Uğur Meleke

Futbola en büyük darbeyi Superbowl vurdu

1 Temmuz 2024
Bellingham dün sezonun 46’ncı maçına çıktı. Bu sayı Kane için 49, Rice için 55, Mbappe için 51... Benim çocukluğumda Avrupa Futbol Şampiyonları 8 takımdı, şimdi 24 oldu. Dünya Kupası 24 takımdan 48’e çıktı. Şampiyonlar Ligi 8’li başlamıştı, yeni sezonda 36’lı olarak oynanacak.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi hayatımıza Uluslar Ligi, FIFA Kulüpler Dünya Kupası eklendi. Büyük futbolcular 2024 yazında Avrupa Futbol Şampiyonası oynuyorlar. 2025 yazında Amerika’da 24’lü bir Dünya Kulüpler Şampiyonası oynayacaklar. 2026 yazında Dünya Kupası var.

iYi FUTBOLCULARIN YÜKÜ ARTIYOR

Yoruldular. Futbolcular tükendi, teknik adamlar tükendi. Seyirci tükendi. Ama futbolu yönetenlerin pastayı büyütme hırsı tükenmedi. Önlerine bir Superbowl referansı koymuşlar, futbolun da böyle bir ekonomi yaratacağına inanıyorlar. Ve iyi futbolcuların üstündeki yükü sürekli artırıyorlar. Evet Superbowl, 10 yıl için 110 milyar dolarlık bir yayın çeki aldı.

Evet final biletleri ortalama 8600 dolardı. Ancak şunu da unutmamak lazım: Amerikan futbolunda bir sezon beş buçuk ay. NBA’de bir sezon yedi buçuk ay. Futbolsa hiç bitmiyor! Şu anda Avrupa Futbol Şampiyonası oynayan birçok futbolcu, Ağustos’ta ligle açtıkları sezona Temmuz’da milli takımla devam ediyorlar. Turnuvanın yıldızlarındaki tükenmişliği çoğunlukla bu yorgunluğa bağlıyorum ben.

95 DAKiKA SABETLi ŞUT ATAMADILAR

İtalya tükendi. Top göremediler İsviçre maçında. Dün İngiltere tükeneyazdı. Slovakya’ya karşı 95 dakika isabetli şut atamadılar. Normal sezonda kulüplerinde aşırı baskı yaşamayanlar, ulusal takımda daha fazla ağırlık koydular turnuvaya. Avusturya’nın, İsviçre’nin, Gürcistan’ın, Slovakya’nın tutkusu ve enerjisi, favori ülkelerin süperstarlarında yok.

Tabii ki Southgate’in tutuculuğu, Saka’yı bekte, Palmer’ı önde kullanmak için turnuvanın son yarım saatini beklemesi, belki de kariyer golünü atan Bellingham’ın Altın Top’a göz kırpması diğer önemli başlıklar. Bellingham 15 gün daha böyle oynarsa 28 Ekim’de Theatre du Chatelet’de kürsüye çıkmaya çok yakın.

Yazının Devamını Oku

34 senede David Platt’tan Di Lorenzo’ya

30 Haziran 2024
Sanırım bilinçli olarak izlediğim ilk Dünya Kupası, İtalya’90’dı...

10 yaşındaydım. Ankara Atatürk Anadolu’da orta hazırlık sınıfı bitmişti ama maç kaçırmama adına grupların son gününe almıştım İstanbul’a dönüş biletimi. Bir köşe taşıdır o turnuva. Komünizm çökmek üzeredir, Berlin duvarı yıkılmıştır. Batı Almanya, Sovyetler Birliği ve Çekoslovakya gibi şu anda tarihe karışan ülkelerin son turnuvasıdır. Omam Bıyık’ın Dünya’yı sallayan kafası, emeklilikten dönen Milla’nın ikonik gol sevinçleri, Maradona’nın gözyaşları. Benim için o turnuvanın en unutulmaz anıysa, İngiltere’nin Belçika’yı elediği maçta David Platt’ın vurduğu şahane voledir. Tüm zamanların en güzel gollerinden biridir bana göre.

ROBSON, GASCOiGNE’i UYARINCA

Duran topu şut olarak kullanmayı planlayan Gascoigne’i sahanın içine kadar giren Bobby Robson orta yapması konusunda uyarır. Gascoigne topun dibine girer ve barajın içindeki Platt, omzunun üzerinden gelen meşin yuvarlağa olağanüstü bir vole vurur. Kaleci Preud’homme durur. Zaman durur. Top durmaz. İki direğin birleştiği yerden buluşur ağlarla. Dün Berlin’de 20’nci dakikada İtalyanlar kazandıkları bir frikikte, 34 sene öne İngiltere’nin ürettiği şaheseri denediler. Barella topun dibine girdi. Di Lorenzo bomboş pozisyonda voleye hazırlandı. Vurdu da. Daha doğrusu vuramadı. Top ayağına temas etti ama öyle kötü bir vuruştu ki o, şut diye tanımlamakta güçlük çektim.

TURNUVANIN ÖZETi GiBi 

O an, İtalya için de bu turnuvanın özeti gibi bir bakıma... Şöhretli ama kalite fakiri bir ekip. Gruplarda 3 maçta toplam sadece 3 isabetli şut atabilmişler. Dün de İsviçre’nin organizasyonu karşısında çaresiz kaldılar. Ve hak ettikleri şekilde erken veda ettiler Almanya’ya.

BiR TEKNiK ADAM TAKIMI

Murat Yakın muazzam bir merkez orta sahaydı, derin oyun kurucu rolünde oynardı. Pas yüzdesi yüksekti ama öne oynamaktan da çekinmezdi. İsviçre’de dün orta sahada 2-3 Murat Yakın var gibi geldi bana. Turnuva içinde Xhaka’nın, Aebischer’in, Freuler’in gelişimini dikkate alınca, bir teknik adam takımının çeyrek finale çıktığını söyleyebiliriz rahatlıkla.

Yazının Devamını Oku

15 Haziran Cenevre hissi

27 Haziran 2024
A Milli Takım’ın EURO 2008’de yaşattığı duygunun bir benzerine Hamburg’da tanık olduk.

16 sene önce, yine bir Avrupa Şampiyonası gruplar son maçında, yine Türkiye’yle Çekya karşılaşmış, yine kazanan ay-yıldızlılar olmuştu. Dün Hamburg’da kazanan takımın alametifarikası bence 18 Haziran’da Dortmund’da 46 ile 80 arası Gürcüler’i mat eden mantığa dönmemizdi.

Hayatımızın en mutlu anıymış, bilmiyormuşuz. Bundan 16 sene önce, yine bir Avrupa Şampiyonası gruplar son maçında, yine Türkiye’yle Çekya karşılaşmış, yine kazanan ay-yıldızlılar olmuştu. Yine Portekiz mağlubiyetiyle moralimiz bozulmuş ama geri dönmeyi başarmıştık. Tarih 15 Haziran 2008’di. Cenevre’deydik. Nihat üçüncü golü attığında Asyalı gazeteci arkadaşlarla sarıldığımızı hatırlıyorum. Orada da turnuvanın ikinci ev sahibi gibiydik. Ve en renkli takımdık. Yine milli takımımızda uluslararası yıldız olacağı hissi veren bir genç Arda’mız vardı. Ki sonra oldu da. O maçın kırılma anı Arda Turan’ın golüydü zaten. 16 sene önce Nihat Kahveci şahane bir vuruşla 3 puanı getirmişti, dün de Cenk attı galibiyet golünü.

GÜRCÜLERi MAT EDEN MANTIĞA DÖNÜNCE

Dün gece Hamburg’da stadı terk ettiğimizde sokakların halini, bize yaşattığı hissi bir yerden hatırlıyor gibiydim. Evet 15 Haziran 2008 Cenevre hissiydi o. Sokaklar kırmızı-beyaza boyanmıştı. Avrupa’nın dört bir yanından Cenevre’ye akan gurbetçiler uzun konvoylar oluşturmuşlardı. Teşekkürler çocuklar. Tekrar o hisleri yaşamak şahane gerçekten. Dün Hamburg’da kazanan takımın alametifarikası bence 18 Haziran’da Dortmund’da 46 ile 80 arası Gürcüler’i mat eden mantığa dönmemizdi. İleri üçlü sağda Barış Alper, solda Kenan ve merkezde Arda... Abdülkerim-Orkun mecburiyetleri dışında orta sahaya tek bir müdahaleyle Gürcistan 11’i, başlangıçta Gürcistan iştahı. Ve Gürcistan sonucu. Galibiyet...

ORTA SAHAYI KAPATAN MAÇI KAZANIR

Dört gün önce Portekiz’e karşı verdiğimiz kötü görüntünün ana sebebi, orta sahayı tamamen yitirmemizdi. Palhinha-Vitinha ikilisi enerjileriyle Kaan-Orkun-Hakan’a adeta nal toplatmışlar, her sahipsiz topu kazanmışlardı. Her ikili mücadelede onlar vardı sanki. Çoluk çocuk gibiydik orta sahada. Portekiz maçından çıkarılacak en önemli ders, orta sahayı bir daha böyle kaybetmemekti. Zira orta sahayı kapatan genelde kazanıyor futbolda.

MONTELLA’DAN 3 MÜDAHALE

Dün Vincenzo Montella merkeze bir değil, iki değil, tam üç müdahale yaptı. İsmail ve Salih’le ikili mücadele yüzdemiz, sahipsiz top kazanma sayımız arttı. Bence Çek sağ açık Barak’ın kırmızısı da zaten orta sahadaki agresifliğimizin neticesi. İsmail-Salih ikilisinin birlikte başlaması Hakan’ı öne itti ve bölgesi değişen kaptan 51’deki golüyle maçın kaderine tesir etti. Montella sanırım yorgunluk ve kart riski gibi sebeplerle ikinci yarıda taze kanlar Kaan ve Okay’ı da sürdü sahaya. Tabii ki 70 dakika 10 kişi oynayan bir rakibe karşı sağlıklı teknik analiz yapmak zor. Ama ilk 20 dakikada da bu orta sahanın, Portekiz maçına göre çok geliştiğini gözlemlemiştik zaten.

Yazının Devamını Oku

Gökyüzünde kale yok, bugün yerden oynama günü

26 Haziran 2024
Montella büyük bir teknik adam olma hayali kurup sahaya en yetenekli futbolcularla çıkmalı.

Düne kadar hâlâ Dortmund’daydım, çünkü Polonya-Fransa maçına akreditasyonum vardı ve belki de son kez canlı olarak Mbappe-Lewandowski kapışmasını izleme fırsatını kaçırmak istemedim. Siz bu satırları okurken ben de artık Hamburg’da olacağım. Maç yerel saatle akşam 21’de. Hava güneşli. Muhtemelen bugün de Hamburg tarihi bir gün yaşayacak ay-yıldızlı bayraklarla.

12 iSABETLi ŞUTLA KAZANAMADILAR

Bu maça çıkan her iki takım da inişli-çıkışlı bir turnuva başlangıcı yaptılar. Çekler Portekizliler’e karşı 90 dakika savunarak ama son anda yıkılarak açtılar turnuvayı. Topla yüzde 26 oynadılar, kendi ceza alanlarında 35 kez topla buluşuldu. Ve kalecileri tam 7 kurtarış yaptı o gün.

Ardından Gürcüler’e karşı bambaşka bir Çek takımı izledik. Bu kez topa onlar sahip oldu, bölüm bölüm güzel pasajlar da sergilediler. Bir golleri sayılmadı, bir penaltı şanssızlığı yaşadılar ama geri dönmeyi de başardılar. İstatistik tutulmaya başlandığından beri, Avrupa Şampiyonaları tarihinde bir maçta 12 isabetli şut atıp galip gelemeyen ilk takım olmuş Çekler. Mamardashvili 11 kurtarış yaptı çünkü. Ancak önemli bir detay var: Çekler’in ağırlıklı olarak etkili pozisyonları havadan geldi, zaten 21-11 gibi olağanüstü bir üstünlük kurmuşlar yüksek toplarda.

 

1- iKiLi MÜCADELE KAZANMADAN ZOR

İkili mücadele kazanmadan maç kazanmak zor. Gürcistan’a karşı ikili mücadelelerde 28-39 gerideydik. Portekiz de bizden fazla ikili mücadele kazandı: 49-44... Portekiz önünde özellikle merkezi kaybettik, Vitinha-Palhinha ikilisi bizim orta üçlümüzü yok ettiler adeta. Eğer İsmail 90 dakika oynamaya hazırsa Orkun’un yerine onunla başlamanın faydalı olabileceğini düşünüyorum. Zira Orkun’da da garip bir düşüş var nedense.

Yazının Devamını Oku

Milli Takım'ın geleceği Arda’yla Kenan’dır; Büyükekşi’yle Altıntop değil

25 Haziran 2024
TFF’ye göre art niyetli bir yazı yazmışmışım.

Dikkatli okuyucular bilirler. Polemik seven biri değilim, kapalı devre bir hayatım var. Ve haliyle dışarıda neysem işimi yaparken de tarzım aynı. Ancak dün TFF sitesinden resmi açıklamayla bana cahilce bir yanıt verilmesi konusunda affınıza sığınarak son bir-iki laf edeceğim.

GENÇLERi KORUMA iÇGÜDÜSÜYLE YAZDIM

Ben köşe yazımda doğrudan isim vermişim: Türk futbolunun 2005 jenerasyonuna yapılan bir kötü muamele var. Ve bunun sorumlusu bence Büyükekşi-Altıntop ikilisidir demişim. Yazının devamında da gerekçelerimi sıralamışım. TFF, bu makaleme cevaben resmi bir açıklama yayınlıyor. Ne hikmetse Büyükekşi-Altıntop isimlerine yer verilmiyor. Açıklamaya göre belgeye dayanmayan art niyetli bir yazı yazmışmışım. Türk futbolunun geleceği ve milli takımımızın başarısı açısından buna itibar edilmemeliymiş!

Yani ben anlamadım, siz bana açıklayın lütfen: Türk futbolunun geleceği kim? Büyükekşi’yle Altıntop mu? Yoksa Arda ile Kenan mı? Ben futbolculara-hocaya en ufak bir eleştiride bulunmamışım. Aksine genç futbolcuları koruma içgüdüsüyle bir yazı yazmışım ve iki takım elbiseliyi suçlamışım. Siz hangi hakla kendinizi Türk futbolunun geleceği ilan ediyorsunuz? Ve hangi hakla benim isim vererek yazdığım ve Büyükekşi-Altıntop ikilisini kabahatli bulduğum bir yazıya TFF resmi sitesinden imzasız kurumsal yanıt verebiliyorsunuz? Bu yanıtı veren kim şimdi? TFF sizin tapulu dükkanınız mı? Daha fazla uzatmayacağım. Bugün milli takımın günü. Ancak zamanı gelince ne gerekiyorsa söylemeye devam edeceğime emin olabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Bence Arda'nın oynamama nedeni Büyükekşi-Altıntop

24 Haziran 2024
Bence meselenin esas aktörü Montella değil, esas aktör TFF cephesinde olduğunu düşünüyorum.

Ben hâlâ Dortmund'dayım, Hamburg'a iki gün sonra geçmeyi planlıyorum. Kuzey Ren-Vestfalya'da cumartesi-pazar şahane bir hava vardı, yemek teslimatı sırasında sohbet şansı bulduğumuz Fas asıllı Belal'in deyimiyle "Yaz dün geldi Dortmund'a"

Dortmund’un tepesindeki kara bulutlar dağılırken, sokakları dolduran Türkler’in suratındaysa puslu bir ifade var. Özellikle pazar öğle saatlerinde kimle karşılaşsak soru aynıydı: Güler’e ne oldu? Güler neden ilk 11’de başlamadı? Güler gerçekten yorgun muydu?

PROBLEMİN NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL

Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Ben, Arda’nın yorgun olduğuna filan inanmıyorum. Sakatlık riski çok muğlak bir ifade. Gürcistan maçı biter bitmez böyle bir tevatür yaydılar ortaya. Bilimsel terminoloji kullanmıyorlar, problem ne belli değil. Darbe mi aldı, adale problemi mi var, eski bir sakatlığı mı nüksetti, aç mı, uykusuz mu ne oldu bu çocuğa! Sonradan bir kasık hikayesi akla geliyor. O zaman en baştan bunu neden açıklamadınız? Benim tanıdığım Arda, değil doksan dakikayı kaçırmak, bir dakika daha fazla sahada kalmak için canını verecek bir çocuk. Yeşil zemine aç. Oynamaya aç. Kendini gösterme konusunda tutkulu.

TURNUVA ÖNCESİ DEMEÇLERİ ORTADA

Dün sabah saatlerinde Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan aradı ve İspanyol AS Gazetesi’nden Tomas Roncero’nun bir kıskançlık iddiasında bulunduğunu iletti. Roncero’ya göre ilk müsabakadan sonra Arda’nın çok fazla ön plana çıkması Montella’yı rahatsız etmiş ve İtalyan teknik adam Portekiz’e karşı onsuz oynayarak spotları kendi üzerine çekmek istemiş.

Rancero’nun bakış açısını anlıyorum. Ama bence meselenin esas aktörü Montella değil. Ben esas aktörün TFF cephesinde olduğunu düşünüyorum. Elimde net bir bilgi yok ama turnuva öncesi demeçlerine bakarak Arda’yı frenleyenlerin Mehmet Büyükekşi-Hamit Altıntop cephesi olduğu kanaatindeyim.

1- SEMİH KILIÇSOY'UN YAŞADIKLARI

Yazının Devamını Oku

İlk 11'inde 4 değişiklik yapan tek takım

23 Haziran 2024
Türk Milli Takımı olarak maalesef bir kadro iskeleti oluşturmakta geç kaldık.

Avrupa Şampiyonası’nda 11 takım ilk grup maçlarını kazandı. Bu 11 takımdan üçü (Almanya, İngiltere ve Slovakya) birinci maçta kullandıkları 11’in aynısıyla ikinci müsabakaya çıktılar. Yedi takımsa ilk 11’inde tek bir değişiklik yaptı (İsviçre, İspanya, İtalya, Hollanda, Fransa, Portekiz ve Romanya). Sadece tek bir takım, Türkiye, tam 4 değişiklikle başladı ikinci maça... Biri sakatlık. Biri yorgunluk. İkisi hoca tercihi.

Büyük bir turnuvaya gidiyorsanız net bir 11’e, net bir oyun planına, net bir stratejiye sahip olmalısınız. Almanya ilk grup maçına çıkmadan önce herkes Almanlar’ın 11’ini ezbere sayıyordu. İngiltere’de ilk 11’in 10’u belliydi, belki tek bir soru işareti vardı, o da Declan Rice’ın partnerinin kim olacağı... Polonya, Mart’ta play-off’ta Galler’i yendiği ilk 11’in bire bir aynısıyla Türkiye hazırlık maçına çıktı. Bizse maalesef bir kadro iskeleti oluşturmakta geç kaldık. Gürcistan maçından da zaferle ayrılmamıza rağmen Portekiz karşısına 4 değişiklikle çıktık. Neden bu 4 değişiklik? Hadi kaleci değişikliğinin sebebi sakatlık. Kalan saha içi 10 oyuncunun üçünün farklı olması yüzde 30’luk bir değişiklik demek. Kısa turnuva istikrar işidir. Almanya aynı 11’le çıkıyor, İngiltere aynı 11’le çıkıyor, Fransa bir mecburiyet dışında aynı 11’le çıkıyor. Biz 4 değişiklik yapıyoruz. Enteresan...

1- HÜCUM DEĞiL ORTA SAHA ATLETiK OLMALIYDI

Bu maçla ilgili doğrusu umutsuz değildim, Montella’nın daha önce Hırvatistan ve Almanya karşısındaki başarılı geçiş uygulamaları beni heyecanlandırıyordu. Ancak dün Montella beni hayal kırıklığına uğrattı, İtalyan Hoca maçı daha sahaya çıkmadan kaybetmişti bence. Türk futbolunun en yetenekli iki futbolcusu Arda Güler ve Kenan Yıldız’ı kenarda oturtup ileri üçlüyü üç pırpır Yunus, Barış ve Kerem’le kurmak zaten net bir tavır değişikliği demek. Ben topa talip değilim demek. Sadece kontratak kovalayacağım demek.

ORKUN’DA GERiLEME VAR

Oysa dün Portekiz bize esas farkı orta sahada yarattı. Sadece iki atletik oyuncuyla, Palhinha ve Vitinha’yla bizim üçlümüze (Kaan, Orkun ve Hakan’a) nal toplattılar. Benim bu maçta ilk 11’de beklediğim tek (olası) değişiklik eğer hazırsa İsmail Yüksek’in Orkun’un yerine başlamasıydı. Gürcistan maçında da Orkun’u yorgun bulmuştum. Net bir gerileme var Orkun’da.

2- ARDA’YI BELLiNGHAM GiBi KULLANMIŞTIK

Real Madrid’in geçtiğimiz sezon iki büyük kupaya giderken ana planı, kanatlarda Rodrygo-Vinicius, sahte dokuz rolünde de Bellingham’dı. Biz de Gürcistan maçında bir bölümü öyle oynadık aslında. İkinci yarının başlarında kanatlar Barış-Kenan oldu, Arda da sahte dokuz rolünde oynadı 30 dakikayı. Zaten golü de o bölümde attı. Gürcistan maçında en iyi olduğumuz bölüm 50 ile 80 arası... Ve o bölümde de Arda’yı Bellingham gibi kullanmıştık. Bein Sports’tan mesai arkadaşım Hayrullah Ünal fark edip beni uyardı. Arda da Real Madrid’de bir-iki kez o rolde girdi hatta oyuna.

Yazının Devamını Oku

Favori olmadığında favori olan takım

22 Haziran 2024
Montella’nın favori olmadığımız maçlarda oynattığı o nefes nefese geçiş stratejisi başarılı. Top bizdeyken değil rakipteyken umutlandırıyor o oyun. Hırvatlar’ı ve Almanlar’ı öyle yendik, İtalya önünde de başarılıydık. Cancelo bir süperstar. Ama oyundan bazen kopabiliyor. Onun arkasında açık bulabileceğimizi umut ediyorum.

İlk maçlar sonunda F Grubu, Avrupa Şampiyonası’nın en dengeli grubu hüviyetinde. Her iki maç da son bölüme 1-1’le girdi, ikisi de nefes nefese bitti. Gruptaki 4 takımın FIFA sıralamaları ortalaması 39 (Portekiz 6, Çekya 34, Türkiye 42, Gürcistan 74’üncü). Bu ortalama, bu grubun turnuvanın en zayıfı olduğunu söylüyor. Ama Almanya’da oynanan futbola bakarsanız bu grup, izlemesi en eğlenceli, en çekişmeli grup belki de.

FIFA SIRALAMASINDA ALTINCI

Tabii ki bugün karşımızda global bir dev olduğunun farkındayız. FIFA sıralamasında altıncı konumdalar, yeni yüzyılda bu turnuvada iki final, iki de yarı final oynadılar. EURO 2024’e de elemelerde tüm maçları kazanarak sükseli geldiler. Ancak umutsuz değilim, büyük favoriler içinde en oynanası rakip olduğunu düşünüyorum ben Portekiz’in. Bunun için de üç temel gerekçem var.

1- Elemelerde rekor kırmaları ölçüt olamaz

Portekiz elemelerde tüm maçlarını rekor 36 golle kazandı ama grubun ikincisinin Slovakya, üçüncüsünün de Lüksemburg olduğunu hatırlatmak lazım. Kendi seviyelerindeki takımlara karşı performansları aynı süksede değil: Hazırlık maçlarında Slovenler’e ve Hırvatlar’a kaybettiler. Finallerde de Çekler önünde uzatmada kazanabildiler.

Böyle yıldızlar topluluğu hüviyetinde bir rakibe karşı elbette favori değiliz. Topa onlar daha fazla sahip olacak, muhtemelen daha fazla şut atıp, daha fazla pozisyon yaratacaklar bize karşı.

Çekler’e karşı da zaten topla %74 oynadılar, şutlarda 19- 5, kornerlerde 13-0, rakip ceza alanında topla buluşma da 35-8 üstündüler. Kaleci Stanek iki gol yedi, bir gol VAR’dan döndü. 7 tane de kurtarış yaptı.

Montella'nın bu tarz maçlardaki karnesi iyi

Yazının Devamını Oku