Paylaş
LONDRA’dayız. Knightsbridge’te yürüyoruz. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı ile sohbet ediyoruz. Tabii Basın Müşaviri Yahya Üstün’ün gözleri üzerimizde.
İlker bey diyor ki, “Kimse ile kavga etmeden büyümeyi sürdürüyoruz. Tek amacımız var; yolcumuzun güveni ve konforu. Bunun içinde sağı-solu yıkarak, kavgalar yaparak, rekabet koşullarını zorlayarak bir şeyler yapma planımız yok”
İşte serin bir Londra günündeki sohbetimizin ana başlıkları:
Ne Amerika’daki 800-1000 uçaklık filolarla işimiz var, ne de Çin’deki havayolları ile. Dev havayolu olacağız gibi saçma projeksiyonlarımız yok. Kendi coğrafyamızdan büyüyoruz. Ve nezaketi asla elden bırakmadan bunu yapıyoruz.
Asya’da büyüyeceğiz. Latin Amerika’da daha çok noktaya uçacağız. Afrika’da elde ettiğimiz başarıyı o kıtada yaygınlaştıracağız.
SYDNEY’E SEFERLER 2018’DE
Sydney’e geçen yıl uçacaktık. Ama çok sorun yaşadık. Terör, darbe girişimi vs... Bu nedenle erteledik. Önümüzdeki yıl mutlaka uçacağız.
Latin Amerika’da Mexico City var. O uçuşu Cancun ile bağlayacağız. Çok yüksek havalimanı olduğu için Mexico City’den direkt gelmek pek mümkün değil. Bunun yerine Cancun’dan yakıt alarak direkt uçuş planlıyoruz.
Sektörde en fazla yolcu kazanan 6’ncı havayoluyuz.
FİYATLARIMIZ DAHA DÜŞÜK
Fiyat politikamız, birçok şirketten daha düşük. Bulunduğumuz coğrafyadaki alım gücüne çok dikkat ediyoruz. Maceracı, hayal ürünü fiyatlar üretmiyoruz. Doluluklarımız şu anda zirveye koşuyor.
Anadolujet’i sil baştan tasarlayacağız. Renginden imajına, uçuş hatlarına kadar topyekûn yeniden planlayacağız. Hem kısa hem de uzun menzilde düşük maliyetle uçan Norwegian Havayolları’nı beğeniyorum. Benzer ama daha ileri bir model oluşturacağız.
Bazen, business ya da ekonomide bir iki boş koltuk bulmakta zorlanıyorum. Ben uçarken de doluluk nedeniyle uçuşumu başka saate veya güne kaydırdığım oluyor. Bundan çok keyif alıyorum.
Bayramda çok az bagaj kaybımız var. Diğer havayollarına bakınca gerçekten çok az. Tabii ki hedef hiç olmaması. Ama olanların çoğu da bizim operasyonumuz dışında kalan şirketlerden kaynaklanıyor.
Daha yeni 1500 üzerinde personel aldık. Geçen yıl yüzde 9, bu yıl yüzde 5 gibi çalışan sayımızda artış var.
Verimliliğimiz yüzde 6 arttı.
KARGODA 2023 HEDEFİ İLK 5
Kargodaki büyümemiz çift haneli rakamlara ulaştı. Taşımacılık yaptığımız nokta 55-60’a çıktı. Kargoda büyük bir hızla büyüyoruz. Hedefimiz 2023’te ilk 5.
Boş business koltuklarımıza hızla özel yolcu programında kartları olan yolcularımızı kaydırıyoruz. Amacımız alışsınlar. Paranın tam karşılığı olduğunu görsünler istiyoruz. Bu konuda bütün istasyonlarımızı uyardık.
İstiyoruz ki, çapraz uçuşlar dışında Gaziantep’ten Beyrut’a, ya da Irak’ta bir noktaya uçmak. Kuzey kentlerimizden Rusya’nın güneyine uçuşlar yapalım. Uygun uçak tipleri üzerinde çalışıyoruz. Bölgesellere de bakıyoruz.
Tabii hâlâ yapamadığım şeyler var. Örneğin uçuş ekiplerinin kabin ısısını doğru ayarlamalarını ve gözlerin sistem üzerinde olmasını tam olarak gerçekleştiremedik. Çalışıyoruz, o da olacak.
BBC’YE KONUŞTU
Londra’da, BBC’nin konuğu olan İlker Aycı, “Er geç Türkiye’nin Avrupa Birliği için ne anlama geldiği anlaşılacak” dedi. World Talking Business With Aaron Programı’nda Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesini istemiyoruz” sözlerini anımsatan Aycı, “Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin Sayın Merkel’in tasarrufunda olduğunu düşünmüyorum. AB üyesi ülkeler, artık Birleşik Krallık ve Türkiye gibi zor ekonomilerde nasıl ilerleyeceğini oturup düşünmeli. Türkiye’nin de AB ile göz ardı edilemeyecek sosyal ve ekonomik bir bağı var. Er geç Türkiye’nin AB için ne anlama geldiği anlaşılacak” dedi.
SALONDAKİ PİDECİ
İlker Aycı, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda CIP yani özel yolcu salonundan geçerek yaptığı her uçuşta pideciye uğruyor. Ve her seferinde efsane haline gelen pideyi yapan ustalara teşekkür ediyor. Sık sık özel yolcu salonunda en çok tüketilen yiyeceklerle ilgili bilgi alıyor. Bir gurme olan ve Uzak Doğu mutfağını iyi bilen Aycı, Türk Mutfağından yemeklerin çoğunu da yapabiliyor.
PASAPORTTA BOYNER METODU
GEÇTİĞİMİZ hafta yazdım. Bazı ülkelerin girişinde pasaportlara damgaları görevliler rastgele vuruyorlar. Boş vize sayfalarını da dolduruyorlar. Neyse bizde damga şartı kalktı. Ama gidilen ülkelerdeki damgalarda en büyük özeni Singapur gösteriyor. Mutlaka damgayı dolu sayfanın boş bir köşesine vuruyor. Yine de çok uçanların pasaportları vize alınacak sayfa kalmayacak kadar hızla doluyor.
Ünlü iş adamı Cem Boyner yine zekasını kullanmış ve bir yöntem geliştirmiş:
“Yurtdışında pasaport sayfalarıma gelişigüzel vurulan damgalardan korunmak için Post-it’lere ‘Visa Page No Stamp Here Please – Vize sayfası lütfen buraya damga vurmayın) yazısı basıp pasaportumun boş sayfalarına yapıştırarak çözüm buldum.
Genellikle pasaport polisleri gülümsüyor ve diğer dolu sayfalarda yer arayıp damgalarını vuruyorlar. Çok nadir, aksi birisine denk gelirsem inadına boş sayfaya basan da var. Ama bu sayede çok sayfa kurtarıyorum”
Paylaş