Bülent Ataman’ı önerim, bu belgeyi (!) derhal savcılığa versin ve suç duyurusunda bulunsun! Aksi takdirde böylesine ağır ithamlarda bulunanlar, müfteri konumuna düşerler ve bunun hesabını yargı önünde vermek zorunda kalırlar!..
Karabükspor kalecisi Bülent Ataman’ın, “Fenerbahçe saha dışında da iyi oynuyor” sözlerini nasıl yorumluyorsunuz? Bu noktada Futbol Federasyonu devreye girmeli mi? Bunu diyen adama “Arkadaş saha dışında oynanan oyunları gördün mü? Ya da bu oyunların içinde bulundun mu?” diye sorarlar! Merak ediyorum, Bülent Ataman acaba elindeki hangi belgeye (!) dayanarak bu iddiada bulunuyor? Kendisine önerim, bu belgeyi (!) derhal savcılığa versin ve suç duyurusunda bulunsun! Bizim için de bomba gibi bir haber olur! Aksi takdirde böylesine ağır ithamlarda bulunanlar, müfteri konumuna düşerler ve bunun hesabını yargı önünde vermek zorunda kalırlar!.. Bülent Ataman dile getirdiği bu mesnetsiz vahim iddia nedeniyle, hem emeklerine saygısızlık yaptığı meslektaşlarından, hem de büyük Fenerbahçe camiasından vakit geçirmeden özür dilemeli...
Yönetim değişikliği Galatasaray’ı uçurur
Aziz Yıldırım, “Fenerbahçe’nin şampiyonluğu Galatasaray’ı da, Beşiktaş’ı da büyütür. Hep Fenerbahçe final oynarsa ve onlar bu işin içinde olmazsa, diğer kulüpler kendilerini onlarla aynı görürler ve aynı payları isterler” dedi. Yıldırım böyle düşünmekte haklı mı? Dünyanın her yanında büyük kulüpler, mali yapının zayıflaması ve yönetim hataları nedeniyle zaman zaman bunalımlı, hatta dramatik dönemler yaşayabilirler! Örnek mi istiyorsunuz? Bakın İngiltere’ye!.. Dört büyükten biri olan Liverpool, sezon başında içine girdiği mali kriz sonucunda neredeyse küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Önce kulüp sahipliği el değiştirdi, ardından efsane Liverpoollu Kenny Dalglish teknik direktörlüğe getirildi... Ayrıca büyük yıldız Torres, büyük para karşılığında satıldı ve bunalım atlatıldı... Takım da puan cetvelinde füze gibi yükselmeye başladı. Ben yönetim değişikliğinden sonra Galatasaray’ın bunalımlı günleri kısa süre içinde geride bırakacağına ve hak ettiği sportif başarılara ulaşacağına inanıyorum.
Galatasaray ve Beşiktaş başarılı olmalı ki, rekabet devam etsin ve yarış beraberinde kaliteyi de getirsin... “Yaşasın ezeli rekabet, yaşasın ebedi dostluk!..” diyorum.
Faturayı yeşil saha emekçileri ödememeli
Bursaspor-Beşiktaş maçının iptal edilmesine yol açan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Çoğu kişi, “Olayların bu kadar büyüyeceğini hiç beklemiyorduk” diyen Bursa Valisi Şahabettin Harput’u suçluyor... “Suçlu kim?” sorusuna cevap aramak yerine, bu düşündürücü tablonun ardındaki sosyal, ekonomik ve sosyo-psikolojik gerçekleri iyi okumak, anlamak ve sorunlara gerçekçi çözümler getirmek gerekir. Durum vahim, çünkü, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir maçı oynatamayacak kadar acz içinde olduğu izlenimini vermek, hiç kimsenin hakkı ve haddi değil... Sorunu sadece polisiye önlemlerle çözme düşüncesini de çok yanlış ve yetersiz buluyorum. Örneğin madem ki Beşiktaş taraftarının Bursa’ya gelmesi istendi, o halde her iki kulübün tribün liderleri arasında barışı sağlayabilecek girişimler yapılabilir, maçtan günler önce topluma dostluk ve kardeşlik mesajları verilebilirdi. Bu yolda çaba harcandığına tanık olmadım.
Bakalım şimdi fatura kime çıkarılacak? Türk futbolunda Anadolu devrimini yaratan Bursaspor’un başarılı Teknik Direktörü ve futbolcularının yeşil sahadaki değerli emekleri, sokaktaki şiddet nedeniyle zarar görürse, doğrusu çok üzülürüm.
Maksimum kazanç minimum başarı!
G.Saray Teknik Direktörlüğü için Fatih Terim ve Erik Gerets’in adları geçiyor. Sarı kırmızılıların yeni hocası yerli mi yoksa yabancı mı olmalı? Her iki hoca da daha önce denendi! Yani yapabilecekleri meçhul değil!.. İster yerli, isterse yabancı olsun, G.Saray’ın başına geçecek teknik direktör, mutlaka büyük bir iddia ve hedefle işe başlamalı. Hatta sözleşmesinde de bu iddia ve hedefler mutlaka yer almalı... Ayrıca başarıya giden yolda kendisine makul bir süre tanınmalı ve yönetim de kararlı biçimde arkasında durmalı... Son yıllarda büyük kulüplerimiz, Türkiye’ye “maksimum kazanç, minimum başarı” için gelen yabancı hocalardan yeterli dersi almışlardır sanırım. Bu konuda son söz: Amerika’yı tekrar tekrar keşfetmeye çalışmak, büyük kulüplerimiz için para, zaman ve umut kaybından başka bir sonuç vermiyor!..
Yaz boz tahtasından Mesut ve Nuri çıkmaz
Mesut Özil’in ardından Nuri Şahin’in de Real Madrid’e transfer olmasından ne gibi dersler çıkarmalıyız? Önce Mesut Özil, ardından Nuri Şahin!.. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Avrupa’da, özellikle Almanya’da yaşayan Türkler arasından daha nice yıldızlar çıkacak. Çünkü orada sistem var, disiplin var ve tesis var... Daha da önemlisi, çocukların henüz ilkokul yıllarında yeteneklerini keşfedip, o doğrultuda yönlendiren çağdaş bir düzen var. Bu düzen, çocuğu adeta bir cevher gibi işleyerek ya eğitimde önünü açıyor, ya da öğrenimini bir yerde keserek, hayatta başarılı kılacak beceriler kazandırıyor... Bu tespitimiz, aynı zamanda “74 milyonluk koskoca Türkiye’den niçin büyük yıldızlar çıkmıyor da, hep Avrupa’daki, özellikle Almanya’daki Türkler arasından çıkıyor?” sorusunun da cevabıdır. Bizde milli eğitim ve spor politikaları, adeta yaz boz tahtası gibi!.. Gelen değiştiriyor, giden değiştiriyor. Attı mı mangalda kül bırakmayan politikacılarla, Türk sporunu ve milli eğitimini yönlendirenlerin, Almanya örneğinden alacakları çok ders olduğuna inanıyorum.