‘Piste ihtiyaç yok!' sloganı ile havacılık pazarına sunulan uçak-helikopter tiltrotor, yer testlerini başarıyla tamamladı. Şimdi sıra uçuş testlerinde. Başarılı olursa büyük satış rakamları yakalayacak.
Helikopter gibi dikine kalkabilen ve havada uçak gibi motorlarını yere yatay hale getirip uçabilen 'tiltrotor' ilk test uçuşuna hazır. Bu sistem daha büyük ve jet motorlu uçaklara uygulandığında yine başarılı olursa havalimanlarındaki uzun pistlere ihtiyaç kalmayacak.
Toplam 12 bin helikopter imal eden Amerikan Bell ve İtalyan Agusta şirketlerinin ortak projesi olan BA609'un test ve sertifikasyon işlemlerinden sonra teslimatlarına 2004'ün ilk aylarında başlanması hedefleniyor.
Aslında havacılık sektörü tiltrotorlarla neredeyse 50 yıldır ilgileniyor. 1940'lı yılların sonuna doğru ortaya çıkan helikopterler sayesinde pist olmayan yerlere de havadan ulaşmak mümkün oldu. Ancak helikopterlerin süratleri düşük, menzilleri ise kısaydı. Uçak gibi hızlı ve uzağa uçamayan helikopteleri geliştirmek üzere Bell şirketi 1950'lerin başında yeni bir tasarıma imza attı. 'Tiltrotor' adı verilen bu tasarım motorlarını havaya kaldırarak tıpkı helikopter gibi dikine havalanabiliyordu. Tiltrotor yeterli yüksekliğe eriştikten sonra yere dik olan motorlarını yere paralel hale getiriyor, bir uçak gibi ilerlemeye başlıyordu. Sürat ve menzil sorunlarını ortadan kaldıran tiltrotor ineceği zaman motorlarını bu sefer yukarı çevirip helikopter gibi inişini tamamlaya-biliyordu. Bu müthiş fikir uzun yıllar kağıt üzerinde kaldı. Tiltrotor sürat ve uzun menzil sayesinde istenilen uzak yerlere çok daha hızlı ulaşımı, havalimanı olmadan gerçekleştirecekti.
ASKERİ KULLANIM
Ancak tüm olumlu özelliklerine rağmen tiltrotorun emniyetli olarak kullanılabilmesi için pahalı bir araştırma safhasından geçmesi gerekiyordu. Tiltrotorla ilk ilgilenen askerler oldu. Askerlerin ilgisi hemen imalatın başlamasını sağladı. Amerikan Ordusu, helikopterlerin ulaşamayacakları, nakliye uçaklarının inemeyecekleri uzun menzilli operasyonlarda tiltrotorları kullanacaktı. Boeing ve Bell tarafından ortak geliştirilen tiltrotorun askeri annesi V-22 Osprey ilk olarak Deniz Piyadeleri'nde hizmete girdi.
Askeri modeli, iş adamları için tasarlanan sivil versiyon izledi. V-22'ye oranla çok daha küçük olan tiltrotorla ilgili çalışmalar 1990'ların ikinci yarısında başladı. Bell ve Agusta şirketlerinin ortaklaşa geliştirdikleri projede BA609 adı verilen tiltrotor standart VIP donanımlı 5 koltuğa sahip. Helikopter gibi havalanan BA609, 30 saniye içinde motorlarını yere yatay duruma getirerek uçak gibi ilerlemeye başlıyor. Tiltrotor saatte 509 kilometre hıza kısa zamanda ulaşıyor. Menzili 1389 kilometre. Ekstra yakıt tankları ile bu menzil 1850 kilometreye kadar uzayabiliyor. BA609'un seyir irtifası ise 11 bin 364 metre.
UZUN MENZİL
Tiltrotorun geniş kabininde koltuk sayısı iş adamlarının isteği doğrultusunda 5 ila 9 arasında değişebiliyor. BA609'a özellikle Avrupalı iş adamlarının ilgi göstermesi bekleniyor. Hava trafiğinin sıkışık olduğu Avrupa semalarında iş adamları tiltrotor yardımı ile kısa zamanda istedikleri yere ulaşabilecekler. Londra-Frankfurt arasını 1 saatlik zamanda uçabilen BA609, havalimanlarında bekleme ve ara transferlerde vakit kayıplarını da en aza indiriyor. Yani iş adamı şirketine en yakın bir yerden kalkıp gittiği yerdeki helikopter pistine iniş yaptırabiliyor. Bu yüzden tiltrotor uçuş izinlerini aldıktan sonra kısa sürede yaygınlaşacak gibi görünüyor.
Helikopter pilotları bir kaç haftalık eğitimle rahatlıkla tiltrotorla uçmaya başlayabilecek. 'Fly-by-wire' kablolu uçuş sistemi ile BA609'a havada rahatlıkla kumanda edilebilecek. Tiltrotor'da Pratt&Whitney şirketinin imalatı PT6C-67A motorlar kullanılacak. Herbiri 1940 beygir gücündeki bu motorlar tiltrotora yüksek performans sunacak.
Bell ve Agusta şirketi, BA609'un Sahil Güvenlik modeli üzerinde de çalışıyor. Arama-kurtarma ve gözetleme görevlerinde kullanılacak tiltrotor, helikopterlerin menzillerinin yetmediği uçuşlarda görev yapacak.
Halen Bell'in uçuş araştırma merkezi olan Arlington Texas'ta yer testlerinin yapıldığı tiltrotorun ilk uçuşunu 2002 başında gerçekleştirmesi planlanıyor. BA609'un sertifikasyonu için Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA özel bir program hazırlayacak. Ana imalatın Bell'in üretim merkezi Teksas Amarillo'da yapılması planlanıyor. Alınacak siparişler doğrultusunda İtalya'da da bir imalat hattı açılacak. Pilotaj ve teknisyen eğitimleri ise Teksas Fort Worth'daki merkezde gerçekleştirilecek.
Tiltrotor'un 18 ülkeden 80 siparişe ulaştığını açıklayan Bell-Agusta şirketi yetkilileri, BA609'un hizmete girmesiyle birlikte sipariş sayısının daha da artacağına dikkat çekiyor.
Tiltrotorların konforlu kabini, iş jetlerinin rahatlığını aratmayacak. Koltuk kapasitesi 5 ila 9 arasında değişen tiltrotorlar Londra'dan Frankfurt'a bir saatte uçabilecek.
Plastik modeller İstanbul’da yarışacak
Plastik model meraklılarını bir araya getirmeyi hedefleyen 'İstanbul Plastik Model Yarışması' 23 Aralık Pazar günü Maslak Çarşı Mağazası'nın alt katındaki Jupiter Bowling Salonu'nda yapılacak.
Yarışma uçak, gemi, figür, zırhlı araç-tank, otomobil, bilim-kurgu ve dioroma dallarında düzenleniyor. Yarışmayla birlikte bir de sergi açılacak. Yarışmaya katılmak istemeyen modelciler eserlerini burada sergileyebilecekler.
Modelcileri bir araya getirmek, yapılanları sergilemek, bilgileri paylaşmak amaçlı yarışma-sergiye modelciler istedikleri sayıda eserle katılabilecek.
Yarışma bölümünde dereceye girecek modellere plaket ve çeşitli ödüller de verilecek.
Yarışma şartnamesi ve diğer bilgiler www.modelciler.org adresinden öğrenilebilir.
Sabiha Gökçen Belgeseli
Atatürk'le tanışmasıyla hayatı değişen Sabiha Gökçen 1936'da dünyanın ilk kadın askeri pilotu oldu. Aralıksız otuz yıl uçtu. Başarılarla dolu bu olağanüstü hayat hikayesi Gülşah Çeliker tarafından televizyon belgeseli haline getiriliyor.
Yapımcı Gülşah Çeliker, dünyanın ilk kadın askeri pilotu Sabiha Gökçen'in hayatını anlatan bir belgesel çekiyor.
'Türk kızı, Gök kızı, Atatürk kızı: Sabiha Gökçen' adındaki 56 dakikalık belgesel Sabiha Gökçen'in hayat hikayesiyle birlikte Türkiye'deki havacılık tarihine de bir bakış sunacak.
Sabiha Gökçen ile hayattayken yapılan röportajların yanı sıra belgesel, Amerika, Rusya, Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya'da gerçekleşecek çekimlerle desteklenecek. Belgesel yurt içi ve yurtdışındaki televizyon kanallarında da gösterime girecek.
Belgeseli 2002 içinde yayımlamayı hedeflediklerini belirten Gülşah Çeliker 'Belgeselin Türkiye'deki çekimlerini tamamladık. Yurtdışı çekimleri için çalışmalarımız sürüyor. Amacımız dinamik bir anlatımla Sabiha Gökçen ve modern Türk kadınını dünyaya tanıtmak' dedi.
Pazarı araştırın
Ulaştırma Bakanı Oktay Vural geçtiğimiz haftalarda Türkiye'de yeni bir havayolu şirketi kurulacağını, pilotların bilet keseceğini ve otobüsten biraz daha pahalı bir yolculuk imkanı hazırlanacağını açıkladı.
Ne güzel. Keşke bir an önce olsa. Hepimiz her yere uçakla gidebilsek. Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki ölü havalimanları dirilse, yanlış yatırım yapanlara beddua etmekten kurtulsak. Ne güzel, otobüsten biraz daha pahalı küçük uçaklarla Türkiye'nin bütün illeri birbirine hava köprüleriyle bağlansa. Bir değil bir kaç yeni havayolu şirketimiz daha olsa.
Ama bütün bunlar için önce ciddi pazar araştırmaları yapılması gerekir. Türk Hava Yolları’nın siyasi baskılar sonucu iki kez Eskişehir'e koyduğu uçak seferleri ne yazık ki bir ya da iki yolcu ile gidip gelmiştir. Hiç bir araştırma yapılmadan yine siyasilerin istekleriyle gerçekleşen, bir çok havalimanına yapılan seferler hep iptal edilmiştir. Tek sorun yolcu yoktur.
Türk Hava Taşımacılığı (THT) adı ile kurulan şirketin kötü kaderi hepimizin hafızasındadır. Şirket aldığı uçaklar ve yaptığı yatırımlarla perişan olmuştur. Bir işletmecilik fiyaskosu ortaya çıkmıştır.
YOLCU VAR MI
Ekonomisi bir türlü düzlüğe çıkamayan ülkemizde iç hatlardaki havayolu yolcusunda mucize bir patlama mı oldu acaba? Biz mi farkında değiliz? Ya da böyle bir patlamayı birileri Bakana önceden haber mi verdiler, bilmiyorum.
Ama şimdi harıl harıl uçak modelleri üzerinde çalışıyorlar. Bir an önce bir havayolu şirketi kurulmak isteniyor. Pervaneli uçaklar ya da küçük jet motorlu uçaklar ile işe başlanmak isteniyor. Yaptığı yatırımın bir doları geri dönmemiş kuruluşlar, devlet kesesinden yemeye devam ediyorlar. Kese büyük olunca da kolay el atılabiliyor.
Bir havayolu şirketi kurulacaksa ve bu iç hat seferleri yapacaksa, ana üssü sağda-solda olacaksa çok iyi bir araştırma yapmak gerekir. Bütün illerde kimsenin lafına kanmadan kaç kişinin havayolu yolculuğu yapabileceği, böyle bir pazarı oluşturmaya değip değmeyeceği belirlenmelidir.
Çeşitli odaların görüşleri ile bu iş olmaz. Türkiye'de hangi ilin yetkilisine gidip 'Buraya uçak seferi yapsak işler mi? Para kazanabilir miyiz?' diye sorsanız 'Evet, aman yapın' cevabını alırsınız.
Alırsınız ama sonra bizim paramızın çoğunu yine çarçur edip, devlete karşı en büyük suçu işlersiniz. Ne yazık ki ülkemizde bu tür suçların bir cezası yok. Sorumluların vicdanları da sızlamıyor. Atıl havalimanları için edilen beddualar bile ne hikmetse sahiplerini bulmuyor...