Paylaş
İsmail Gümüş, Galeri Polart’ta (Hilal Mah.) açtığı ve 31 Mayıs’a kadar sürecek sergisinin ismini “Ucubeler” koymuş. “Bir yerlere gönderme mi var?” diye sorduğumda yanıtı son derece diplomatik oldu:
“Son yıllarda heykelin adı değiştiriliverdi. Sanatçılar bile kendi aralarında heykelden söz ederken ağız birliği etmiş gibi heykel yerine ‘Ucube’ diyor, birilerini taklit eder gibi. Heykel sözcüğü yerine yeni bir tanımlama isteseler, ben ‘Ucube’yi önermezdim. Heykel yerine ‘Yontu’ derdim, Türkçe’ye bir katkıda bulunmak için...”
Gümüş, heykeli neden tuvale yansıttığını da şöyle açıklıyor:
“Her resim ayrı bir dünyadır. Söz gelimi aynı natürmortu 100 kez yapan ressam sonunda şunu rahatlıkla saptayabilir: 100 resmin her biri birbirinden farklıdır. Evet, benim sergimdeki resimlerin çoğunluğunun konusu heykeldir. Ancak hiçbir resim diğerlerine benzemez. Her resimde duygular farklıdır, algılama farklıdır. Resimle heykel akrabadır. Cumhuriyet döneminde çok yol alsa da Türkiye heykel sanatıyla geç tanışmıştır. İşte bundan dolayı heykel konusunu seçiyorum. Ama belli mi olur, bundan sonraki sergimde belki tiyatronun resmini yaparım, belki şiirin resmiyle gelirim karşınıza...”
İsmail Gümüş çoğunlukla, 19. yüzyıl sonları, 20. yüzyıl başlarında Fransa’da yeni izlenimci ressamların sıkça kullandığı “noktacılık (puantilizm)” diye bilinen stilde çalışan bir ressam. Gümüş hoca, bu stilden ne kadar etkilendiğiyle ilgili soruya şu yanıtı veriyor:
“Etkilenme uzun sürmüyor tarz değişiveriyor. Bahsettiğiniz puantilist etki 10 yıla yakın sürdü bende. Etkilenmenin nereden, ne zaman, ne kadar olacağı hiç belli olmaz. Sanatta önemli olan etkilenmenin uzun sürmemesidir. Sanatsal bir kişilik öyle kolay kazanılmaz. Bir ressamın imzasını okumadan resminden tanıyorsanız o ressam sanatsal kişilik kazanmış demektir.”
Şiir ve öyküyle de uğraşan İsmail Gümüş, resmin ağır bastığını şöyle ifade ediyor:
“Şiir ve öykü için, zaman önemli değil. Duygular zamanı yaratıyor. Ama öyküye, şiire ayrılan zaman sınırlı. Resim ağırlıklı zamanı çok kullanıyorum. Onun için şiir topal kalıyor resmin yanında. 45 yıl önce yayımlanan bir şiir kitabımdan başka şiir kitabım yok.”
Tüm bu uğraşlarının yanısıra hocalıktan taviz vermeyen İsmail Gümüş, Türkiye’de sanatın her alanda gelişip etkin olması için “özgürlüğe” vurgu yapıyor:
“Sanat özgürlükle yeşerir, özgür atölyeler ister büyümek için. Temel sanat eğitimi verirken, desenin önemini, kompozisyonun güçlüğünü, ritme, dengeye, armoniye çok önem veriyorum. Yaratmada, figürü seçip seçmeme konusunda ısrarcı değilim. Soyut bir anlayışa da, figüre de evet diyorum. Çünkü yaratmada özgürlüğün payı çok büyük.
ANADOLU UYGARLIKLARI
Ankara’nın “Sanat semti” Hilal Mahallesi’nde “Ucubeler”den, “Anadolu uygarlıklarına” doğru yelken açıyoruz. Durağımız Galeri Valör ve karşımızda Önder Aydın’ın “Görsel İzler” isimli sergisi. Aydın’ın resimlerinin esin kaynağı Anadolu’nun geçmişi. Fantastik ve sürrealizme yakın anlatım diliyle, tarihte geriye doğru göndermeler yapıyor Aydın. Ona göre Türk sanatçısının parmak izi bu topraklarda binlerce yıldır var. Aydın, evrensel Türk resminin kendi kimliğini yaratmasında Anadolu uygarlıklarının temel alınması gerektiğine inanıyor. Aydın bu inancını şöyle gerekçelendiriyor:
“Anadolu büyük bir hazinedir. Hiç bir ülke böylesi bir kültürel kaynağa sahip değildir. Dünyanın en eski seramik atölyeleri, ilk heykel okulu bu topraklarda kurulmuştur. Soyut resim istiyorsanız bile Hititlere bakmanız yeter. Batılılara öykünerek sanat yapmak başkalarının kimliği ile kişilik oluşturmaya benzer. Sadece Batılıları güldürürsünüz.”
İstanbul’un sunduğu görselliği, Anadolu’nun paha biçilmez zenginliğini yansıtan olguları, hayalinizde kurduğunuz bir manzarayı, güvercinler ya da martılarla buluşabileceğiniz bir peyzajın mozaikle uyumlu şekilde nasıl bezendiğini görmek istiyorsanız, Aydın’ın sergisini 31 Mayıs’a kadar gezebilirsiniz.
KENTTE NE VAR?
Mustafa Ata (14 Haziran’a kadar-Güler Sanat/Çayyolu), Ertuğrul Ateş (31 Mayıs’a kadar-Nexl Level Art/Söğütözü), Duran Karaca (16 Mayıs’ta açılacak-Peker Sanat/Yıldız), Seyyit Bozdoğan (6 Haziran’a kadar-GaleriM/Armada AVM), Hızır Teppeev (18 Mayıs’ta açılacak-Zeren’le Sanat/Çayyolu), Mustafa Delioğlu (31 Mayıs’a kadar-Galeri Sanat Yapım/Beştepe), Nursun Sakal (15 Mayıs’ta açılacak-Krişna Sanat/Kavaklıdere), Ayşegül Bora (23 Mayıs’a kadar-Medya Sanat/Çankaya), Güner Özata (Bugün açılacak-T.Kalkınma Bankası Galerisi/Kızılay), Rüçhan Şahinoğlu (5 Haziran’a kadar-Siyah Beyaz/Kavaklıdere), Zati Erbaş (17 Mayıs’ta açılacak-Sevgi Sanat/Çankaya), Dilara Şahin ve Ahıska Türkleri Fotoğraf Sergisi (29 Mayıs’a kadar-Dışişleri Bakanlığı/Baygat), 3 ayrı salonda 3 ayrı sergi (17 Mayıs’ta açılacak-Galeri Soyut/Hilal Mah./Yıldız), Karma sergi (2 Haziran’a kadar-Galeri Fırça/Hilal Mah./Yıldız), Karma sergi (16 Mayıs’ta açılacak-Çağdaş Sanatlar C Salonu/Çankaya), Karma sergi (27 Mayıs’a kadar-Doku Sanat/Çankaya).
Paylaş