Paylaş
İspanya’yı teknik olarak çok hazır buldum, Vallecano-Sevilla maçında gol iptalleri hızlıydı. Hele R. Madrid-Getafe maçında iptal edilen golde ofsaytı 4-5 saniyede hakeme bildirip, anında ekrana çizgiyi verdiler. La Liga zaten şu Intel destekli 360 derece görüntü analizi teknolojisiyle de Premier Lig’in önüne geçmiş durumdaydı bence...
Bizde de 2 haftalık tablo olumlu. Tartışmalı pozisyonlar o kadar azaldı ki, eski hakem yorumcuları gündemde kalabilmek için başka enstrümanlar arıyorlar artık! Ancak hukuk elbette yaşayarak gelişen bir organizma. Futbol hukuku da yaşayarak gelişiyor, izledikçe “Daha iyisi nasıl olur” hissi oluşuyor insanda...
Naçizane fikrim şu: Gözlemcilerin elbette alt liglerde hâlâ çok önemli rolleri var. Alttan hakem yetişmesinde gözlemcilik müessesi hâlen büyük rol oynuyor. Ancak Süper Lig’de VAR sistemi devreye girdikten sonra gözlemcinin fonksiyonu bence olağanüstü daraldı. VAR-AVAR, maç içinde gözlemcilik yapıp, hakeme yardım ediyorlar zaten!
Dolayısıyla Abitoğlu, Özkalfa, Sabancı gibi yeni bırakmış hakemleri gözlemci olarak kullanmak yerine, acaba VAR masasına mı oturtsak?
Mesela F.Bahçe-Bursa maçını Umut Meler yönetmiş. VAR masasında Y. K. Uğurlu ile Ali Palabıyık var. Acaba bu sisteme bir de deneyimli isim sokulamaz mı? Sahada pırıl pırıl Halil Umut Meler, masada güvenilir ve deneyimli Mustafa Kâmil Abitoğlu olsa, fena mı olur?
Gözlemcilik elbette varlığını sürdürür. Ama görevi yeni bırakmış değerli hakemlerimizi VAR masasında kullanmak daha mantıklı geliyor bana.
FAUL SAILARINDA BİR GARİPLİK VAR
Pazartesi akşamı Crystal Palace-Liverpool maçını izlerken bir kez daha fark ettim: Büyük takımlar, özellikle skoru bulduktan sonra özgürce faul yapmaya başlıyorlar!
Futbolun yeni hastalıklarından biri bu galiba: Her ligde, hemen her büyük takım, formasının gücüne güvenerek sayısız basit faule başvuruyor.
Manchester United-Leicester maçında ev sahibi üstün oynayan ve kazanan taraf olmasına rağmen faullerde 11-8 önde. Liverpool, West Ham’ı 4-0’la sürklase ederken faullerde 14-9, Palace’ı yenerken de 13-6 üstünlük kurmuş. Manchester City’nin bile Arsenal’i yenerken daha fazla faul yapması dikkat çekici.
Son dönemde gerek stratejik faul yapan oyun bozucu teknik adamların, gerekse skoru bulduktan sonra küçük faullerle akışı bozan büyüklerin sayısı artmış durumda...
FIFA bu konuda gelecekte bir önlem alır mı, bu konularda hakemi uyaracak, “istatisyen yardımcı hakemlik” devreye girer mi, beyin jimnastiği yapmadan edemiyorum doğrusu...
BU ADAMA DİKKAT
G.Saray’ın geçen sezon elendiği Ostersunds’un fantastik menajeri Graham Potter, artık Swansea’de. Ancak Ostersunds’ta onun yerini alan Ian Burchnall’ın da başlangıcı harika. Sanırım bu sezon Ian Burchnall ismini daha fazla duyacaksınız.
BU ÇOCUKTA İŞ VAR
Arsenal menajeri Unai Emery’nin kamuoyunun yoğun Lukas Torreira beklentisine rağmen ön liberoda görev verdiği Matteo Guendouzi, Avrupa futbolunun yeni yıldızı olma yolunda...
19’luk Fransız, iki büyük maç performansıyla büyüledi.
DOĞDUĞUMDA BENİM YAŞIMDAYMIŞ
Taşrada doğdum; onurlu emekçi ailem bana ne bir ev, ne bir araba, ne de bir dikili taş bıraktı. Lâkin ailemin bana isim koyarken bir gazeteciye öykünmeleri, şu hayatta bana verebilecekleri en büyük hediyeydi. Bugün hâlen yaşıyor olsaydı 76 yaşına basacaktı, isim babam Uğur Mumcu...
Yani ben doğduğumda, benim bugünkü yaşımdaymış (38). Bugün bu satırları yazarken aklımdan hiç çıkarmadığım o muhteşem düsturu da çoktan söylemişti benim yaşımdayken: “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamaz...”
Paylaş