İhracatçının dövizlerine ne oldu?

DÖVİZ kuru üzerinde en çok baskı yaratan unsurlardan biri, Türkiye ekonomisinin çocukluk hastalığı “açık döviz pozisyonudur”.

Haberin Devamı

Açık pozisyon şu: Şirketlerin döviz varlıklarının, döviz borçlarından az olması. Döviz borçlanıp bunu yatırımlarında veya işletme finansmanında kullanan şirket ya da bireylerin ellerinde bu döviz borçlarını karşılayacak döviz varlıklarının olmaması, kurlar yükseldiğinde yarattığı zararla sermaye eksiltir. Açık döviz pozisyon yaratan şirketlerin olasılıkla ellerinde bunu kapatmaya yetecek TL nakit varlık da bulunmayabilir. Yani istedikleri anda bunu kapatacak güçleri de olmayabilir. Kur yükseldikçe zarar büyür. Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’de finans dışı şirketlerin açık döviz pozisyonu 212 milyar dolar. Örneğin dolar kuru, 3.50’den 3.85’e geldiğinde yani yüzde 10 arttığında açık döviz pozisyonundan şirketlerin yazdığı zarar 75 milyar TL’ye yakın.

Haberin Devamı

Açık pozisyon, 2013 Mayıs sonunda ABD’den parasal gevşemenin sonuna gelindiği mesajı verildiğinde 157 milyar dolardı. Bu konu uzunca süredir gündemde tartışılırken, uyarılar yapılırken; Ankara’da siyasetçiler bu tür yapısal sorunlara çözüm bulacaklarına, “hedef küçültmeyi” benimsediler. Buna Merkez Bankası da katıldı. Açık pozisyonun kur artışı ile şirketlere yaratacağı hasara işaret edenlere karşılık olarak, “şirketlerin açık pozisyonu var, ama onlar ihracat yapıyorlar; döviz gelirleri var”.

Merkez Bankası ise bu yıl ikinci kez, vadesinde ihracat dövizini getirme taahhüdü ile Merkez Bankası’ndan reeskont kredisi kullanan ihracatçılara, geri ödemeleri TL ile yapma imkanı tanıdı. Şubat başına kadar geri ödemesi olan ihracatçılar 3.70’lik kur üzerinden TL olarak geri ödeme yapabilecek. Yılın başlarında, Şubat ortasından Mayıs sonuna kadar, benzer bir uygulama penceresi açılmış, 3.53’lük kur üzerinden geri ödeme olanağı tanınmıştı. İki buçuk ayda 3 milyar dolarlık kredi TL olarak geri ödenmiş, Mayıs ayında ise ne kadar geri ödemenin TL olarak yapıldığı açıklanmamıştı.

O zaman da, şimdi de sorular şunlar; ihracatçılar döviz getirme taahhüdü ile bu kredileri kullandılarsa ne oldu da TL geri ödeme olanağı tanındı? Döviz geliri olan ihracatçılar açık pozisyon mu yapmışlar? Açık pozisyon yapıp zarara uğrayınca mı Merkez Bankası yardımcı oluyor? Ayrıca, bankadan reeskont kredisi kullanıp döviz gelirini de zamanında Merkez Bankası’na ödeyebilecek durumda olan ihracatçılar, kur piyasada 3.9’larda iken neden 3.70’den TL olarak Merkez Bankası’na ödemesinler? Bu açık arbitrajdan, düzgün çalışan ihracatçıların da bu “kazanç transferinden” uzak durmaları için sebep var mı? 1 milyon dolarlık bir kredide kendilerine sunulan 250 bin TL’lik bir kazanca hangi ihracatçı hayır diyecek? Dövizini cari piyasada 3.90’lı kurdan, vadelide 4’lü seviyenin üzerinden bozdur, dön Merkez Bankası’na 3.70’lik kur üzerinden kredi borcunu öde.

Haberin Devamı

Tekrar başa dönelim; hani ihracatçıların döviz geliri vardı ve açık pozisyon bu yüzden sorun değildi? Merkez Bankası, ihracatçılara “döviz ödemelerinizi 3.70’den TL olarak bana ödeyebilirsiniz” dediğinde, ihracatçıların açık pozisyonda olduğunu, getirecek dövizleri olmadığını, döviz getirmek isteyenlerin de piyasadan döviz satın alarak getirdiklerini, bunun getireceği kur baskını azaltmak için “TL ödemeyi” kabul ettiğini örtülü biçimde itiraf ediyor demektir.

Basit bir hesapla; toplam 12 milyar dolarlık reeskont kredilerinin şubat başına kadar vadesi dolması olası bölümü yine kabaca 3 milyar dolar olsa, kur bugünkü seviyelerinde kalsa; 750 milyon TL’lik bir kar transferi, para basarak yapılacak demektir.

Haberin Devamı

PARA POLİTİKASININ ‘ZIRT’ DEDİĞİ YER

Merkez Bankası için para politikasının kifayetsiz kaldığının aynası, kendi faizlerinin piyasada “iş görmez” olduğunu görüldüğü yerdir. Örnek mi? Merkez Bankası’nın gecelik vadede borçlanma faizi yüzde 7. Ama borçlanıcı durumda değil, para veriyor. Yaklaşık 110 milyar TL para veriyor. Bunu da yüzde 12.25 tavan faizle. Banka aynı zamanda, Ocak ayından bu yana “para takası” (swap) işlemleri ile piyasadan TL çekip, karşılığında döviz veriyor. TL’yi yüzde 12.25 faizle borçlanıyor. Son bir haftadır bu kısa vadede de piyasadaki faizler yüzde 12’yi geçti. Merkez Bankası eskisi gibi yüzde 12.25’le para çekemiyor. Hacim dörtte üç azaldı. Banka, piyasaya para verdiği faizle para çekemiyor hale geldi. Bu da faiz artırımının çok yakın olduğunu söylüyor bize.

Yazarın Tüm Yazıları