Paylaş
Varlı’nın yeni sergisi 14 Kasım Cuma günü Galeri Akdeniz’de (Yıldızevler) açılacak.
Sanat hayatında çok önemli bir yeri olan Abdurrahman Kaplan’ın belirttiği gibi mimar bir babanın kızı Varlı. “Çocukluk yıllarında sanatla içiçe yaşanan aile ortamı onun resme olan ilgisinde şüphesiz oldukça etken olmuştur. Ayrıca 2000’li yılların başında değerli sanat eğitimcisi Nevide Gökaydın ile de uzun bir süre çalışmış olması, kendisinin resimle ilgili birçok konuda bilgili, deneyimli ve özgüven sahibi olmasında önem rol oynamıştır” diyor Kaplan.
Varlı tuval üzerine akrilik de kullanarak kolaj tekniğinde yeni arayışlara girmiş bir sanatçı. Kıyılar, şehirler, kayıklar, çiçeklerle donattığı rengarenk resimlerinde gerçek ve soyut görüntüleri ustaca birbirine karıştırarak başka bir görüntü tekniğine ulaşıyor.
Varlı’nın tekniğinin ne olduğunu daha iyi anlayabilmemiz için, sanırım daha önceki sergileriyle ilgili yazılar kaleme almış olan dostumuz Celal Binzet’i dinlememiz gerekiyor:
“Konu sanat, -resim sanatı- olunca boyayla kağıdın akla gelmemesi olanaksız. Kuşkusuz, malzemeleri bunlarla sınırlayamayız. Ama başlangıç aşamasında olmazsa olmaz ikili bunlardır. Çoğunlukla kağıt yüzeyine boyanın sürülmesiyle ortaya çıkan bir oluşumdur sözü edilen durum.(...)Varlı’nın resimleri, iki farklı malzeme birlikteliğinin ilginç örneği olma durumunu yansıtıyor. İlginçlik, renkli kağıtların birer boya gibi algılanarak ve boyayla birlikte kullanılmasında. Bir anlamda, aralarında yapısal farklılığın bulunduğu bu malzemeler ortak bir kavram anlayışı içinde düşünülerek yoğrulmuş. Bu yönüyle, klasik kolaj çalışması çizgisi dışında, daha yoğun plastik ögeler taşıdığı söylenebilir. Gerçekten de her resmin, büyük bir emek, sabır ve titizlikle kurulduğunu görmek bu yargının haklılığını ortaya koymada.(...) Kesip biçerek ortaya konan biçimleri boyanın yapısıyla birleştirerek yeni bir anlayışta sunmanın kolay olmadığını vurgulamalıyız.”
LİRİK GÖRÜNÜM
Sanatçının eserlerinde nesnelerin birbiriyle uyum ve akışını da yine Binzet’in deyişiyle “lirik görünüm” olarak tanımlayabiliriz. Binzet, Varlı’nın eserlerini tanıtırkan şöyle diyor:
“Sonuç olarak Varlı, sanatın doğasında var olan oyun kuramından yola çıkarak bizlere, farklı malzemelerle kurgulu bir resim anlayışının örneklerini gösteriyor. Dış dünyadan aldığı izlenimlerle bitirme aşaması arasına uzun bir yol koymayı ihmal etmiyor bu arada. Dolambaçları, iniş çıkışları; kimi yerde lirik görünümleri olan ve denizaşırı limanlara ulaşan bir yol. Bu uzun yolda başka neler var derseniz, kağıtların kesilmesiyle başlayıp, iskambille şato kurarcasına biçimler ortaya koyma, sonra boyama ve yeniden boyama gibi bir yığın işlem var. Doğaldır ki, bunları başarabilmek için de sanatla hemhal bir yüreğin atması zorunlu. Uzun yıllardan beri sürdürdüğü çalışmalarında ince bir işçiliğin izleri egemen...”
EKSİKLİĞİNİ ÇOK HİSSEDİYORUZ
Bugün Cumhuriyet’in kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76. yılı. Doğru, bugün O’nun eksikliğini çok hissediyoruz. O’nun değerlerini bilinçli şekilde yok etmeye çalışsalar da, beceremeyecekler. Zaten geçmişte de azımsanmayacak kadar vardılar ve beceremediler. Beceremeyecekler, çünkü toplumun birçok kesimi gibi (bugün sessiz olsalar da), Atatürkçü, laik ve demokrat sanatçılar da O’nun devrimlerini yaşatmakta kararlılar.
KENTTE NE VAR?
Fevzi Karakoç-14 Kasım’da açılacak (Armoni Sanat/Yıldızevler), İsmail Acar-26 Kasım’a kadar (Dışişleri Bakanlığı/Balgat), Mehmet Yücetürk- Yarın açılacak (Çağdaş Sanatlar Merkezi/K.dere), Kadir Öztoprak- 27 Kasım’a kadar (Mustafa Ayaz Müzesi/Balgat), Lale Temelkuran- 22 Kasım’a kadar (Gözde Sanat/A.Ayrancı), Ali Osman Coşkun-27 Kasım’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mah.), Mustafa Altıntaş -Yarın açılacak (Sepa Sanat/Ümitköy), Nihat Arıkan (Seramik heykel)-29 Kasım’a kadar (Galeri Polart/Yıldızevler), Karma sergi- 13 Kasım’a kadar (Peker Sanat/Yıldız).
Paylaş