Paylaş
Genç sanatçının bazı çalışmalarında ilk etapta yalın veya birbiriyle karıştırıldıktan sonra kurumaya bırakılmış akrilik boyaların oluşturduğu “kütle veya kütlelerinin” tuvale yerleştirildiğini görüyorsunuz. Bu kütlelerin çoğunlukla üç boyutlu olması esere farklı bir hava da katmış. Ayrıntılı bakıldığında ise resmin dokusundaki sürprizler karşınıza çıkıyor. Gizlenmiş yüzler veya fırça darbelerinin doğallığı ile oluşmuş, farklı teknikler uygulanarak ortaya çıkmış ilginç figürler görebiliyorsunuz. Gizlenmiş yüzleri fark edebilmeniz için ise çoğunlukla tuvalin sergileniş şeklini değiştirmeniz gerekiyor. Atölyesinde ziyaret ettiğim Günler’e, “İzleyici ilk başta gizlenmiş yüzü tuval düz, yani normalde olması gerektiği gibi asılınca fark edebiliyor. Sen ise ters asmayı tercih ediyorsun. Neden?” diye sorduğumda, verdiği yanıt, “Normal olanı herkes yapıyor. Farklılığı ön plana çıkarmak için bunu tercih ediyorum” oldu.
Günler’in resimlerinde “kütle” olarak adlandırdığı parçalarda sıcak pastel renkler hakim. Ancak bu kütlelerin üzerine oturduğu büyük ebatlı tuvallerin zemini ise koyu, soğuk renklerle kaplanmış. Günler bunun nedenini, “Çünkü ben mutlu olduğum zaman değil, ruh halim karamsarlığa daha yatkın olduğu zamanlarda resim yapıyorum. Bundan da şikayetçi değilim. Karamsar bir haldeyken şövale başına oturduğumda, sıcak renkler kullanmam mümkün değil” diye açıklıyor.
2010’da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü derece ile kazanan, 2012-2013’de Erasmus programı kapsamında İspanya’nın Sevilla Üniversitesi’nde bulunan, lisans eğitimini tamamladıktan sonra geçen yıl da yine Hacettepe’de onur öğrencisi derecesiyle yüksek lisansını tamamlayan Günler, sergisine neden “Ruhun Dokusu” adını verdiğini özetle şöyle açıklıyor:
“Belki de kararları beynimiz veriyorken ‘ruhumuzun süzgecinden’ geçiyordur. Bu kadar yoğun hissedip ama gözümüzle göremediğimiz için yok saydığımız ya da unuttuğumuz bir şeyin hayatımıza kattığı renk bu kadar barizken bunun bir dokusu olmaz mı? Çalışmalarımda gözlem ve deneyim sonucu oluşan çeşitli duyguların beyinde yarattığı etkiyi din ve felsefede insanın özü olarak kabul edilen ruh ontolojisi ile bağdaştırdım. Maddesel dünya olan doğa merkez alınarak doğanın ritminden ve toplumsal bazı olaylardan etkilenerek kişisel deneyimlerle ilişkilendirdim. Doğumdan ölüme kadar bizimle birlikte olan ve yaşlanan sadece beynimiz değil, ayrı zamanda fikirleri, duyguları, hisleri süzgecinden geçirdiğimiz ruhumuzdur. Bu koşullar altında ‘ruhun dokusu’nun olmadığını söylemek kendimizi inkar etmekten başka bir şey değildir.”
KENTTE NE VAR?
Güzin Atıl Akdemir-15 Şubat’a kadar (Nurol Sanat/Kavaklıdere), Kayıhan Keskinok-30 Ocak’ta açılacak (Keskinok Sanat Vakfı/ Cinnah Caddesi), Ardan Özmenoğlu-17 Şubat’a kadar (Siyah Beyaz/Şili Meydanı), Yalçın Gökçebağ retrospektif sergisi-29 Mart’a kadar (İş Sanat Galerisi/Ulus), Söbütay Özer-31 Ocak’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Halil Coşkun-Duygu Aydoğan-Lütfü Kaplanoğlu-31 Ocak’ta açılacak (Galeri Soyut/Yıldız), Ekin Kılıç Ezer-16 Şubat’a kadar (CerModern/Sıhhiye), Nur Koçak-16 Şubat’a kadar (Çağdaş Sanatlar Merkezi (ÇSM)/Çankaya), Svetlana İnaç-29 Ocak’ta açılacak (Sevgi Sanat/Hilal Mahallesi), Ali Rıza Kanaç-5 Şubat’a kadar (Artsürem/Hilal Mahallesi), Muhammed Aliyev-9 Şubat’a kadar (Alev Sanat/Park Caddesi), Genco Gülan-5 Şubat’a kadar (ÇSM/Çankaya), Beata Zalewska-31 Ocak’a kadar (Galeri Sanat Yapım/Şenyuva), Monad Balkan-31 Ocak’a kadar (İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Sezai Kara-Ataç Elalmış-6 Şubat’a kadar (Emin Antik/Kale), Hyeseung Lee-31 Ocak’a kadar (Kore Kültür Merkezi/Kavaklıdere), Metin Kılıç (heykel)-6 Şubat’a kadar (Platform A/Taurus AVM), Uğur Avcı-7 Şubat’a kadar (Kent Sanat/Yıldız), Fatih Kahya-30 Ocak’a kadar (Zülfü Livaneli Kültür Merkezi/Yıldız), Yeni başlangıçlar-8 Şubat’a kadar (Galeri Akdeniz/Yıldız), Pınar Arslan-31 Ocak’a kadar (Ata Sanat/Kale), Hülya Sayın-30 Ocak’a kadar (BoHo Art/Kale), Aynur Pehlivanlı anı sergisi-10 Şubat’a kadar (Armoni Sanat/Yıldız).
Paylaş