Paylaş
Hayır, Türkiye’de böyle bir karar ya da çalışma yok. Ama böyle bir uygulama, şu anda Hindistan’da yapılıyor.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi 8 kasım akşamı televizyona çıkıyor ve bir açıklama yaparak, ulusal para rupinin o anda dolaşımda bulunan en büyük iki kupürünün; 500 ve 1000’lik kupürlerin geçerliğinin gece yarısından sonra kaldırıldığını söylüyor. Yüzde 20’sinin kayıt dışı olduğu düşünülen ekonomide, o günden sonra artık sokakta alışverişte bu paralar geçmiyor.
500’lük rupi kabaca 25 TL, 1000’lik rupi de 50 TL’ye karşılık geliyor. O güne kadar dolaşımda bulunan bu iki kupür, değer olarak toplam emisyonun yüzde 86’sını, adet olarak da yüzde 24’sini oluşturuyormuş. Yani devasa bir tutar, bir gecede dolaşımda geçersiz hale geliyor.
Ama değeri uçmuyor. Bankaya yatıranlar için geçerli. 30 Aralık gününe kadar, ellerinde 500’lük ve 1000’lik rupi bulunanlar bankalara giderek hesaba yatıracaklar. 100’lük gibi daha küçük kupürlerle en fazla haftalık 24 bin rupiye (360 dolar) kadar sınırlı bir nakit çekebiliyorlar. Ama, bankaya yatan nakitler elektronik fon transferi ya da çek keşide edilerek ödemelerde kullanılabiliyor.
Bu arada da, yeni 500’lük ve 2000’lik banknotlar da tedavüle sokuluyor.
Böylelikle, o günden itibaren Hindistan halkı uzun kuyruklarla tanıştı. Halk ellerindeki ‘eski’ hale gelen nakdi bankalara yatırmak ve geçerli nakit alabilmek için kuyruklarda.
Peki nereden çıktı bu banknotları bir gecede tedavülde geçersiz hale getirme işi?
Başbakanı Modi’nin açıkladığı bu kararın; kara para ve kayıt dışı kazançların saklandığı, bunların aklanmasında araç olarak kullanılan yüksek kupürleri ani kararla tedavülüne son verip, banka sistemine sokarak kayıt altına alma amacına yönelik olduğu anlaşılıyor. Diğer taraftan da çok fazla sayıda sahte 500’lük ve 1000’lik olduğu, bunların da çöpe gitmesi hedeflenmiş.
Daha önce benzer bir tedavülden çekme operasyonu 1946, 1954 ve 1978’de de yapılmış. 1978’deki tedavülden kaldırma operasyonunda oranın sadece yüzde 1.6 olduğu vurgulanıyor kimi kaynaklarda. Bu yüzden bu denli yüksek bir tedavülden kaldırma operasyonu ilk defa yapılıyor.
Operasyonun aylar önce planlandığı ve çok gizli tutulduğu açıklanıyor. Bunun yolsuzluk altyapısına karşı yapılan etkili ve büyük bir darbe olacağı düşünülüyor.
Hindistan’da emisyonun milli gelire oranı yüzde 14. Bu oran gelişmiş ekonomilerde, hatta Türkiye’de; yüzde 5 civarında. Bu da, Hindistan’ın, nakit bazlı ve kayıt dışı payı yüksek bir ekonomi olduğunun güçlü bir kanıtı. Varlıklı olanları etkilemiyor. Kredi kartı kullananları da. Oysa sokakta satış yaparak yaşamını kazanan binlerce Hintlinin işleri, bu nakit daralması sonrasında kriz patlamış gibi kesilivermiş. Kayıt dışı çalışanlar, özellikle nakitle iş yapan ve banka hesabı olmayan yoksul kesim ile köylüleri vurmuş durumda. Hele, yüzde 80’ninin nakitle yapıldığı bilinen akaryakıt istasyonlarındaki ödemelerin taşımacılık kesimini çok etkilediği anlatılıyor. Ortaya çıkan karmaşadan belli ki; Hindistan hükümeti başından ayrıntılı bir plan yapamamış. Başa geldikçe her duruma (örneğin düğünü olanlara) limit düzenlemesi yapıyor.
Ekonomide çok büyük bir yer tutan nakit banknotun bir gecede tedavülden kaldırılmasının, deflasyonist (fiyat düşüşü) etki yaratması olasılığı çok yüksek.
Şimdi yılsonu ve devamında, ekonomideki büyümeye ne olacağı merakla bekleniyor. Modi politikacı olarak büyük bir risk aldı; kayıt dışına, kara paraya, yolsuzluk ve rüşvete darbe mi vuracak? Yoksa vurmayı planladığı darbe, hedefi ıskalayıp ekonomiyi durgunluk eşiğine mi taşıyacak?
Paylaş