Pencere mi koridor mu?

Yolcuların bu konudaki tercihleri biraz dalgalı... Hemen her yıl yapılan 4-5 bin katılımlı anketlerde her seferinde farklı sonuçlar çıkıyor. Pencere yanı demiyoruz. Pencere yanı denince üçlü koltukta ortadaki koltuk anlamı çıkıyor. Pencere dediğimizde bir yanı pencere olan koltuk oluyor ve bu ifade daha doğru geliyor.

Pencere tercihleri uzun süre yüzde 60, koridor tercihleri de uzun yıllar yüzde 40 olarak gözlendi. Ama şimdi koridor tercihlerinde giderek daha fazla artış oluyor. Ekonomi sınıfında özellikle uzun boylu yolcular koridoru tercih ederek bacaklarını biraz olsun dışarı çıkarma şansı yakalıyorlar. Bu durum düşük maliyetli taşıyıcıların uçaklarında daha fazla... Çünkü koltuk aralıkları çok az. Ama koridora doğru ayak uzatanların kabin memurlarının kullandığı troleylerin çarpmaması için de tetikte olmaları gerekiyor.

İncelemeler uçak kazası olan yıllarda pencere koltuk seçiminin hemen azaldığı fark ediliyor. Yükseklik, uçuş korkusu olanlarda koridor tarafında oturmak için bazen check-in de işlem yapanlara yalvarır hale geliyorlar. Bu tip yolcular genellikle biletlerini erken alıp internet üzerinden hemen yerlerini kapıyorlar.

YALVARAN YOLCULAR

Bazı yolcular ise pencere olarak verilen yeri check-in de değiştirme şansı bulamazlarsa uçağa bindikten sonra kabin ekibine yalvar yakar oluyor.

Ekonomi sınıfında pencere istekleri yine de yüzde 50’nin altına düşmüyor. Business sınıfında ise durumda büyük bir farklılık gözlenmiyor. Özellikle Türk Hava Yollarında (THY) Boeing 787-9 uçaklarında yeni konfigürasyonda istekler azalmış durumda. Kabinin iki tarafında iki pencere koltuk ve ortada iki koltuk var. Ortadaki iki koltukta koridor tarafı oluyor. Pencere ise koltuk tasarımından dolayı pek kolay dışarıya bakılacak cinsten değil. Baş yanından gelen diyagonal baş dayama yeri nedeniyle aşağıyı görmeyi ciddi bir biçimde zora sokuyor.

Bu arada yeni nesil uzun menzilli uçaklarda bulunan kamera sistemi yolculara ayrı bir konfor veriyor. Kalkışı, inişi alçalma sırasında her yeri gündüz uçuşlarında çok net gören yolcular uçak içi eğlence sisteminde izlemekten mutlu oluyorlar. Yükseklik korkusu olanlar bile önlerindeki ekrandan uçuşu görmekten rahatsızlık duymuyorlar. Film seyreder gibi bakıyorlar.

Bu durumda da en büyük şikâyet güvenlik bilgilerinin gösterildiği videoların geç başlatılması. Geç başlayınca uçak hareket edince olup biteni izlemek imkânsız oluyor. Çünkü anonslarda ekran donuyor. Bu da var olan konforun yolcunun önünden çekilmesi gibi bir şey. Zamanlanın doğru yapılması ve yolcunun kameralardan dışarıyı kesintisiz izlemesine dikkat edilmesi gerekiyor.

İŞ DÜNYASI FALCON 6X’İ BEKLİYOR

FRANSIZ uçak imalatçısı Dassault’un 2021’de teslimatına başlayacağı yeni uçağı Falcon 6X bir rekoru da beraberinde getirecek. Dünyadaki iş jetleri arasında en geniş gövdeli olacak uçak, iş adamlarının aradığı genişlik rahatlığını, konforunu kusursuz bir biçimde sunacak.

Bu uçağın uçuşlara başlamasının beklemeden Dassault bir sürpriz yaparak önümüzdeki günlerde aynı gövdeden imal edeceği Falcon 9X uçağını ilan edecek. Bu uçak 6X’den neredeyse 4 metre daha uzun olacak ve İstanbul - Los Angeles arasını duraksız uçacak.

Fransız uçak imalatçısı Dassult’ta çok geniş gövdeli bir iş jeti yapma fikri ortaya çıkalı çok yıllar oldu. Kendi yarattıkları dünyanın en önemli çizim programı olan Catia ile gerçekleşen çalışmalar sonunda Gulfstream 650 Bombardier Global 7500’den daha geniş gövdeli bir uçak sonunda gerçek oldu. 19 koltuğa kadar alabilen uçak rakip iş jetlerinden 3 cm daha geniş ve 3 cm daha yüksek planlandı. Tabii bir çember içindeki 3 cm’lik fark ciddi bir hacim yaratıyor. İki motorlu bu uçak için önce motorlar Fransız olsun, milli olsun diye Snecma’ya ısmarlandı. Onlarda Safran adını verdikleri bir motor yaptılar. Ama motordan hiçbir zaman yeterli performans alınmadı. Yakıt harcaması istenen yerlere gelemedi. Sonunda Pratt&Whitney’in geliştirdiği PW812D motorunda karar kılındı. 1200 saatlik testlerden sonra sorunsuz bu motor tercih edildi.

47.5 MİLYON DOLAR

Bu ultra uzun menzilli, çok geniş gövdeli iş jetinin fiyatı 47 milyon 500 bin dolar olarak ilan edildi. Oysa benzeri daha az genişlikteki uçaklar 60-70 milyon dolarlar civarında. Ayrıca Dassault’un ilan ettiği fiyata uçakta full donanım dahil. Neredeyse ekstra hiçbir ödeme gerektirmiyor. Uçaktaki Digital Kontrol Sistemi (DFCS) tüm uçuş kontrol yüzeylerini kontrol ediyor. Bu da ciddi bir güvenlik sunuyor. 2 metre 58 santimetre kabin eni sunan uçak, 10 bin 186 kilometre menzile sahip olacak. Maksimum hızı Mach.90’dır. Moskova’dan New York’a, Paris’ten Pekin’e, Los Angeles’tan Londra’ya olmak üzere 5 bin 100 nm’ye (9.445 km) varan aktarmasız uçuşlar için Mach.85’te uçabiliyor.

Dassault Türkiye Temsilcisi Alişan Soylu, “6x uçağı genişliği, ekonomik oluşu ve fiyatındaki istikrarla bir çığır açacak. Teslimatlar 2021 sonuna doğru olacak. Sipariş adedini açıklamıyoruz ama ciddi bir yığılma oluyor şimdiden. Fiyat, genişlik ekonomik oluşu gibi o kadar çok özellik bir araya geldi ki iş jetleri pazarında çığır açacak. Pencereleri geniş ışığa doyan bu uçağımızda ayrıca mutfak bölümünün üstünde bir de tavan penceresi var. Kabin ışığa doyuyor” diyor.

Falcon 6X Teknik Özellikler:

Uzunluk: 25.68 m
Yükseklik: 7.47 m
Kanat genişliği: 25.94 m
Kabin uzunluğu: 12.3 m
Kabin yüksekliği: 1.98 m.
Kabin genişliği: 2.58 m
Maksimum kalkış
ağırlığı: 35.135 kg
Maksimum yakıt: 15.325 kg
Maksimum iniş
ağırlığı: 30.025 kg
Motorlar: 2 x PW812D Canada

HAVAYOLUNDAN DEMİRYOLU ÖNERİSİ

Dünyanın en eski havayollarından KLM yani Hollanda Kraliyet Havayolları ilginç bir sistem geliştirdi. Thalys ve NS Hollanda Demiryolları kısa mesafeli uçuşlar için havayolu yerine tren yolculuğuna davet ediyorlar. 29 Mart 2020 itibarıyla hayata geçecek projeyle KLM, Brüksel ile Amsterdam Schiphol Havalimanı arasındaki günlük seferlerinden birinin yerine Thalys yüksek hızlı trende koltuk kapasitesi sunacak. Böylece Brüksel-Schiphol rotasında günlük uçuş sayısı beşten dörde düşürülecek. KLM, bu projeyle beraber kısa mesafeli uçuşları azaltarak karbon salınımını azaltmayı hedefliyor. KLM, trenlerin uçakların yolculara sunduğu hızı, güvenilirliği ve konforu sağlaması şartıyla kısa mesafelerde tercih edilmesine teşvik ediyor. Havayolu ulaşımı için sürdürülebilir bir gelecek yaratmayı planlayan KLM, “Duyarlı Uçun” anlayışının yanı sıra akıllı ve sürdürülebilir sektör planına bağlılığını da ifade ediyor.

KLM ayrıca, Amsterdam Schiphol’de uçak park kısıtlamalarıyla da karşılaşıyor. Bu kısıtlamalara çözüm olarak demir yolu hizmetlerini hayata geçiren KLM, uçuş planlamalarının daha etkili olmasını sağlayacak. Böylece, kısa mesafeli uçuşlar için ayrılan uçuş saatleri uzun mesafeli uçuş hizmetleri için kullanılabilecek.