DENİZ seviyesinden 2 metre kadar yükseklikte ve 86 deniz mili (saatte 158 kilometre) ile denizde en hızlı gidebilen 'Flightship-8' (FS-8) deniz aracı Türkiye'den sipariş bekliyor.
Yaklaşık 800 bin dolar istenen 'Uçan gemi' siparişlerinin önümüzdeki haziran ayında karşılanabileceği açıklandı.
'Uçan gemi' anlamına gelen aracın Türkiye, KKTC ve Türk Cumhuriyetleri distribütörü olan Adana'daki Air Consult şirketinin sahibi Peter Girmann pazara çıkan 8 kişilik FS-8'den Uzakdoğu ülkelerine şimdiye kadar 10 tane satıldığını söyledi.
6 YOLCU ALIYOR
1.7 metre çaplı 2 pervanesi ve kanatlarıyla görüntüsü uçağı andıran FS-8, yolcu, yük taşımacılığı, hava ambulans ve sahil güvenlik hizmetinde kullanılabiliyor. Peter Girmann, bu araçtan satın almak isteyen Türkiye, Yunanistan ve ABD Deniz Kuvvetleri ile görüşmelerin sürdüğünü açıklandı.
'Uçan gemi' siparişleri ancak 2003'ün haziran ayında teslim edilebilecek. ‘‘Teknolojide devrim’’ olarak nitelendirilen FS-8, denizde en hızlı giden nakil aracı. FS-8 uçuşu aşırı derecede yüksek hızda, etkin bir deniz teknesi. 55 deniz mili üstündeki hızlarda kendinden ürettiği hava dalgasını sürmek için su yüzeyinden tamamen kalkıyor. 2 metrelik dalga üzerinden maksimum 2 metreye kadar bir su yüzeyinden kalkma yeteneği var.
Seyir halinde iken maksimum dış gürültü emisyonu 100 metrede 75 desibel. Uçan gemi, 125 dB'de kalkan bir jet uçağı ya da otoyolda 90 dB'de seyreden ağır dizel kamyondan daha az bir gürültüye sahip. FS-8, 2 tayfa ve 6 yolcu yada 2 tayfa ve 650 kilo yük ile su üzerinde nakliyat yapılabilmekte.
FS-8'in teknik özellikleri
KALKIŞ anında su yüzeyinden yarım metre yükseklikte hareket eden araç, seyir sırasında 2 metre yüksekliğe kadar çıkabiliyor. 55 deniz mili kalkış hızına sahip araç, saatte 86 deniz mili (158.24 kilometre) hız yapabiliyor. 450 beygir gücünde motora sahip. Uçan gemide iticileri sağlayan 1.7 metre çaplı çift pervane bulunuyor. Kanat mesafesi 15.6, yüksekliği 4, kabin yüksekliği 1.5, kabin genişliği 2 metre. Boş ağırlığı 3 bin 420 kilogram olan araç, 650 kilogram yük taşıyabiliyor.
TEKNOLOJİDE DEVRİM
Flightship ve yer etkisi
Yer etkisi bilgisi, uçuş bilgisi kadar eskidir. Dinazorlarda ilk kez tüy çıktığından beri doğa yer etkisini öğrenmiştir. Bugün albatros gibi büyük deniz kuşları tek uçuşta binlerce kilometre kat etmek için yer etkisini kullanırlar.
İlk havacılık tasarımcıları bir uçağı yer etkisinden kurtarıp serbest uçuşa getirecek gerekli gücü sağlamak için yeterli motorları bulmakta büyük zorluk çektiler. Wright kardeşler onları serbest uçuş seviyesine getirecek hafif ve yüksek güçlü motoru ararken altı yıl hep yer etkisine yakalandılar. Çöl üzerinde tarihsel uçuş resimleri yer etkisinin etkinliğini gösterir.
Modern uçak operatörleri, yer etkisini iniş esnasında sıkıcı ve tehlikeli bir etki olarak görürler. Modern uçak kanatları ve kontrol yüzeyleri çok yüksek hızda çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Tipik yer etkisi hava hızlarında ağırlaşır ve tepkisiz kalır. Bir yer etkili uçağın geliştirilmesi için çok uzun yıllar uğraşıldı. Ruslar, Almanlar ve biraz da Amerikalılar bazı gelişmeler sağladılar. Deniz yüzeyinden biraz yüksekte uçan gemiler uzun süre tanımlanamadı. Uçak ya da gemi olduğuna karar verilemedi. Ama sonunda uçan gemi tanımı ortaya çıktı. Yer etkisini iyi kullanan FS-8 bu yüzden bir teknoloji harikası olarak görülüyor. Bir tekne olmasına karşın bir uçakta bulunan çok sayıda avionik FS-8 kokpitinde yer alıyor.
DEPREMDEN KAÇTI
Peter Girmann 1,5 yıl önce kendi uçağı ile turist getirip götürdüğü Bodrum'da şimdiki Türk eşini tanıdı. Evlendikten sonra İstanbul'da oturan Girmann depremden sonra Adana'ya yerleşti. Köklü havacılık kuruluşu Tarkim ile işbirliği yapan ve uçuş okulunda çalışan Girmann sonunda kendi şirketini kurdu. Uçak alım satımı yapan Girmann FS-8'in Türkiye temsilcisi oldu. Uçan Gemi'nin Türk pazarına girmesi için tanıtım çalışmalarına başlayan Girmann üç tarafı denizle çevrili Türkiye'de FS-8 için ciddi bir pazar doğabileceğini düşünüyor. Kuşkusuz ekonomik krizlerin tümüyle bitmesini bekliyor.
Büyük pazar kavgası kızıştı
Boeing ve Airbus, sessiz geçen aylardan sonra yine kapıştılar. Hangi şirketin daha fazla sipariş alıp kaç uçak teslim ettiği yarışı giderek kızışıyor. Boeing pazarda hakimiyetini sürdürdüğünü belirtirken, Avrupalı uçak imalatçısı Airbus ise pazar payında Boeing'in önünde olduğunu iddia ediyor.
Kriz ve havayolu sektöründeki daralma, imalatçıları ciddi olarak etkiledi. Özellikle geçen yıl eylül-ekim aylarında hiç bir havayolu gerek Boeing gerekse de Airbus'a sipariş vermedi. Yavaş yavaş ortaya çıkan düzelme belirtileri ilk siparişlerin ocak-şubat aylarında verilmesiyle başladı. İmalat rakamlarındaki tirajik düşüşler, üreticilerin çalışan sayısında azaltmaya gitmelerine neden oldu. Boeing iki yıllık süre içinde 30 bin çalışanı ile vedalaşacak. Airbus ise imalat rakamlarını düşürmek zorunda kaldı. İşçi çıkartacağını açıklamasa da Avrupalı imalatçının taşeronları kanalıyla 5 bin kişiyi işten çıkartacağı tahmin ediliyor. Havacılık Endüstrisi Birliği'nin yaptığı araştırmaya göre imalatçılarda çalışan 66 bin kişi 11 Eylül'den sonra işini kaybetti.
FİYATLAR DÜŞTÜ
Siparişlerin azalması imalatçıları daha kıran kırana rekabet etmeye itti. Uçak fiyatlarında indirime giden Boeing ve Airbus, teslimat tarihlerinde de havayollarına büyük esneklik gösteriyor. Aynı durum leasing yani finansal kiralama şirketleri için de geçerli. Uçak kiraları modeline bağlı olarak ciddi düşüş içinde. Bu yılın en büyük sipariş savaşı İrlandalı ucuz uçuş yapan havayolu şirketi Ryanair için yaşandı. Kısa-orta menzilli uçak almak üzere imalatçılarla pazarlığa giren Ryanair'de galip Boeing oldu. Amerikalı şirket opsiyonlarla THY'nin de kullanıcıları arasında bulunduğu toplam 100 adet Boeing 737-800 uçağı satışını gerçekleştirdi. İkinci büyük ihale ise Swissair bayrağını devralan Swiss içindi. Uzun menzilli MD11 uçaklarını değiştirmek isteyen İsviçreli şirket 13 adet Airbus A340-300 anlaşmasını imzaladı. Üçüncü büyük savaş Güney Afrika Havayolları'nın (SAA) uçak alımı için yaşandı. Bu savaşta da Airbus galip çıktı. SAA on yıl içinde 9 adet A340-600, 6 adet A340-300, 11 adet A319 ve 15 adet A320 teslim alacak. Bu uçaklardan A320 ailesi SAA'in filosundaki Boeing 737-200 ve 800 modellerinin yerine kullanılacak.
YENİ TASARIMLAR
Tüm olumsuzluklara rağmen Boeing ve Airbus yeni modeller üzerinde çalışmaya devam ediyor. En büyük yarış geleceğin uçaklarında. Boeing, geleceğin uçak yolculuğu olarak lanse ettiği ses hızına çok yakın bir süratte uçan Sonic Cruiser modelini havayollarına tanıtmak için büyük bir çaba harcıyor. Uzun menzilli yolculuklarda yaklaşık 3-3.5 saat avantaj sağlayan Sonic Cruiser'ın yolcu kapasitesi 200-300 koltuk arasında olacak. Uçak saatte 1050 kilometre hız yapabilecek. Bu projeyle özellikle Uzakdoğulu şirketler yakından ilgileniyor. Boeing projenin resmi olarak ortaya koyulmasıyla hemen Cathay Pacific, Singapur gibi Uzakdoğulu havayollarının yanı sıra Amerikan şirketlerinden de sipariş alınacağını iddia ediyor. İlk uçuşunu 2008'de yapması planlanan uçağın hizmete 2010'da girmesi hedefleniyor.
Airbus ise gelecekte büyük uçakların kullanılacağı konusundaki iddiasını sürdürüyor. Koltuk kapasitesi 555 olan A380, 2004 yılında uçacak. Boeing 747'lere göre yüzde 15-20 daha düşük maliyetlere sahip olması hedeflenen uçak 2006'da hizmete girecek. Airbus'ın Süper Jumbo olarak adlandırdığı projenin prestij yönü de ağır basıyor. Avrupalı konsorsiyum, dünyanın en büyük yolcu uçağını üreterek Boeing'in 30 yılı aşkındır taşıdığı bu ünvanı da almayı planlıyor. Krize rağmen herhangi bir aksama yaşamayan A380 Projesi'nde ilk parçaların imalatı başladı. Gelecek yıl şirketin merkezi Fransa'nın Toulouse kentinde gövde imalatına geçilecek.
DİĞER MODELLER
Sonic Cruiser ve A380 dışında da imalatçılar yeni modeller üzerinde çalışıyor. Boeing en iyi satan modeli olan 737 ailesinin yüksek yolcu kapasiteli 900 modeli üzerinde bazı değişiklikler planlıyor. Bu uçak, charter yani tarifesiz uçuşlar yapan havayolları için 210 koltuklu olarak üretilecek. Boeing'in diğer uzun menzilli uçakları 767-400ER ve 777 üzerinde menzil ve kapasitesi arttırma çalışmaları da sürüyor.
Airbus ise bu yıl içinde ailenin en küçük modeli A318 ile A380 hizmete girinceye kadar en büyük modeli olan A340-600 modellerini hizmete sokuyor. Diğer taraftan Airbus, A300/310 uçaklarının yerine alacak, A330-200'den daha küçük bir model üzerinde de pazar araştırmaları yapıyor. Bu modelin iki-üç yıl içinde ilk uçuşunu yapması hedefleniyor.
Yeni modellerde de Boeing-Airbus arasında ciddi bir rekabet sürecek. İmalatçılar bazen sattıkları uçak sayısına, bazen satılan uçağın büyüklüğüne ve bazen da toplam satış gelirine göre kıyaslamalar yapıyorlar. Bu yüzden hangisinin daha çok satış yaptığı gerçeği çoğu zaman kolay anlaşılır olmuyor. Rekabette savaş alanı aynı olsada silahların farklılığı yüzünden sonuç net olarak görünmüyor. Bilinen tek şey her iki uçak imalatçısının da yüksek rekabet hırsı sayesinde daha yeni ve yeni nesil uçaklara binme şansımız giderek artıyor...