RJ’leri bakteri perişan etti

Türk Hava Yolları, yakıt depolarında korozyon görülmesiyle seferden çektiği RJ100 ve RJ70’lerin yerine uçak aramaya başladı.

İmalatçılardan hızla teklif isteyen THY, kısa vadede bölgesel uçak ihtiyacını kiralama yolu ile çözmeyi hedefliyor. Sadece RJ’lerle sefer yapılabilen kısa piste sahip Elazığ, Şanlıurfa, Ağrı ve Erzincan uçuşları da iptal edildi. Bu illere uçan yolcular çevredeki havalimanlarına yönlendirilirken imalatçı İngiliz BAE Systems ile THY arasındaki ‘korozyon’ krizi ise halen sürüyor.

RJ’lerdeki korozyon, 10 yıllık kiralama anlaşmaları biten uçakların geri verilmesi sırasında tespit edildi. Bu yıl filo planına göre uçaklardan dördü BAE Systems’a iade edilecekti. THY ile imalatçı arasındaki anlaşmaya göre uçaklar geri verilmeden önce kapsamlı bakıma alınacaktı. İlk uçağın teslimatından sonra ikinci uçağın bakımı sırasında kanatlardaki yakıt depolarında korozyona rastlandı. Uçaklar için büyük tehlike olan korozyon yani metal yapıdaki yıpranmanın tespiti ile hemen filoda kullanılan diğer 7 adet RJ de kontrole alındı. Bu uçaklarda da korozyon çıkmasıyla filonun uçuşu durduruldu.

SİNSİ TEHLİKE

Uçaklar ister yeni ister yaşlı olsun her an korozyon tehlikesi ile karşı karşıya. Korozyonun birçok nedeni var. Nem, kimyasal etkiler, iklim, farkı metaller arasındaki uyumsuzluklar, uçağın maruz kaldığı yük ve aşırı stres bunlardan sadece birkaçı.

Korozyon yani aşınma büyük dertleri de yanında getiriyor. Aşınan parçanın hemen sökülerek kontrol edilmesi, hasarın giderilmesi gerekiyor. Aksi halde uçuş sırasında büyük hasarlar hatta kazalar meydana gelebiliyor. Tamiri mümkün olmayan parçalar ise değiştiriliyor. Korozyonun oluştuğu parçanın etrafındaki diğer parçalar da hasar riski nedeniyle kontrole alınıyor. Gözle görülmeyen kılcal çatlakların tespiti için röntgen çekiliyor.

Kanat gibi uçağın taşıyıcı satıhlarındaki korozyon kontrolleri ise daha kapsamlı yapılıyor. Parçaların tamamen sökümü, oluşabilecek kılcal çatlakların kontrolü ve hatta değiştirilmesi çok ciddi maliyetleri de yanında getiriyor. THY’nin RJ’lerinde uçak başına milyon dolar seviyesinde ekstra bakım masrafı çıkması bekleniyor.

MALİYETİ KİM ÜSTLENECEK

İşte bu noktada THY ile imalatçı İngiliz şirket arasında ciddi bir ihtilaf söz konusu. İmalatçı, bu maliyeti kullanıcı THY’den istiyor. THY ise imalat hatası olduğunu belirterek maliyetleri üstlenmek istemiyor. Bu konuyla ilgili olarak THY ile BAE Systems arasında görüşmeler sürüyor.

Toplam 394 adet imal edilen RJ’lerde bundan önce Kolombiyalı havayolu şirketi SAM’a ait RJ’lerin yakıt depolarında korozyona rastlanmıştı. BAE Systems 2000 yılında bir başka havayoluna teslimat sırasında tespit edilen korozyonun oluşumunu Kolombiya’nın sıcak ve nemli iklimine bağlamıştı.

KOROZYONUN OLUŞUM İDDİASI

RJ serisi uçakların yakıt depolarında korozyon oluşumu ile ilgili ilginç bir iddia soru işaretlerini yanında getirdi. THY Teknik’te son bir yıldır dikkatli davranılmadığı iddia edilirken bakım işlemlerinde teknik personelin aşırı iş yükü nedeniyle artık sorumluluk almaktan kaçındığına dikkat çekildi. Bu konuda Teknik’te ciddi bir araştırma ve soruşturma başlatıldığı da gelen bilgiler arasında yer alıyor.

Korozyonun oluşmasında uçakların gece yapılan bakımlarında yakıt depolarında oluşan suyun son 1 yıldır çekilmemesi de etkili olduğu iddialar arasında. Buna göre suyun içindeki çeşitli bakteriler üreyerek metala zarar veren korozyonu oluşturuyor. Bu bakteriye en çok petrol boru hatlarında oluşan korozyonda rastlanıyor.

THY BÖLGESEL UÇAĞINI ARIYOR

THY, RJ’lerin uçuşlarını durdurması ile bölgesel uçak arayışını hızlandırdı. THY’nin hedefi 2006’da 100 uçaklık filoya ulaşmak. Bu plana göre 10’u jet, 5’i de turboprop toplam 15 bölgesel uçak alınacak.

Bölgesel uçakla ilgili ilk teklif Airbus’tan alındı. Yaz sezonunda toplam 9 adet A320/A321 serisi uçak kiralayacak olan THY, bu uçaklarla aynı gövde ve motora sahip Airbus’ın 109 yolcu kapasiteli A318 modeli ile ilgileniyor. 7 kesin, 3 adet de opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir toplam 10 adet A318’i kapsayan teklifin yanı sıra Airbus’tan yurtiçi uçuş noktaları için maliyet analizi de istendi. Airbus, şu anki bilet fiyatlarına göre hazırladığı raporunda THY’nin A320/A321’lerle birlikte kullanılması durumunda A318’lerin filoya yeni tip alınmadan düşük maliyetle hizmet vereceğini belirtti. Diğer taraftan Airbus ilk A320 uçağını bu ay sonunda THY’ye teslim edecek. THY’nin kiraladığı uçaklar arasında daha önceden faaliyetlerini durduran Swiss ve Sabena tarafından kullanılan A320/A321’ler de bulunuyor. Bu uçaklarda motor olarak CFM56’nın daha az çevre kirliliği yaratan modeli kullanılıyor. Ancak bu modelin diğer seriye oranla yüksek arıza oranına sahip olması nedeniyle Airbus uçakları teslimattan önce özel bir modifikasyona sokacak.

Amerikalı imalatçı Boeing ise iç hat için 737 serisinin en küçük modeli 600 ile 717 uçaklarını önerdi. Boeing 737-600’ün filodaki 800’lerle birlikte kullanılabileceğine dikkat çekerken 717 modelinin ise A318’den daha düşük maliyetli olduğunu iddia etti.

Pazara Boeing ve Airbus’ın yanı sıra bölgesel uçak imalatçılarının da ilgisi yoğun. Gerek Brezilyalı Embraer ve gerekse de Kanadalı Bombardier THY’nin 100 koltuğun altında uçak alması gerektiğini ancak bu şekilde düşük maliyetli operasyon yapabileceğini belirtiyor. THY’ye Embraer ERJ170-190, Bombardier ise CRJ700 ve 900 serilerini öneriyor. Her iki şirket bu uçakların iç hatların yanı sıra çevre ülkelere yapılacak bölgesel uçuşlarda A318 ve 717’ye oranla daha ekonomik kullanılabileceğini vurguluyor.

Bölgesel uçakla ilgili bir başka rekabet de turboprop pazarında sürüyor. THY’nin filo planına göre opsiyonla beraber toplam 5 uçak kısa pistlere sahip havalimanlarında ve ara merkezler arasındaki çapraz uçuşlarda kullanılacak. Ekonomik, süratli ve yolcu konforu yüksek turboprop uçak arayan THY’ye bu sınıfta Bombardier Dash 8Q-400, ATR şirketi de ATR42 ve 72 modellerini teklif etti.

Kazalar

RJ’ler Türkiye’de yaşanan biri ölümlü toplam üç kazaya rağmen 11 yıllık sürede yüksek emniyet oranı ile kullanıldı. Üç kazada da pilotaj ve havalimanı yetersizlikleri ön plandaydı. Bu kazalardan ikisinde uçaklar pistten çıktı. Bir kaza da havalimanına yaklaşma sırasında meydana geldi.

SİİRT 22 Nisan 2000

Siirt Havalimanı’na inişte yoğun yağış ve pistin kaygan olması nedeniyle TC-THL tescil işaretli RJ70 pistten çıktı. Ağır hasarlanan uçak kal edildi. Bu kazadan sonra Siirt Havalimanı’na uçuşlar durduruldu.

Samsun 11 Ocak 1998

TC-THF tescil işaretli RJ100, eski Samsun Havalimanı’na süratli olarak geç teker koyduktan sonra 640’ıncı metreden dışarı çıktı. Ağır hasarlanan uçak gövdede yarılma nedeniyle hizmetten çıkarılarak ‘kal’ edildi. İmalatçı tarafından satın alınan gövde, kabin ekiplerinin eğitimlerinde kullanılmak üzere mock-up haline getirildi. CityFlyer Express tarafından satın alınan mock-up Eylül 2000’den bu yana kullanılıyor.

DİYARBAKIR 8 Ocak 2003

TC-THG tescil işaretli RJ-100 uçağı 80 yolcusuyla Diyarbakır Havalimanı’na yaklaşma sırasında düştü. Mürettebat ile birlikte toplam 75 kişinin hayatını kaybettiği olayda pilotların limitlerin altına inerek yaklaşmaya devam ettikleri belirlendi. Kazayla ilgili olarak hazırlanan nihai rapor henüz açıklanmadı.

11 yıldır kullanılıyor

THY, Türk Hava Kurumu ile 1980’lerin sonunda yurtiçi taşımacılık yapmak üzere Türk Hava Taşımacılığı (THT) adında bir şirket kurdu.

Başlangıç için şu an BAE Systems portföyündeki Avro şirketinin imalatı ATP serisi pervaneli uçaklar seçilmişti. Ancak ATP’lerin sürekli sorun çıkarması nedeniyle bu uçaklar Avro’ya geri verildi.

Yerine THT yine aynı imalatçının tasarımı jet motorlu 5 adet 99 koltuklu RJ100 almak üzere anlaşma imzalandı. Kár etmeyen THT, aynı dönemde tüm anlaşmaları ve filosuyla birlikte THY’ye devredildi.

RJ100’ler Temmuz 1993’ten itibaren her ay bir adet olmak üzere teslim edilmeye başlandı. Hatta ilk teslimata Prens Charles da katılmıştı.

Dört motorlu uçak performansı ile özellikle doğuda bulunan, kısa pistli meydanlardan yapılan uçuşlarda pilotların beğenisini kazandı. Uçağın dağlar arasında kalan pistlere yüksek açıyla yaklaşabilmesi, herhangi bir motor kaybında sorun yaşamaması RJ’lerin artılarıydı.

ASKER TAŞIMA AMAÇLI

THY, RJ100’lerden memnun kalınca 1995’te ikinci sipariş verildi. 5 adet 99 koltuklu RJ100 ile 4 adet de 79 koltuklu RJ70 modeli ile toplam uçak sayısı 14’e yükseltildi. Daha kısa gövdeli RJ70’in alınmasının nedeni o yıllarda Güneydoğu’da yapılan asker kaydırma operasyonlarında kullanılmak istenmesiydi.

RJ70’ler özel iniş takımı sayesinde gerektiğinde yarı hazırlanmış pistlere inip kalkabiliyordu.

Pilotların eğitimi ve yabancı havayollarına hizmet satılması amacıyla THY bir adet RJ uçuş simülatörünü de portföyüne kattı. THY, RJ’lerin ilk hizmet yıllarında çeşitli motor sorunları ile karşılaştı.

Helikopter motorundan geliştirilen Allied Signal LF507 tipi motorlarının yağ kaçırma sorunları daha sonra THY Teknik tarafından yapılan modifikasyonlarla giderildi. Uçağın arızasız uçuş oranı hızla yükseltildi. RJ’lerin hizmeti sırasında ayrıca dikey stablizede kontrolsüz salınım olayları ile de karşılaşıldı. Her uçakta olduğu gibi bu gibi arızalar yayınlanan servis bültenleri ile giderildi.

SAAT BAŞINA ÖDEME

THY anlaşmaları biten uçaklarla ilgili olarak BAE Systems ile 1999 ve 2001’de yeniden anlaşma imzaladı. Ancak 11 Eylül olayları tüm sektörü olduğu gibi THY’yi de derinden etkiledi. Yolcu sayısının hızla düşmesi ile THY bazı uçaklarını maliyetlerini azaltmak amacıyla seferden aldı.

Uçmayan uçağa kira ödememek amacıyla İngiliz imalatçı ile yeniden masaya oturuldu. Bazı uçaklar için aylık sabit ödeme yerine uçulan saat başına ödeme sistemine geçildi. Bu anlaşma dünyada birçok havayoluna da örnek oldu.

FABRİKASI KAPANDI

BAE Systems 2002’de RJ imalatını sona erdirip fabrikayı kapatması ile özellikle bakım, yedek parça ve teknik destek konusunda sorunlar yaşanmaya başlandı. RJ’lerin maliyetlerinin yeni nesil bölgesel uçaklara göre yüksek olması nedeniyle bu uçakların yeni filo planı ile yenilenmesine karar verildi.
Yazarın Tüm Yazıları