Paylaş
Tanrının Yarattıkları (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ)
Yönetmenler: Saela Davis-Anna Rose Holmer
Oyuncular: Emily Watson, Paul Mescal, Aisling Franciosi, Declan Conlon, Marion O’Dwyer, Toni O’Rourke, Brendan McCormack, Isabelle Connolly, Barry Barnes, Andrew Bennett, John Burke, Steve Gunn
İrlanda-İngiltere - ABD ortak yapımı
İrlanda’da küçük bir balıkçı köyü... Acı bir haber yöreyi yasa boğar: Çevredeki tek balık işleme tesisinde çalışan Mary’nin oğlu Mark’ı, deniz elinden almıştır. Bu vesileyle bir geleneğin varlığından da haberdar oluruz; o coğrafyada denizden birini kurtarmak için suya atlanmasını önlemek adına çocuklara yüzme öğretmezler... Derken öykünün asıl kahramanlarıyla tanışırız. Aynı tesiste yönetici unvanıyla çalışan
Aileen’in 10 yıl önce evi terk edip Avustralya’da yeni bir geleceğin peşine düşen oğlu Brian aniden çıkagelmiştir. Bu dönüş baba Con’u ve yeni doğmuş bebeğiyle meşgul ablası Erin’ı, anneleri kadar heyecanlandırmamıştır. Brian bıraktığı yerden devam etme kararındadır ve ‘medcezir’in hâkim olduğu sularda kurulmuş istiridye çiftliğinde ekmeğinin peşine düşer. Bir gece annesiyle birlikte gittiği barda, eski sevdalısı Sarah’ya rastlar. Aileen onları bırakıp eve döner. Derken iki gün sonra kapısı polis tarafından çalınır; Brian’ın Sarah’ya tecavüz ettiğine dair suçlama vardır. Anne, oğlunun olay saati evde olduğuna dair bir yalan söyler. Ve sonrasında bu yalan büyür ve koskoca bir sarmala dönüşür...
Saela Davis ve Anna Rose Holmer’ın ortak imzalarını taşıyan ‘Tanrının Yarattıkları’ (God’s Creatures), hem bir vicdan meselesine odaklanıyor hem de kapalı cemaatlerdeki ataerkil yapının kadına bakışını sorguluyor. Daha doğrusu bu yapının nasıl bir mekanizma olduğunun genel çerçevesini ortaya koyuyor. Küçüklükleri yörede geçmiş iki çocukluk arkadaşı, Fodhla Cronin O’Reilly ve Shane Crowley’nin kaleme aldıkları öyküden çekilen film, yağmur ve soğuğun esir aldığı bir coğrafyada kasvetli bir ton tutturuyor ve bu tercihler, tüm karakterlerin yaşadığı psikolojiye ve dönüşümlere ilişkin derin bir arka plan hissi veriyor. Öte yandan filmin Danny Bensi ve Saunder Jurriaans imzalı muhteşem bir müziği var ki, sert kemanlar eşliğinde kulaklarımızı tırmalayan melodiler ortamın gerilimli yapısını inşa etmede önemli bir yardımcı eleman vasfı görüyor. Öykü bir süre Brian’ın dönüşüyle birlikte yüzüne mutluluk oturan annenin huzurlu portresinin peşine düşüyor. Sonrasında trajik gece yaşanıyor,
Dalgaları yeniden aşıyor!
Aileen kendisine de açıklayamadığı bir şekilde oğlunun lehine yalan söylüyor. Bu belki de onu tekrar kaybetmeme çabasının bir ifadesi. Ne var ki asıl kurban konumundaki Sarah’nın yaşadıklarını görmezden gelen sistem, ahali ve en nihayetinde hiçbir şey yokmuş gibi davranan oğlu, kadıncağızın yaşadığı ruhsal ve vicdani yükü taşınamaz hale getiriyor. Film, baba ve kız kardeş için çoktan yüzkarası konumunda olan bir suçun annedeki yansımasını ve Aileen’in geçirdiği dönüşümü çok iyi anlatıyor. Hoş, senaryo olan biteni daha derinden kavramamızı sağlayacak kimi verilerden bizi mahrum bıraksa da (örneğin Brian’ın geçmişi) güçlü atmosfer ve sağlam kurulmuş çatı her şeyi hallediyor...
‘Tanrının Yarattıkları’ küçük bir İrlanda köyünün sınırları içinde biçimlenen ahlaki ve sistematik bir problemin yanı sıra tecavüz gibi bir suç karşısında toplumun genel umursamazlığına dikkat çekerken yerelden evrensele ulaşan bir sese ve ruha sahip. Filmin bence asıl başarısı da bu...
Oyunculuklara gelince: Aileen’de Emily Watson, son yıllardaki en iyi performansını sergiliyor. Batılı eleştirmenlerin de altını çizdiği gibi bu filmdeki karakteri, kendisini üne kavuşturan Lars von Trier’nin ‘Dalgaları Aşmak’ta canlandırdığı Bess McNeill’den esintiler sunuyor. Brian’daysa özellikle öyküsü Türkiye’de geçen ‘Aftersun’la dikkat çeken Paul Mescal’i izliyoruz. Son dönemin öne çıkan ismi ‘bebek yüzlü suçlu’ profilinde son derece başarılıydı. Aisling Franciosi ise yaşadığı acıyı, trajik vakayı yüzünden ve ruhundan okuduğumuz Sarah’da çok etkileyiciydi. Özellikle köy meydanında ahaliyle birlikte ilahi söylerken yağmurun bastırdığı sahnede çok iyiydi.
Bir annenin oğlunun suçuna ortak olmasının ardından yaşadığı ruhsal ve vicdani kargaşayı anlatırken kadına karşı işlenen suçların örtbas edilmesindeki aymazlığı da anlatan ve evrensel bir derdin perdedeki yansımasına dönüşen bu filmi kesinlikle kaçırmayın derim...
Nerede o eski ‘Evil Dead’ler…
Kötü Ruh: Uyanış (BEŞ ÜZERİNDEN İKİ BUÇUK YILDIZ)
Yönetmen: Lee Cronin
Oyuncular: Lilly Sullivan, Alyssa Sutherland, Gabrielle Echols, Morgan Davies, Nell Fisher, Anna-Maree Thomas, Mirabai Pease, Richard Crouchley, Noah Paul, Billy Reynolds-McCarthy, Tai Wano, Mark Mitchinson, Jayden Daniels
Yeni Zelanda-ABD-İrlanda ortak yapımı
Ellie 3 çocuğuyla yaşayan bir annedir. Hamile kız kardeşi Beth de yanlarına gelir. Derken Los Angeles’ta oturdukları metruk apartmanda depreme yakalanırlar. Sonrasında garajda beliren bir delik, onlar için felaketin başlangıcı olacaktır. Ellie’nin oğlu Danny merakına yenilir ve delikle ortaya çıkan kimi malzemeleri eve getirir. Buldukları arasındaki ‘Ölüler Kitabı’, yıllardır kapalı kalmış bir ölümcül ruhun sahneye çıkmasına yol açacaktır.
Sam Raimi’nin klasikleşmiş serisi ‘Evil Dead’in 5’inci adımı etiketiyle karşımıza gelen ‘Kötü Ruh: Uyanış’ (Evil Dead Rise), artık son derece gelişmiş teknoloji sayesinde her türlü görsel numaranın üstesinden gelinen bir sinema çağının korku filmlerinden… Kesme, biçme, böcekler, yaratıklar, alabildiğine büyük kan banyoları derken Lee Cronin imzalı film midenizi kaldıracak türden çok sayıda sahneye sahip. Bunlardan bazıları da elbette kayda değer. Ama bütün bunlar bana, eskinin aynı türdeki filmleriyle büyüyen bir kuşağın temsilcisi olarak çok plastik, yapay ve zorlama geliyor. Hoş, bu filmin yapımcıları arasında Sam Raimi ve ‘Evil Dead’in ünlü oyuncusu Bruce Campbell da var ama şimdiki zamanın uzantısı niteliğindeki bu ve benzeri projelerin eskinin özgün tadından uzak oldukları kesin… Tabii ki “En azından bence” diyerek bir açık kapı bırakayım!
VE DİĞER SEÇENEKLER...
Babası mafya tarafından öldürülen Ümit, dünyanın en önemli hacker’larından biri olur ve intikamını almak için geri döner. Servet Aksoy’un yönettiği ‘İntikam Oyunları’nın kadrosunda Barış Küçükgüler, Cansu Kanlıkaya ve Mehmet Çepiç var. Başrollerini Okan Çabalar, Emrah Kaman, Korhan Herduran ve Müfit Kayacan’ın paylaştığı komedi filmi ‘Üçlü Pürüz’ Vedat Uyar imzalı. Yerli gerilim ‘Alem-i Cin 4’ü Ahmet Arslan yönetmiş.
Paylaş