Paylaş
1) AFFEDİLMEYEN / UNFORGIVEN
Felsefi ve vicdani
Karısının vefatından sonra iki çocuğuyla sakin bir hayat süren eski silahşor William Munny, kimi gelişmeler sonucu elini tekrar kana bular ve uzak durduğu geçmişiyle buluşur. Clint Eastwood, ‘Affedilmeyen’de, hayat verdiği karakter gibi kendi sinemasal mitiyle hesaplaşırken bir yandan western’in klişelerine yaslanır, bir yandan da türün en temel reflekslerinden öldürme eylemini felsefi ve vicdani yanlarıyla sorgular. Bu muhteşem yapıt, dört dalda Oscar’a uzanmıştır.
2) İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN / IL BUONO, IL BRUTTO, IL CATTIVO
Dünyanın en ünlü western’i
İşte sinema tarihinin en popüler (spaghetti) western’i: Amerikan İç Savaşı sırasında yolları kesişen ve servet kazanmak için birbirlerini alt etmeye çalışan üç kişi... Hikâyenin karmaşıklığından kaynaklanan cazibenin yanı sıra olağanüstü kadrajlar ve Ennio Morricone’nin muhteşem film müziği, bu Sergio Leone yapıtını ölümsüzlüğe taşımıştır.
3) KAHRAMANIN SONU / THE MAN WHO SHOT LIBERTY VALANCE
Hukukun üstünlüğüne...…
Bir cenaze ve geri dönüşlerle geçmişin hatırlanması: Genç bir avukat, kanunu silahların belirlediği Batı’da hukukun üstünlüğü için mücadele eder. John Wayne ve James Stewart gibi iki Amerikan sineması ikonunun sürüklediği yapımda John Ford dertleri bakımından sinema tarihinin en ‘derin’ western’lerinden birine imza atar.
4) VAHŞİ BELDE / THE WILD BUNCH
Tutunamayan kovboylar…
Sanayileşme hamlelerinin adımlarını sıklaştırdığı bir dönemde, yaşlanmakta olan kovboyların zamana ve değişen koşullara tutunma çabaları... Öte yandan ‘şiddetin estetiği’ üzerine kafa yoran Sam Peckinpah’ın, art arda gelen ve soluksuz izlenen sahnelerle donattığı çizgi üstü bir klasik…
5) SONSUZ ÖLÜM / BUTCH CASSIDY AND THE SUNDANCE KID
Bisiklet bizi bozar!
Yine bir değişen dengeler ve tutunamayan kovboylar hikâyesi. Şöhretleri bütün ülke sathına yayılmış iki soyguncu köşeye sıkışır ve Bolivya’ya gidip eylemlerini burada gerçekleştirmek zorunda kalır. Türe mizahi açıdan bakan ve dönüşümü ‘attan bisiklete’ şeklinde yansıtan bu George Roy Hill klasiğine Paul Newman-Robert Redford ikilisi muhteşem performanslarıyla damga vurmuştur.
6) KORKAK ROBERT FORD’UN JESSE JAMES SUİKASTI / THE ASSASSINATION OF JESSE JAMES BY THE COWARD ROBERT FORDJesse bağlarında dolanıyorum…
Vahşi Batı’nın, Wyatt Earp ve Billy The Kid’le birlikte en bilinen efsanelerinden Jesse James’in hikâyesini ve trajik sonunu silahların az konuştuğu bir psikolojik gerilimle sunan bu yapım, modern zamanların en iyi western’idir bence. Avustralyalı Andrew Dominik imzalı bu şiirsel filmde Brad Pitt’in yanı sıra Casey Affleck muhteşemdir.
7) BATIDA KAN VAR / C’ERA UNA VOLTA IL WEST
Kapitalistleşmenin sancıları
Sergio Leone’nin, bir anlamda ‘İyi, Kötü ve Çirkin’ formülüne kadın bir karakter ekleyerek tekrar geri döndüğü ve kapitalizmin ‘demiryolu uygarlığı’ üzerinden Vahşi Batı’yı ele geçirmesine göz attığı western’i. Henry Fonda’nın kariyerindeki ilk kötü adamı canlandırdığı filme Morricone’nin muhteşem müziği damgasını vurur.
8) KAHRAMAN ŞERİF / HIGH NOON
Suskun kalan herkese…
Yeni bir hayata atılmaya hazırlanan emektar şerifin içeri tıktığı katil serbest bırakılmış ve intikam için yola çıkmıştır. Kasaba, minnet duyguları beslediği bu kahramanın artık yanında değildir. İkiyüzlü ahlak üzerinden McCarthy döneminde komünistlere yönelik ‘cadı avı’nda suskun kalan aydınlara ve halka göndermelerde bulunan, Fred Zinnemann imzalı sağlam bir politik western.
9) KANUNSUZ JOSEY WALES / THE OUTLAW JOSEY WALES
Hepimiz o savaşta öldük
Amerikan İç Savaşı sırasında Kuzeylilerin safında yer alan bir grubun ailesini yok etmesiyle intikam mücadelesini veren Josey Wales’ın öyküsü. ‘Affedilmeyen’in bir tür provası niteliğindeki filmde Clint Eastwood, bir kovboyun mazlumlara kol kanat germesini ve savaşın hem fiziksel hem de ruhen ve ahlaken çürüten yapısını perdeye taşıyor.
10) SISTERS KARDEŞLER / THE SISTERS BROTHERS
Altına hücum…
Kiralık katil iki kardeş üzerinden altın hırsı ve insan denen mahlukun açgözlülüğüne, bitmeyen hırslarına dair gözlemlerle dolu, derin (ve modern) bir western. Karakterlerindeki bozulmayı ve yaşadıkları histerik durumları perdeye taşıyan bu yakın tarihli filmin yönetmeni Fransız Jacques Audiard’dı.
BUNLAR DA VAR...
Bu seçki geçen pazartesi kaybettiğimiz besteci Ennio Morricone’ye adanmıştır.
BUYURUN FESTİVALE
Salgın nedeniyle ertelenen İstanbul Film Festivali, ‘Ulusal Yarışma’ ve ‘Ulusal Kısa Film Yarışması’nı bu ay gerçekleştiriyor. 17-28 Temmuz’daki organizasyonda gösterimler Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) işbirliğiyle yapılacak. SSM’de kurulacak açık hava sinemasında her gece 21.00’de bir uzun ve bir kısa metrajlı film, ekiplerinin katılımıyla izleyiciyle buluşacak. Yarışma dahilindeki filmler aynı tarihlerde festivalin sitesi filmonline.iksv.org’da gösterime açılacak. ‘Ulusal Yarışma’ jürisi şu isimlerden oluşuyor: Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun (Başkan), yapımcı Sevil Demirci, oyuncu Berk Hakman, görüntü yönetmeni Deniz Eyüboğlu Aydın ve yazar Hakan Bıçakcı.
Ulusal Yarışma filmleri
TERÖR KURBANLARI...
En son ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’ kapsamında gösterilen ve ‘En İyi Seyirci Ödülü’ kazanan ‘Kızım Gibi Kokuyorsun’ bu hafta vizyonda.
Yönetmenliğini Olgun Özdemir’in üstlendiği yapımda Clemence Verniau, Çağlar Ertuğrul, Yılşen Özdemir gibi isimler rol alıyor. Film, Antakya-Samandağ’da IŞİD terörü mağduru iki kadınla ülkesine tatile giden bir erkeğin hikâyesini anlatıyor.
Paylaş