Ne yazık ki, ormanlar için yakılan ağıtlar, akan gözyaşları, bir sonraki yaza kadar unutuluyor. Artık Türkiye’nin havadan yangınlara müdahale edecek, uçak ve helikopterlerden oluşan, yer desteğiyle bütünleşen güçlü bir söndürme filosuna ihtiyacı var.
Küresel ısınma ve diğer faktörlerle birlikte tüm dünyada orman yangınlarında tırmanış dikkat çekiyor. Tamamen bilimsel yöntemlerle yapılması gereken söndürme çalışmalarında havadan müdahale, hızı hayati önem taşıyor.
Türkiye uzun yıllardır yangınlara karşı ağırlıklı olarak helikopterle savaşıyor. Genellikle Rusya’dan kiralanan helikopterler, dar vadiler gibi ulaşılması zor, nokta atışı gerektiren yangınlarda etkili oluyor. Ancak helikopterlerin pallerinin oluşturduğu rüzgar yangını körükleyebiliyor. Bu nedenle su yüksekten bırakılıyor.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bu yıl Rusya’dan farklı modellerde sepet olarak adlandırılan su taşıma haznesine sahip 17 helikopter kiraladı. Ayrıca OGM’nin kendine ait VIP ve orman işçisi taşımakta kullanılan 6 helikopteri de var.
HELİKOPTER ALINACAK
OGM’ye, 15 Eylül’de verilecek tekliflerle 20 yangın söndürme helikopteri alınması planlanıyor. Aynı pakette ayrıca Kara, Deniz, Hava ve Özel Kuvvetler için de 34 adet helikopter bulunuyor. Toplam 54 adetlik ihalede farklı kuvvetlerin ihtiyaçlarının nasıl tek bir modelde çözüleceği merakla bekleniyor. Sikorsky S-70, Agusta-Westland AB149, Eurocopter NH90 veya EC725, Kamov Ka-62, Mi-17 ve Mi-8 gibi modellerin katılacağı ihalede teslimatlar 2008’de başlayacak. OGM helikopterinin dördünün VIP düzeninde olması isteniyor.
İhalede Amerikan Sikorksy S-70 Black Hawk öne çıkıyor. Helikopterin çıplak fiyatı 12 milyon dolar. Uzmanlar, Güneydoğu’daki operasyonlarda başarıyla kullanılan S-70’lerin yangına karşı pahalı bir çözüm olacağına dikkat çekiyor. Önerileri, Jandarma’nın elinde bulunan Rus Mi-17 helikopterlerinin su atma sistemleriyle OGM’ye verilmesi.
Uçaklar ise yakın meydanlardan yüksek sürat ve kapasiteleriyle etkin söndürme operasyonu yapabiliyor. Çok engebeli arazilerde ise sorun çıkabiliyor.
AMFİBİK UÇAK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iki yıldır İtalya’dan kiraladığı CL215 uçakları başarıyla görev yapıyor. Piston motorlu bu uçakların yeni turboprop motorlu modeli CL415’in standart donanımlı fiyatı 25 milyon dolar. 6 ton suyu 12 saniyede göl veya denizden çekerek alan CL415 Akdeniz’de Portekiz’den Yunanistan’a yoğun olarak kullanılıyor.
İmalatçı Bombardier’in hazırladığı rapora göre Türkiye’nin en az 6 uçağa ihtiyacı var. CL415’ler yangın sezonu haricinde sahil güvenlik, arama kurtarma amaçlı kullanılabiliyor. Bombardier, 17 uçak ve daha fazla sipariş durumunda Türkiye’ye imalat hattı kurma sözü veriyor.
12 TON KAPASİTELİ
Hava Kuvvetleri, 1998’den bu yana yangın söndürmeye dört motorlu nakliye uçakları C-130’lara yerleştirilen 12 tonluk özel söndürme kitleriyle destek veriyor. Ancak, kanat bağlantı noktalarında yapısal hasar tespit edilen C-130B’lerin tüm uçuşları ikinci bir emre kadar durduruldu. Hava Kuvvetleri’nin elinde bu kitlerden dört tane var. Bakanlıkla görüşen Hava Kuvvetleri, sayıyı artırmayı planlıyor. Bu uçakların tek dezavantajı, atıştan sonra en yakın meydana uçarak tekrar kimyasal madde ikmaline ihtiyaç duyması. Uçaklar kışın askeri nakliye görevlerinde kullanılıyor.
OGM, helikopterler dışında her yıl Türk Hava Kurumu’ndan 2.5 ton kapasiteli M18 Dromader uçaklarını kiralıyor. Bu yıl pilot sıkıntısı nedeniyle THK’nın 5 adet M18 ile 2 C206 gözlem uçağı sadece Çanakkale merkezli görev yapıyor.
NELER YAPILMALI
OGM sadece helikoptere değil, amfibik, yüksek kapasiteli ve gözlem uçaklarından oluşan ortak filo planlaması hazırlamalı.
Oluşturulacak filonun işletimi verimli görülmezse, söndürme hizmeti özel sektörden kiralama yöntemiyle yapılabilir. Özellikle Amerika’da çok sayıda şirket filolarında İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan, büyük gövdeli uçaklarla orman yangını söndürüyor.
Hava aracı sıkıntısında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinden çıkartmaya başladığı hava araçları (C-160, UH-1 vb) basit tadilatlarla kullanılabilir.
Hava araçlarının maksimum verimliliği için kış görevleri (arama-kurtarma, sahil güvenlik vb) de planlanabilir.
Bu uçaklar için sürekli kullanılabilecek, gerektiğinde toprak piste sahip meydanlar hazırlanmalı. Bu havaalanlarında özel dolum havuz ve sistemi yer almalı.
Tüm meydanlarda son yangında sıkıntısı çekilen piston motorlu uçakların kullandığı yüksek oktanlı uçak yakıtı bulundurulmalı.
Uçuş okulları veya bölgesel kulüpler teşvik edilerek (yakıt maliyetleri vb giderler karşılanarak) küçük uçaklarla orman üzerinde devriye uçuşları yapılmalı.
Tolga ÖZBEK
S-2E’Yİ HARCADILAR
TAI’nin büyük umutlarla maliyetini kendi üslenerek geliştirdiği, S-2E uçağı ise yangınlar ormanlarımızı kavururken pilotsuzluktan Ankara’da yatıyor. 1990’ların sonunda TAI, müthiş bir projeyle Deniz Kuvvetleri’nin envanterinden çıkarttığı 15 adet S-2E’yi söndürme uçağı haline getirecekti.
İlk uçağın piston motorları yerine çok güçlü turboprop motorlar takılmış, gövdeye 4.5 tonluk depolar yerleştirilmişti. TAI bu projede kár koymadan uçak başına 2.5 milyon dolara tadil edecek, Türkiye 15 uçaklık filoya kavuşacaktı.
Ne yazık ki bakanlık, projeye ilgi göstermedi. Tadil edilen ilk uçak dışında kalan 14 S-2E, alelacele kararla Makine Kimya Endüstrisi’ne verilerek hurda olarak parçalandı. Geriye kalan tek uçak ise proje hayata geçemediği için satılacağı günü bekliyor. Faal durumdaki uçak, son yangınlarda pilotu olmadığı için uçamadı. Halen çok sayıda S-2E’nin eski piston ve yeni turboprop motorlu modelleri birçok ülke tarafından kullanılıyor.
İşte THY’nin ilk ve son uçakları
Türk Hava Yolları’nın teslim aldığı TC-JGU tescilli Boeing 737-800’le birlikte filodaki yolcu uçağı sayısı 100’e ulaştı.
Mevcut A310 tipi kargo ile önümüzdeki günlerde İstanbul’a gelecek A321 tipi yolcu uçağıyla birlikte 102’yi bulacak filoya önümüzdeki iki yıl boyunca Boeing ve Airbus 28 yeni uçak teslim edecek. Toplam uçak sayısında yüzler ligine merhaba diyen THY, dünya sıralamasında ise en büyük filoya sahip 29’uncu havayolu oldu. İlk sıradaki Amerikan Havayolları’nın uçak sayısı ise 707.
Filoya katılan yüzüncü yolcu uçağı olan 737-800’ün gövdesine THY Teknik tarafından hazırlanan özel bir çıkartma yapıştırıldı. Yaklaşık 1 haftalık çalışmayla ortaya çıkan tasarımda THY’nin yeni renklerinden turkuvaz ağırlıklı. Kanatlarının uçları laleye dönüşen kartal deseninin ortasında "100" rakamı, kırmızı çerçeveyle beyaz renkte kullanıldı. Teslimatla birlikte THY filosundaki 737 sayısı, 17’si klasik 400, 41’i de yeni nesil 800 olmak üzere toplam 58’e ulaştı.
Kurulduğu 1933’teki adı Devlet Hava Yolları olan THY’nin ilk uçağı Amerikan Curtiss imalatı 208 seri numaralı, "Kelebek" adı verilen King Bird D-2 uçağıydı. Tanesi 25 bin 555 dolara satın alınan çift motorlu uçak, sadece beş yolcu taşıyabiliyordu. Uçağın ilk seferi, 3 Şubat 1933’te İstanbul’dan Eskişehir aktarmalı Ankara uçuşu olmuştu. King Bird D-2’ler 1937’de yerini İngiliz De Havilland imalatı Dragon Rapid’lere bırakmıştı.
Lufthansa’dan 50. yıl uçuşuAlman Lufthansa Havayolları, Türkiye uçuşlarının 50’nci yılını özel bir seferle kutlayacak. 12 Eylül’de saat 11.00’de Münih’ten havalanacak Lufthansa’nın eski renklerine boyanmış Airbus A321 uçağı, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda mehter takımı tarafından karşılanacak. Tarihi uçuşa Lufthansa üst düzey yöneticileri de katılacak.
Lufthansa’nın Lockheed Constellation uçağı, 50 yıl önce Hamburg’dan havalandıktan sonra Münih üzerinden İstanbul’a ulaştı. İlk seferin yolcuları arasında Batı Alman Münakalat Vekili yani Ulaştırma Bakanı Sebon da vardı.
Sertur Hawker alıyor
Hızla büyüyen hava taksi şirketleri arasına yeni katılan Sertur Havacılık, Amerikan Raytheon imalatı Hawker serisinden 400XP ve 850XP uçaklarıyla uçuşlarına başlıyor. Çukurova Havacılık ise Hawker 850XP uçağını eylülde teslim alıyor. Şirket filosundaki Learjet 60’ları satışa çıkarttı.
Uçmak ve sanat
Üç ayda bir yayınlanan P Dünya Sanatı Dergisi, yaz sayısını "Uçmak ve Sanat" konusuna ayırdı. Pegasus Havayolları tarafından da desteklenen derginin ana konuları arasında Kanatlar ve Meleklere dair, İkaros'un Düşüşü, Leonardo'nun Uçan Makinaları, Türkiye'de Tayyare Sevdası gibi konular yer alıyor
.