Uğur Meleke

Dokuz buçuk numara Dzeko

15 Nisan 2024
F.Bahçeli futbolcu, Kane’in Tottenham’da Rooney’nin ManU’da oynadığı rolü üstlendi.

Dün Olimpiyat Stadı’ndaki iki perdeli bir maç izledik. İlk 45’te işler Karagümrük’ün istediği gibiydi, Fenerbahçe’nin tamamlayamadığı hücumlarda başarılı geçişler yaptılar. İki kez Can’la, bir kez de Güven’le yarattıkları pozisyonlardan bir gol çıkardılar. Bu noktada Tolunay Kafkas’ı da tebrik etmek lazım; Şota’nın yarattığı toz bulutundansa Alpaslan Erdem’in denemiş/başarmış modeline döndü. Solda Levent-Mendes’li, sağda Can’lı, önde Eysseric-Güven’li model, Karagümrük’ün kalan 6 haftada ligde kalma şansını artırır.

MiCHY BATSHUAYi GiRiNCE YAPBOZ TAMAMLANDI

İkinci perdedeyse daha etkili bir Fenerbahçe vardı sahada. Sebebi de çok basit: Dzeko haftalardır çok derine gelerek adeta oyun kurucu gibi oynuyor. Kane’in Tottenham’da, Rooney’nin ManU’da oynadığı “dokuz buçuk numara” rolü gibi bu stil. Ancak bu stilde bir dokuz buçuk numarayla oynuyorsanız, bir de onun yarattığı fırsatları değerlendirecek golcüye ihtiyacınız var. 46’da Batshuayi girince yapboz tamamlandı ve sonuç geldi Fenerbahçe için.

HAKEMiN YERLiSi-YABANCISI YOK, iYiSi-KÖTÜSÜ VAR 

Bir parantezi de yabancı VAR uygulamasına açmak lazım.

1- Futbolcunun, hocanın veya hakemin yerlisi-yabancısı yok, iyisi-kötüsü var. Eğer Portekiz’den-İspanya’dan elit seviye hakem getireceksek faydası olur. Ama dünkü VAR Narciso, bu sezon Avrupa’da sadece ön elemelerde görev yapmış. Bugün Alanya-Galatasaray maçında VAR’da oturacak Melo’nun da Avrupa’da yine ön elemede tek bir maçı var. Portekiz’in orta sınıf hakemlerini getirmek için miydi bütün bu gürültü?

2- TFF, resmi açıklamasında yabancı VAR’lara “kritik maçlarda” görev vereceğini bildirmiş. Peki Ankaragücü-Gaziantep kritik de, Pendik-Başakşehir veya Hatay-İstanbul değil mi diye bir soru işareti yarattı tabii bu konu. Oysa o “kritik” sözcüğü kullanılmasaydı, her hafta 3 maçta yabancı VAR görevlendirilecek dense daha sağlıklı olurdu. 

3- Sahi hakem performanslarını ölçmek için bir ihtiyar heyeti kurulmuştu, ne oldu onlara? İçinde Karlsson (74), Snoddy (69), Young (67), Larsen (68) olan o heyetin çoğu yeşil sahada maç yönetirken geri pas serbestti! VAR dönemiyle hiçbir alakaları da olmadı tabii yaşları itibariyle.

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş’ın önünde Polonya gerçeği vardı

14 Nisan 2024
Siyah beyazlı yönetim, Fernando Santos’la yollarını ayırarak hem bu yılı hem de geleceği kurtarma adına doğru bir hamle yaptı.

Beşiktaş’ın geçen hafta Başakşehir’e karşı ortaya koyduğu performans, siyah beyazlı taraftarları pek tatmin etmemişti haliyle. Beşiktaş sahaya 5 forvet özellikli oyuncuyla çıkmış ama üçüncü bölgeye baskıya hiç gitmemiş, oyunu tamamen kendi yarı alanında kabul etmişti. Başakşehir topa yüzde 70’le sahip olmuş, 1-0’dan sonra oyunu tamamen domine etmiş, sonunda da geliyorum diyen gol gelmişti.

YiNE BiR FERNANDO SANTOS KLASiĞi

Başakşehir’deki görüntü iki gerekçeyle problemliydi: Hem Beşiktaş’ın önlem alan değil aldıran taraf olma geleneği açısından sıkıntılıydı o oyun. Hem de sahaya bu kadar çok ofansif özellikli futbolcuyla çıkıp onlara yarı sahayı geçirtmemek mantıksızdı. Santos, Samsun önünde ya oyuncuları ya da oyunu değiştirmeliydi.

Oyuncuları büyük ölçüde değiştirmedi. Ama ilk devrede oyunda farklılıklar vardı bu kez. İlk 45’te ön alana daha kalabalık giden ve daha çok deneyen Beşiktaş, golü de buldu bu mantaliteyle. Ancak ikinci yarının başlamasıyla bir Fernando Santos klasiği izledik yine. Emre’nin golüne kadar, yani 46 ile 68 arası topla yüzde 60 oynayan ve daha çok risk alan Samsunspor hak ederek buldu beraberlik sayısını.

GÖREVE GETiRiLMESi HATAYDI

Beşiktaş’ın sabit fikirli ve tek planlı Santos’u göreve getirmesi zaten büyük bir hataydı. Bu hatadan geç de olsa dönüldü. Santos, son görevinde Polonya’yla Euro 2024 elemelerinde felaket bir performans göstermiş, Moldova ve Arnavutluk’a yenilmiş, Faroe’yi ancak 75’te bir penaltıyla çözebilmişti. Santos’u gönderen Polonya’nın kaderi o gün değişti ve sonrasında iyi sonuçlarla Euro 2024 vizesi almayı başardılar. Beşiktaş da Santos’la yollarını ayırarak hem bu yılını hem de gelecek sezonunu kurtarma adına doğru bir hamle yaptı bence.

Yazının Devamını Oku

İF’ten önce: 3 İF’ten sonra: 2

12 Nisan 2024
İsmail ve Fred’in oyuna girmesiyle apayrı bir müsabaka başladı.

Mendilibar, sadece 2 ay önce göreve geldi. Bu iki ayda 5 Avrupa maçına çıktı. Ligde de PAOK, Panathinaikos ve AEK ile karşılaştı. Önlerinde PAOK’la iki, Panathiniakos, AEK ve Fenerbahçe ile birer maç daha var. Eğer turu onlar geçerse, 3 ay içinde 8 Avrupa maçı, 7 de derbi oynamış olacaklar.

Tabii ki bu sert fikstürün sebebi, Yunan Ligi’nde uygulanan play-off... PAOK ve Olympiakos neredeyse her hafta sonu bir derbiye çıkıyorlar, her hafta içi de bir Avrupa müsabakasına. Bu fikstür elbette yıpratıcı. Ama bence bir de avantajı olmuş bu takvimin: Her maça kamikaze pilotu gibi çıkıyorlar! İçerideki Maccabi ve Panathinaikos müsabakaları gibi yere çakılabiliyorlar, ama son anda kafayı yukarı çevirebilirlerse rakipleri için tehlike haline dönüşebiliyorlar.

iŞLER iYi GiDERSE 5 ATABiLiR GiTMEZSE 5 YiYEBiLiR

Mendilibar dün sahaya iki santrfor (Jovetic ve El Kaabi), iki kanat forvetle (Masouras ve Fourtounis) çıktı. Onların arkasında ön libero rolünde Giresunspor’un eski on numarası Chiquinho vardı. İşler umdukları gibi giderse 5 atabilecek, gitmezse 5 yiyebilecek bir ekip bu. 60 dakika boyunca önde baskı yaptılar. Pozisyonları da zaten Fenerbahçe’nin çıkarken yaptığı hatalarla buldular.

Fenerbahçe’nin Olympiakos’un bu önde baskısına hazırlığı olmadığı gibi, Kartal da oyuna 60 dakika boyunca müdahale etmedi. Krunic dün kritik bölgede en az 4 pas hatası yaptı, Kartal onu ancak 3-0’daki kaybından sonra değiştirdi. Zaten maçın kırılma anı da orası oldu: Krunic-Zajc çıktı, İsmail-Fred girdi, apayrı bir müsabaka başladı Karaiskakis’te.

iSMAiL YÜKSEK-FRED’LE BAŞLASA NE OLURDU?

Dün 60 dakikalık ilk müsabakayı geriden çıkamayan, tüm taçları rakibe atan Fenerbahçe 3-0 kaybetti. Son 30 dakikalık ikinci müsabakadaysa İsmailFred’le geriden çıkabilen, büyük takım davranışı gösteren Fenerbahçe vardı sahada. Onlar da 30 dakikalık ikinci maçı 2-0 kazandılar zaten. Dünkü maçı, İF’ten önce, İF’ten sonra diye ikiye ayrılabiliriz rahatlıkla.

İnsan şunu sormadan edemiyor: Dün İsmail-Fred başlasa sonuç bambaşka olmaz mıydı? Acaba iki oyuncu da 30 dakika oynayabilecek fiziksel seviyede miydiler? Fenerbahçe Pire’den tur biletiyle çıkabilecekken, rövanşa bırakmış oldu işi.

Yazının Devamını Oku

Üzerinizde cumhuriyetin yüzüncü yılının ahı var

8 Nisan 2024
Bu final pekalâ 2023’te Atatürk Olimpiyat Stadı’nda cumhuriyetin yüzüncü yıl coşkusuyla oynayabilirdi

Dün Türk futbol tarihine utanç sayfası olarak kaydedilecek bir gece yaşandı Şanlıurfa’da. Bu tabloda katkısı olan her bir kişi şunu unutmasın lütfen: Üzerinizde cumhuriyetin yüzüncü yılının ahı var... Bu noktaya ulaşana dek 3 büyük hata yapıldı bence:

1- Bu final pekalâ 2023’te Atatürk Olimpiyat Stadı’nda cumhuriyetin yüzüncü yıl coşkusuyla oynayabilirdi. Sürecin en başında Riyad teklifi masaya geldiğinde, bunu cumhuriyetin 100’üncü değil, 101’inci senesinde konuşalım demeyen herkes suçludur.

19 MAYIS'TA OYNATILMALIYDI

2- Alternatif tarihin 7 Nisan olarak ayarlanması da bir başka saçmalık. 29 Aralık Riyad fiyaskosu yaşandığında iki takımımız da Avrupa’da devam ediyordu, bunu gözeterek yeni tarih belirlemek bu kadar zor olmamalıydı. Süper Lig 37’nci hafta maçlarını 15 Mayıs’ta, Süper Kupa’yı 19 Mayıs’ta Samsun 19 Mayıs Stadı’nda oynatıp, Atatürk’ün emanetine yakışır bir saygı duruşunda bulunabilirdiniz.

3- Dün Fenerbahçe’nin maça U19’la çıkıp, ikinci dakikada sahayı terk etmesi son lig şampiyonu Galatasaraylı sporcuların da, son kupa galibi Fenerbahçeli futbolcuların emeğine de haksızlık.

NİÇİN TEMMUZ'U BEKLİYORSUNUZ?

Ayrıca tarihin en kötü TFF’si madem görevi bırakıyor, niçin temmuzu bekliyor? Neden 2024-25 sezonunu da şimdiden bir enkaz haline getirme yetkisi bunlarda?

Neden gelecek sezon 19 takımla oynanıyor? Dünyada tek sayıda takımla, bay geçme saçmalığıyla oynanan tek bir lig söyleyin bana!

Yazının Devamını Oku

Santos Yunanistan'dan çıkamıyor

5 Nisan 2024
Portekizli hoca Beşiktaş’ı hâlâ Yunan Milli Takımı’ndaki stratejisiyle yönetmeye çalışıyor.

Dün Başakşehir Stadı’ndaki maçın santrası 20:30’da yapıldı ama 19:30’da hocaların ellerine esame listesi ulaştığında başlamıştı satranç. Her iki hoca da milli maç arası öncesi aldıkları kırıcı yenilgilere reaksiyon verme adına ciddi dokunuşlar yapmışlardı takımlarına. Fernando Santos, maç önü demecinde ilk 11’i yaparken Antalyaspor maçı ikinci yarısındaki güçlü oyunu referans aldığını anlattı. Gerçekten de Beşiktaş, 15 gün önce Antalya maçının son yarım saatinde oyunu tek kaleye çevirmiş, topa %78 sahip olmuş ve şutlarda da 11-1 üstünlük kurmuştu. Bunu da başaran sahadaki ofansif 11’di. Santos, Antalya önünde son yarım saatte merkezi Gedson-Muci’ye bırakmış, ileride adeta 4 forvetle (Rashica, Muleka, Aboubakar ve Semih’le) oynamıştı. Santos oradan puan çıkaramadı ama belli ki o oyunu aklına referans olarak kaydedip Başakşehir Stadı’na taşımayı hedefledi.

BAŞAKŞEHiR %71 TOPA SAHiPTi

Ancak Antalyaspor ile Başakşehir maçları arasında önemli bir fark vardı tabii: Antalyaspor, skorun da avantajıyla topu Beşiktaş’a bırakmıştı ikinci devrede.

Başakşehir’inse oyunu bambaşka. Onlar ligin en yüksek pas isabet yüzdesine ve en fazla 10+ isabetli pas dizisine sahip takımı. Topu talep ediyorlar, geriden pasla çıkıyorlar. Dün de zaten topa %71 sahip olarak devam ettirdiler bu stratejilerini.

3. BÖLGEDE BASKI YAPAMADI

Çağdaş Atan’ın talebeleri geriden topla çıkmayı tercih ederken Fernando Santos’un karşılama stratejisi daha önceki 11 maçından farklı değildi. Beşiktaş bir türlü üçüncü bölgeye baskıya gelmedi, rakibini genelde sabit bir blokla birinci-ikinci bölgede karşıladı.

Santos’un talebeleri ilk devrede Colley ile bir gol bulduğu için bu anlayışı 45’e, hatta 60’a kadar sürdürmesi kabul edilebilir.

MESLEKTAŞINI SEYRETTi

Yazının Devamını Oku

Takım yemeğinde bir top toplayıcı

4 Nisan 2024
İsmail Kartal da adeta gol katkısı veren çocuğu Mourinho gibi takım yemeğinde ağırlar mı?

Bu sezon Fenerbahçe’nin oynadığı bir müsabaka analizinin içinde “Fred” sözcüğünün geçmeme ihtimali yok gibi. Brezilyalı oyuncu sahadayken varlığıyla zaten büyük fark yaratıyor. Takımının beyni, kalbi, her şeyi. Sahada değilken de yokluğu ciddi biçimde hissediliyor bu kez de. Fenerbahçe’nin bu sezon en çok zorlandığı süreçte, ilk devrede peş peşe puan kaybettiği Trabzon-Ludogorets ve Adana Demir maçlarında yoktu Fred. Fenerbahçe ligde ve Avrupa’da çok aramıştı onu o dönemde. Dün de Fred’in yokluğu özellikle 2-1’e kadar ciddi biçimde hissedildi Kadıköy’de.

DZEKO TELAFi iÇiN ÇABALADI

Kaderin garip bir cilvesi, Fenerbahçe ligin ilk devresinde de Adana deplasmanında hem Fred, hem İsmail’den aynı anda yoksundu. O gün merkezde Crespo-Zajc oynamış, Fenerbahçe Adana’dan 0-0’la dönmüştü. Dün merkezde Krunic-Zajc oynadılar. Krunic yine bildiğiniz Krunic. Zajc sezonun geneline göre bir tık daha hareketliydi. Ancak Fred’in oynamadığı hemen her maçta olduğu gibi Dzeko yine çok gezerek, çok dolaşarak merkezdeki eksikliği telafi için çabaladı dün de.

MANŞETTE YILDIZLAR YOK

Ancak dün Fenerbahçe’nin zorlu Adana sınavında manşette ne takımına gol yediren İrfan Can Eğribayat, ne geri kazanma ustası Djiku, ne de güzel bir sayı yapan Tadic vardı bence. Esas manşeti, top toplayıcı bir genç adam attı dün Kadıköy’de. Dikkatli sporseverler hatırlayacaklardır, 2019’da Tottenham’la Olympiakos arasında oynanan Şampiyonlar Ligi maçında bir top toplayıcı genç çocuk, tacın hızlı atılmasını sağlayarak takımına beraberliği getiren gole önemli katkı yapmıştı. O sıralarda Tottenham’ı çalıştıran Jose Mourinho koşarak golü o çocukla kutlamış, bununla da yetinmeyerek genç adamı takım yemeğinde de ağırlamıştı.

GENÇ ÇOCUĞUN KATKISI

Dün de Fenerbahçe için beraberliği bozan gol belki Dzeko’dan geldi. Belki taç atışını İrfan Kahveci şahane bir biçimde hızlı kullandı. Ama İrfan Can’ın o tacı çabuk kullanmasını sağlayan bir top toplayıcı genç çocuktu.

Ne dersiniz, İsmail Kartal da, adeta bir gol katkısı veren o top toplayıcı genç çocuğu, Jose Mourinho gibi takım yemeğinde ağırlar mı?

Yazının Devamını Oku

Uyku modunda 3 puan kazandı

3 Nisan 2024
Galatasaray’ın vites artırmadan, turbo tuşuna hiç basmadan sonuç aldığı bir müsabaka oldu.

Galatasaray’ın son Kasımpaşa maçı muhtemelen bundan sonra sarı-kırmızılarla karşılaşacak her teknik adama referans özelliği taşıyordu. 15 gün önce 4-3 biten o müsabaka Rus ruleti kıvamında geçmişti. Galatasaray’ın tamamlayamadığı her hücumu Kasımpaşa fırsata çevirmiş, sarı-kırmızıların kalesine bu sezon bir maçta 20 şut atan ilk ekip olmuşlardı. O gün Sami Uğurlu’nun ekibi özellikle iki şeyi doğru yapmıştı: Birincisi, kazandıkları topları orta sahaya kadar gelen Dacosta’ya aktarmışlardı süratle. Dün de Volkan Hoca, Strandberg’i en uçta kullanarak yapmaya çalıştı bunu. Sami Uğurlu’nun dünkü maça ikinci referansı da Galatasaray’ın sağından verdiği açıklardı. Kasımpaşalı Ben Ouanes çok zorlamıştı Galatasaray’ın sağını. Dün de Ghoulam-Rivas ikilisiyle Barış’ın arkasında fırsat kolladı Hatay ekibi. Zaman zaman da etkili oldular.

BURUK DA DERSLER ÇIKARDI

Tabii ki o Kasımpaşa maçından dersler çıkaran tek taraf Volkan Demirel değildi. Okan Buruk da maç önü demecinde “top kendilerindeyken savunma pozisyonu” konusunda dikkatli olacaklarının altını çizdi dün. Gerçekten de kaptırdıkları topları geri kazanma konusunda daha dikkatliydiler. Son 1 ayda form grafiği çok yükselen yaşsız Mertens, karşı presin lideriydi yine.

ZAHA ETKiLi, ZiYECH TUTUKTU

Sarı-kırmızılıların çok zengin gözükmeyen hücum performansını ise iki ayrı perdede değerlendirmek gerek: İlk 45’te Zaha solda oldukça etkiliydi. İkinci yarıda vitesi düştü. Sağdaki Ziyech’se müsabaka eksikliğinin etkisiyle de olsa gerek, tutuktu genelde. Ziyech’in veriminin artması için topla daha etkili bölgelerde buluşması gerek. Lâkin Faslı oyuncu topla neredeyse reklam panolarının orada buluşuyor ve her seferinde kaleye çok fazla mesafesi oluyor. Bu da etkinliğini azaltıyor haliyle.

Ziyech’in topla bu denli dışta buluşması, ilk 1 saatte Barış’ın bindirme şansını da ortadan kaldırdı ki Okan Hoca 67’de sağ kanadını tamamen değiştirerek müdahale etti oraya. Ancak son tahlilde Galatasaray’ın vites artırmadan, turbo tuşuna hiç basmadan, adeta uyku modunda kazandığı bir müsabaka oldu bu.

Yazının Devamını Oku

Krizden çıkmak için Montella’ya 4 öneri

28 Mart 2024
Euro 2024’te Portekiz, Gürcistan ve Çekya ile adeta 'Yaşam Grubu’ndayız ama halledilmesi gerekenler var. Vincenzo Montella’nın haziran ayındaki Polonya ve İtalya maçlarına ideal bir 11’le ve tanımlanabilir bir oyunla çıkması gerekiyor. Milli takımda mümkün oldukça devşirme futbolcudan kaçınmalı, her futbolcuyu kulübünde oynadığı pozisyonda kullanmalı. Montella’nın topa sahip olabilen, pas yapabilen, hep 4-5 değil 9 adamla üçüncü bölgeye gidebilen bir oyun planı da olmalı. Haziran’da yapılacak iki hazırlık maçı öncesi santrforlarını netleştirmeli, o seçenekler içinde Semih Kılıçsoy da yer almalı.

Milli takımımız Euro 2032’den önce Haziran 2024’te adeta ilk ev sahipliği deneyimini Almanya’da yaşayacak. Dortmund’da da, Hamburg’da da Avrupa’nın dört tarafından gelen Türk vatandaşlarının bize ev sahibi gibi hissettireceklerine eminim.

Tarihimizde ilk kez bir büyük turnuvayı, kâğıt üzerinde favori olduğumuz bir maçla, Gürcistan’la açıyoruz. Ve en az bunlar kadar önemlisi, grubumuz (FIFA sıralamaları ortalaması dikkate alındığında) 40 ortalama ile turnuvanın en zayıf grubu... Hani B Grubu’nu “ölüm grubu” olarak adlandırıyorlar ya, bizimki de 7’nci Portekiz, 35’inci Türkiye, 40’ncı Çekya ve 77’nci Gürcistan’la bir “yaşam grubu” adeta!

Ancak bu “yaşam grubu”nun avantajlarından maksimum faydalanmak için bence Haziran’a kadar halletmemiz gereken birkaç sorun var.

1- BİR İDEAL 11’İMİZ OLMALI KADRO TAHMİN EDİLEMİYOR

Ben bir Türk sporsever olarak şu anda İngiltere’nin Euro 2024’te ilk maça aşağı yukarı hangi 11’le çıkacağını biliyorum. İspanya’nın, İtalya’nın, Belçika’nın turnuvada hangi 11’le oynayacağını belki maksimum bir-iki hata ile tahmin edebilirim.

Ancak Türkiye’yi tahmin edemiyorum! Üstelik Türkiye’de yaşıyor, Türkiye’de çalışıyor, Türkiye’yi yazıyor olmama rağmen.

BUDAPEŞTE’DE BAŞKA ViYANA’DA BAŞKA 11 

Montella’nın turnuva öncesi önünde 4 hazırlık maçı vardı: Macaristan, Avusturya, İtalya ve Polonya. Dördü de Almanya’da mücadele edecek şahane rakipler. Bu rakiplere karşı da her maça turnuva oynuyormuşçasına çıkmalı, bir ideal oyun ve ilk 11 tarifi yapabilmeliyiz (yapabilmeliydik). Budapeşte’de bir 11, Viyana’da bambaşka bir 11’le oynamamıza ben anlam veremedim.

Yazının Devamını Oku