Paylaş
Lakin G.Saray ruhen ve fiziken öyle dermansız ki bu haliyle aslında rakiplerine derman oluyor!
Çocukluğumun bir yılı Balıkesir’de geçti ve biz taşındığımızda (1971 sonu) 1. Lig heyecanının sarıp sarmaladığı şehrin her tarafı, Kırmızı-Beyazlı bayraklarla donatılmıştı. O sezonu pas geçen ‘Bal-Kes’, 1974-75 sezonu ‘mutlu rüya’yı görmüş ama 1. Lig’deki misafirliği bir sezondan öteye gidememişti. 38 yıl sonra aynı sularda yüzmeye çabalayan Kırmızı-Beyazlılar, yeni serüvenin ilk iki haftasında ‘sıfır’ çekince ‘kolay lokma’ hüviyetini üzerine geçiriverdi hemencecik.
OFSAYTSEVER BURAK YILMAZ
Bu dengeler içinde start alan dünkü maçın ilk dakikalarında Sneijder’ın sürüklediği Galatasaray ataklarını izledik. Bu aşamada Burak Yılmaz her zamanki dağınık görüntüsü ve ‘ofsaytsever’liliğiyle pozisyonlara harcamaktaki öncelikli isimdi. Derken ev sahibindeki ‘İkinci el’ yıldızlar sahne aldı; önce Sercan Yıldırım, sonra da Gökhan Ünal (ki vakti zamanında Kayserispor formasıyla uzatma dakikalarında Galatasaray’a attığı bir golle bütün ülke sathında varlığını hissettirmişti!), skor tabelasındaki eşitliği ev sahibi lehine 2-0’a taşıdı.
ÇARE MELO’DUR AMA...
İkinci yarı maç Balıkesirspor yarı sahasında oynandı. Prandelli, Bruma ve Dzemaili’yi kulübeye çekerken Emre Çolak ve Umut’u sahaya sürdü. Bruma oyunda kaldığı sürece hareketli göründü ama her zamanki gibi o hareketliliğine mana kazandıracak akıl ve uygulamadan yoksundu (Ki yerine oyuna dahil olan Emre Çolak da geçmişte onun ‘yerli’ versiyonu olmaktan öteye gidememişti, gidemeyecek de gibime geliyor)...
Sonuçta dün ‘Höşmerim diyarı’ Balıkesirspor, adeta Süper Lig’e döndü. 2 haftalık liderliğe veda eden Aslan’daki yara ise her geçen gün derinleşiyor. Birbirinin benzeri ve yetenekleri sınırlı onca oyuncu içinde toparlayıcı bir ismin eksikliği o denli bariz ki... Melo’nun cezası bitti, çare olur mu? Nispeten olur ama nihai çözüm getirmez. Fakat haftaya Arena’da Sivas maçı, başta Burak ve Selçuk olmak üzere birçok isim için kariyerlerinin en zor maçlarından biri olacak...
Paylaş