Paylaş
İçeri adım atar atmaz her yerde kağıt, karton ve tuval yığınları karşılıyor sizi. Yürürken zorlanıyorsunuz.
Resimlerindeki kış beyazı adeta saçlarına yansımış sulu boyanın usta ismi Sabri Akça karşımızda.
Bir elinde kadehi, “Çekinme gir içeri, üzerine bassan da kirlenmez o kar beyazı” diyor.
Kışın yanıtı
“Hocam neden hep kış?” diye sorduğumda, o cevap verirken, ben dinlerken hüzünleniyorum:
“Çünkü ben yazı hiç sevmedim. Üç üvey anam da yazları beni ırgat olarak çalıştırdılar. 11 yaşında ellerimin nasırını çakıyla kazıdım. Kışa öyle özlem duyardım ki, gelse de okul başlasa, ırgatlık bitse diye...”
Sabri hoca kışa olan sevgisini, çocukların dünyasıyla da açıklıyor:
“Sen hiç sabah yatağından kalktığında ‘Aaaaa..Bugün güneş var’ diyen çocuk gördün mü? Ama çocuk sabah pencereden baktığında ‘Aaaa... ne güzel kar yağmış’ diye sevinir. Saflıktır, temizliktir, sevinçtir kar beyazı...”
Çiçek böcek içimden gelmiyor
Akça, son dönemde kadın yüzlerine ağırlık veriyor çalışmalarında.
Önde bir kadın, gözlerinde hüzün ve yaş...
Arka planda karla kaplı köy yollarında kırmızı, mavi, yeşil ve siyah örtülü kadınlar...
Kocasını, evladını, yavuklusunu bekleyen köy kadınları...
“Bir sanatçının yaşadığı ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlardan etkilenmemesi mümkün mü? Hiç içimden gelmiyor bu ortamda çiçek, böcek çizmek” diyor Akça.
Bedri rahmi ile anı
“Anılar” diye sorunca, köy enstitüsünde unutamadığı yıllarını aktardı.
Akça’nın “Dur bak aklıma ne geldi” deyip Bedri Rahmi Eyüboğlu ile olan anısı ise genç kuşağa ders niteliğindeydi:
“Bedri Rahmi, çocuğunu emziren bir Anadolu köy kadını çizmiş. Kadının memesi açıkta. Beğendin mi, diye sordu. Beğenmedim, çünkü Anadolu’da kadın, memesi açıkta çocuk emzirmez. Üzerine illa ki tülbent veya bir şey örter, dedim. Haklısın, dedi.’
Daldan dala atlayarak geçmişi, günümüzü, geleceği konuşmak keyifliydi Akça ile.
Kendisiyle vedalaşmak isterken, “Şunu bir gör öyle git” dedi.
Büyük bir tuval farklı bir fırça tekniğiyle kırmızı ve beyaza bürünmüş...
“Bu kırmızı şehitlerimizin kanı, bu beyaz da Beşiktaş’ımın beyazı...”
Ayaz'ın geceleri
Mustafa Ayaz Müze ve Vakfı’nın genç ressamlar arasında ikinci kez düzenlediği resim yarışmasının sonuçları geçen Perşembe belli oldu. 287 genç sanatçının 345 eseri jüri tarafından tek tek incelendi. Sonuçta 3 eser eşit başarı, 5 eser de mansiyona layık görüldü. Başarı ödülü alan Murat Aypek, Oğuz Kaleli ve Baran Kamiloğlu; mansiyon olan Yavuz Ayhan, Yasem Funda Burnaz, Cansu Kuzu, Mehtap Mutlu ve Gizem Sevinç ile eserleri sergilenmeye layık görülen ve yarışmaya katılan tüm genç sanatçılara kocaman alkışlar...Genç sanatçıların Balgat’taki Ayaz Müzesi’nde sergilenen eserlerini görmenizi tavsiye ediyorum.
Kent'te ne var
İbrahim Balaban resim sergisi (10 Ocak 2013’e kadar- Arete Sanat Galerisi/Yıldız), Zafer Gençaydın resim sergisi (5 Ocak’a kadar-Galeri Akdeniz/Maltepe), Bedri Baykam resim sergisi (9 Ocak 2013’e kadar-Siyah Beyaz Galeri/Kavaklıdere), Ustalardan karma sergi (28 Aralık’a kadar-Güler Sanat/Ümitköy), Koleksiyonlardan resim sergisi (30 Aralık’a kadar- Doku Sanat Galerisi/Çankaya), Teymur Ağalıoğlu resim sergisi (9 Ocak 2013’e kadar-Ege Art/ CEPA AVM), Nazlı Taylan retrospektif resim sergisi (15 Aralık’ta açılıyor-Nesibe Aydın Sanat Galerisi/Or-An), “Whatever I’m not an artist” isimli sergi (5 Ocak’a kadar-Galeri Torun/Esat).
Paylaş