailece sahip oldukları çamaşırhaneyi işleten Evelyn Wang’in çokluevrende gezinen öyküsünü anlatan ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ (Everything Everywhere All at Once) gecenin favori yapımı. Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’ın ortak imzalarını taşıyan bu yapıt tam 11 dalda Oscar’a aday. Keza Erich Maria Remarque’ın savaş karşıtı klasiği ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’un (All Quiet on the Western Front) yeni versiyonu da bir diğer öne çıkan yapım. Alman yönetmen Edward Berger imzalı film, BAFTA’larda da
başta En İyi Film ve En İyi Yönetmen kategorisi olmak üzere tam7 dalda ödüle uzanmıştı. Yönetmen Steven Spielberg’ün otobiyografik hamlesi ‘Fabelmanlar’ (The Fabelmans) da 7 dalda aday...
The Banshees of Inisherin
1920’lerde küçük bir İrlanda adasında iki adamın arasındaki dostluğun bitmesiyle yaşanan tuhaf süreci anlatan ‘The Banshees of Inisherin’ 9 dalda aday. Martin McDonagh imzalı bu film de benim gönlümde yatan aslan. Bana kalsa bu ‘kara mizah’ yüklü şaheseri En İyi Film, En İyi Yönetmen (Martin McDonagh), En İyi Erkek Oyuncu (Colin Farrell), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Kerry Condon) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Barry Keoghan) dallarında heykellere boğardım!
Evet, Akademi’nin bu yıl kimleri ödüllendireceğinin cevabını bu sabaha karşı alacağız, klişe deyişle ‘Hak eden kazansın’...
Nobel’den sonra Oscar’ı kazanacak mı?
Akira Kurosawa’nın 1952 tarihli klasiği ‘Ikiru’dan uyarlanan ‘Living’in senaryosuna imza atan Kazuo Ishiguro, En İyi Uyarlama Senaryo’nun beş adayından biri oldu. Ünlü yazar bu dalda ipi göğüslerse hem Oscar’ı hem de Nobel’i kazanan üçüncü isim olacak. Meraklısına: Diğer iki isimse George Bernard Shaw ve Bob Dylan’dı.
‘Tokat gibi bir film’
Hatırlayacaksınız, geçen yılki törene Will Smith’in sunucu Chris Rock’a attığı tokat damga vurmuştu. Umarız bu yıl böylesi bir skandala imza atılmaz. Öte yandan En İyi Uluslararası Film kategorisinde yer alan ‘Yakın’ (Close) adlı yapım izleyicisini darmadağın eden bir öykü anlatıyor. Lukas Dhont’un yapıtı için eski bir eleştirmen deyişiyle ‘tokat gibi bir film’ diyebiliriz.
Sahneye kimler çıkacak?
ABD’li televizyon sunucusu ve yapımcı Jimmy Kimmel’ın sunacağı bu yılki töreni ne yazık ki Türkiye’den yayımlayan bir kanal olmayacak... Öte yandan Türkiye saatiyle 4.00’te başlayacak gecede ödül sunmak için sahneye çıkacağı duyurulan isimlerden bazıları şöyle: John Travolta, Harrison Ford, Antonio Banderas, Elizabeth Banks, Jessica Chastain, John Cho, Andrew Garfield, Andie MacDowell, Hugh Grant, Salma Hayek Pinault, Nicole Kidman, Florence Pugh, Paul Dano, Riz Ahmed, Sigourney Weaver, Cara Delevingne, Eva Longoria, Halle Bailey, Emily Blunt ,Glenn Close, Jennifer Connelly, Dwayne Johnson, Troy Kotsur, Jonathan Majors, Zoe Saldana, Deepkina Padukone, Melissa McCarthy, Donnie Yen ve Samuel L. Jackson. Hayatını kaybeden sinema emekçilerinin anıldığı ‘In Memoriam’ bölümündeyse Lenny Kravitz şarkı söyleyecek.
Los Angeles, Dolby Theatre’da gerçekleşecek 95. Akademi Ödülleri’ni bu yıl Jimmy Kimmel sunacak.
Paylaş