Çok ‘evren’sel bir film...

Kaliforniya’da yaşayan Çinli bir kadın. Ailevi sorunlar içinde yüzerken aniden hayatında yeni bir kapı aralanıyor ve paralel evrenlerde gezinmeye başlıyor. Michelle Yeoh’un kariyerindeki en etkili performansı sergilediği ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ kafa karıştırıcı bir öyküye sahip. Ancak yönetmen koltuğundaki Daniel Kwan ve Daniel Scheinert ikilisi dağıttığı parçaları toplamayı bilmiş...

Haberin Devamı

Yıllar önce kocası Waymong Wang’in peşinden, Çin’i terk edip Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşen ve Kaliforniya’da aile çamaşırhanesini işleten bir kadın Evelyn Wang. Çin’i ve kendilerini terk etmesine kızan babası Gong Gong da artık yanlarındadır. Bu orta yaşlı kadın, kızı Joy’la sorun yaşamaktadır; çünkü onun lezbiyen olduğunu babasına söylemekten kaçınır ve kız arkadaşı Becky’ye de mesafeli davranır.

Çok ‘evren’sel bir film...

Tam bu ortamda vergi dairesi hesaplarında sorun olduğu konusunda ısrarcı, acımasız müfettiş Deirdre Beaubeirdra onları çamaşırhaneyi kapatmakla tehdit eder. Derken tuhaf şeyler olmaya başlar; anlaşmak için gittikleri vergi dairesinin asansöründe ‘kocası olmayan kocası’ Waymond (fiziği aynı ama kişiliği ve yetenekleri farklıdır) ona değişik yollar gösterir. Ve Evelyn, çok geçmeden hayatının tüm dağınık parçalarına doğru ilginç bir yolculuğa çıkar...

Haberin Devamı

Uçuk kaçık ve eğlenceli

2016 tarihli ‘Swiss Army Man’ filmiyle tanıdığımız Daniel Kwan ve Daniel Scheinert ikilisi (ki onlara kısaca ‘The Daniels’ deniyor) uzun bir aradan sonra çektikleri ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’yla (Everything Everywhere All At Once) yeniden huzurumuza çıkıyor.

Çin kökenli bir kadının ABD sularında yüzme uğraşı olarak da tanımlanabilecek çalışma, aynı zamanda bir annenin geçmişi ve geleceği arasındaki dengede de dolaşıyor. Geçmişi babasından ötürü hüzünlü ve yaralı; geleceğiyse kızının onun yönelimlerine ve kararlarına saygı duymadığını düşünmesi itibariyle sorunlu. Bu arada kocası eşinin sürekli işle ilgilenip kendilerine zaman ayırmadığı kanısında. Asansörde başlayan yeni süreçse farklı ihtimalleri aralıyor; bir anda karşımızda paralel evrenler beliriyor.

Başkahramanımız kendini ‘Şahane Hayat’ın (It’s a Wonderful Life) George Bailey’yi, ‘Rastlantının Böylesi’nin (Sliding Doors) Helen’i ya da ‘Ben Şahsen Bizzat Kendim’in (Me Myself I) Pamela’sı gibi farklı yaşantıların içinde buluyor. Lakin ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’nın ana ve yan karakterleri bu filmlerdeki gibi ikili hayatlarda gezinmiyor, onlar çoklu evrenin parçaları ve birkaç öykünün içine dalıp çıkıyorlar. Bu arada ben ‘kuklacı rakun’ bölümünü ve sosisli parmaklara sahip olan insan profillerini uçuk kaçık ve de gayet eğlenceli buldum.

Haberin Devamı

Michelle Yeoh, kendi kariyerinden de (‘Kaplan ve Ejderha’ Crouching Tiger, Hidden Dragon) kimi izler sunduğu Evelyn karakterinde adeta döktürüyor. Kocası Waymond’da karşımıza gelen Ke Huy Quan’la (hatırlarsanız, kendisi ‘Indiana Jones- Kutsal Tapınak filmindeki küçük çocuktu) uygun bir kimya tutturduklarını söyleyebiliriz. ‘Aşk Zamanı’na (In the Mood for Love) göndermede bulunan sahnede özellikle çok iyiydiler. Denetçi Deirdre’de de Jamie Lee Curtis’in ışıltılı bir performans gösterdiğini belirtmeliyim.

Çok ‘evren’sel bir film...

‘Aile’ kavramını abartıyor

Son dönemde salonlara uğrayan en karmaşık, en ilginç çalışma olan film, çoklu evrenli öyküsüyle başta ‘The Matrix’ olmak üzere daha önce aynı güzergâhtan geçmiş birçok yapımı andırıyor. Ayrıca Evelyn’in farklı hayat modellerindeki gezintisi; örneğin Çin’de kalıp ünlü bir opera sanatçısı olması ya da aksiyon yıldızı olarak kendini kanıtlaması gibi alternatif kaderler, öyküyü fazlasıyla karmaşık hale getiriyor. Yine de Daniel’lar, bütün dağıtılan parçaları toparlamayı ve seyirciyi etkileyici bir görsel ve zihinsel bir gösterinin ortasına atmayı başarıyor.

Haberin Devamı

Benim öyküye itirazımsa ‘aile’ kavramını çok abartması ve ana eksenini adeta kendi yaşadıklarını kızına yaşatmak istemeyen anne meselesinde kurması. Senaryonun bu ‘didaktik’ yanları bence çizgiyi düşürüyor, onun dışında film ‘The Daniels’ adına heyecan verici bir adım.

Güvendiğin sisteme karlar yağınca…

Özel Kuvvetler dahilinde Afganistan, Irak gibi yerlerde görev yapmış Çavuş James Harper zorlama gerekçelerle ordudan uzaklaştırılırken maaşı ve dizinden dolayı kendisine yapılan tıbbi yardım da kesilir. Borçlarını temizlemek ve bakmakla yükümlü olduğu ailesini, düştükleri ekonomik bataklıktan kurtarmak için çareler ararken eski komutanı Mike’tan yardım ister. Çözüm ulusal güvenlik adına illegal bir şekilde hareket eden bir birim için çalışmaktır. Görev tanımları da bellidir: Berlin’de terör gruplarına hizmet eden bir biliminsanını bertaraf etmek. Lakin çok geçmeden kahramanımız kolay gibi gözüken bu işin farklı boyutları olduğunu anlar…

Haberin Devamı

Çok ‘evren’sel bir film...

Tarık Saleh’in yönettiği, senaryosunu J. P. Davis’in yazdığı ‘Komplo’ (The Contractor) öykü düzleminde ‘Akbabanın Üç Günü’nden ‘Bourne’ serisine uzanan bir çizgide geziniyor. Hizmet ettiği grubun, kendisini piyon olarak kullandığını fark eden ana karakter, tüm bir örgüte karşı “Ben tek, siz hepiniz” diyerek savaş başlatıyor.

‘Komplo’ bildik sularda gezinse de bu türe sıcak bakan seyirci açısından belli düzeyde entrika ve heyecan içeriyor. Chris Pine, sistem dışına düşmüş eski askerde bence etkileyici bir portre çiziyor. Küçük rollerde Kiefer Sutherland, Nina Hoss ve Amira Casar gibi tanıdık yüzlere rastlıyoruz. Son yılların en iyi filmlerinden
‘Leave No Trace’ten hatırladığımız Ben Foster’ın da kadroda olduğunu  belirteyim. Özellikle az-biraz politik soslu aksiyonlardan hoşlananlar için uygun diyelim...

Haberin Devamı

Ve diğer seçenekler...

Çok ‘evren’sel bir film...

Suriye’deki savaşta aldığı yara nedeniyle konuşmakta zorlanan Ahmet’in hikâyesini anlatan ‘Flaşbellek’ Derviş Zaim imzasını taşıyor. Manyak Dr. Robotnik’in yeniden ortaya çıkmasıyla Kirpi Sonic mücadelesine başlıyor. Jeff Fowler’ın yönettiği ‘Kirpi Sonic 2’de (Sonic the Hedgehog 2) James Marsden, Ben Schwartz (Kirpi Sonic’in sesi), Tika Sumpter, Natasha Rothwell ve Jim Carrey başrollerde. Haftanın diğer filmleri: ‘Kendinden Kaçak’ (Yön: Levent Türkan), ‘Bir Dilek Tut’ (Yön: Meta Akkuş), ‘Mahluk’ (Yön: Ozan Ceylan), ‘Asmoday: Cin’ür-Racim’ (Yön: Rotin Engin Tutuş), ‘Şeytanın Kitabı’ (Yön: Okan Ege Ergüven), ‘Son Parti’ (Yön: Enes Ateş) ve animasyon filmi ‘Düşler Fabrikası’ (Dreambuilders).

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları