Paylaş
Eyvah kuşlar geliyor
Geçtiğimiz aylarda THY'nin Boeing 737 uçağı sanki bir cinayete karışmış gibi kanlar içinde Atatürk Havalimanı’na indi. Gövdesinden kanatlarına kadar her yanı kan içindeki uçağın iniş takım yuvalarına 100'den fazla kuş girdiği saptandı. Onbinlerce dolarlık zarar meydana gelmişti. Geçtiğimiz hafta kuş çarpma olaylarına bir yenisi eklendi. Yılbaşı gecesi Cape Town'a gidecek A340 kalkışta motorlarına giren kuş sürüsüyle sarsıldı. Uçak Atatürk Havalimanı’na geri döndü. Jet motorları içinde ciddi hasar meydana gelmişti. Zarar tam 100 bin dolardı. Uçağın seferden çekilmesi, diğer uçuş planlarını alt-üst etmesinden kaynaklanan zarar da buna eklenince 200 bin doları aşan bir rakam ortaya çıkıyordu.
TEHLİKE BÜYÜYOR
Atatürk Havalimanı çevresinde kuş tehlikesi giderek büyüyor. Çevre kirlenmesi, yakın çöplükler kuşlara cazip geliyor. Ama o gece, yani yılbaşı gecesi kuşlar gelip pistin üzerinde toplanmışlardı. Bunun ana nedenlerinden biri havalimanı içinde paralel pist ve apron inşaatları nedeniyle hafriyatın sürmesi, pist yakınında oluşan çukurlara su dolması kuşlar için cazip ortam yaratmıştı. Yığılmış toprakta nasipleri arayan iri martılar bir mola anında toprağa göre daha sıcak olan pistin üzerinde toplanmışlardı. Ayrıca o gece uçak seferi yok denecek kadar azdı. Cape Town kalkışından önce iki saat pistte uçak olmamıştı. Böyle durumlarda kalkış öncesi DHMİ'nin bir araçla pist üzerinde gezinmesi iyi olurdu ama yapılmamıştı.
Sonunda kuşların sahiplendikleri pistte, üzerlerine gelen uçağa meydan okumak istemişler ama jet motorlarının yüksek hızına yakalanmışlardı. Pist ve çevresinden 60'dan fazla ölü kuş toplandı.
RAPOR EDİLMİŞ BİLGİLER
Uçaklara en çok kuş çarpmasına 0-200 metre yüksekliklerde rastlanıyor. Ancak çok yüksek irtifalardan uçan göçmen kuşlar da uçaklara zarar verebiliyor. Havacılıkta en yüksekte kuş çarpma olayı 10 bin metrede tespit edildi. Son 20 yılda kuşlar nedeniyle 6 büyük ölümlü havayolu kazası oldu. Kuşlar uçakların en çok burun, kokpit camı ve motorlarına çarpıyor. En tehlikeli kuşlar martılar ve ağırlıkları 25 kg'a ulaşan Kanada kazları. Kuş çarpmaları ağırlıklı olarak sabah saat 10-12 ve öğleden sonra 14-15 arasında oluyor.
İLK KUŞ KAZASI
İstatistik bilgilerine göre ilk defa 1912 yılında bir askeri uçak kuş çarpması nedeniyle düştü. Deniz üzerinde uçan askeri uçağın pilotuna çarpan martılar pilotun ölümüne neden oldular. O günden bu güne havacılar kuşlarla mücadele ediyorlar. Bu yüzden havalimanları inşa edilirken kuşların avlanma bölgelerinden uzak yerler seçiliyor.
KUŞLARLA MÜCADELE
Amerika’da bazı havalimanlarında kuşlarla doğal yöntemlerle başediliyor. Özel eğitimli yırtıcı kuşlar, uçakların iniş ve kalkış alanlarına yaklaşmadan diğer kuşları avlayarak besleniyor.
Özellikle askeri üslerde en etkili yöntem ise silahlı timlerin oluşturulması. Keskin nişancı erler pist etrafında çifte ile devriye gezerek kuşları avlıyorlar. Ayrıca pist etrafına korkuluklar konuluyor. Zaman zaman helikopter ile uçularak kuşlar uzaklaştırılıyor.
Özel ses ve ışıkla kuşları korkutan sistemler de var. Kuşların panik veya saldırıya uğradıkları anlarda çıkardıkları sesler kayıt cihazlarından veriliyor ve kuşlar uzaklaşıyor. Ayrıca ses varyasyonları fazla olduğu için zamanla kuşların bu seslere alışmaları da önlenmiş oluyor. Her ünite yaklaşık 1 km'lik alanda etkili oluyor. Orta büyüklükte bir havalimanı için 10-15 ünite yeterli. Her ünitenin maliyeti 20 bin dolar civarında.
Taarruz için nefesler tutuldu
Türkiye'yi dünyanın en büyük savaş helikopteri filolarına sahip ülkelerinden biri haline getirecek 3.5 milyar dolarlık 145 adet ‘‘atak (taarruz) helikopteri’’ ihalesinde nefesler tutuldu.
Dünyanın en büyük savunma ihalelerinden biri olan Atak Helikopter programında, tarihi karar için Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı'ndan oluşan Savunma Sanayi İcra Komitesi 13 Şubat'ta toplanıyor. Bu ihale Ankara'yı dünya silah devlerinin kıyasıya çarpıştığı arenaya çevirdi.
BEŞ DEV
145 adet taarruz helikopterinin yabancı bir firmayla ortak üretimi için üç yıl önce açılan ihalede, 5 büyük imalatçı yarışıyor. İhalenin sonunda TSK, Amerikan Bell-Textron'un King Cobra AH-1Z, Boeing'in Apache AH-64D Longbow, Fransız-Alman Eurocopter'ın Tiger, İtalyan Agusta'nın Mangusta A-129 International, Rus Kamov'un Ka-50/2 tipi helikopterlerinden birine sahip olacak. İhalede 145 adet helikopter, 50-50-45 olarak olarak üç paket halinde imal edecek.
TAI'DE ÜRETİLECEK
Ankara, harekat, taktik ve teknik kriterlerde özellikle yüksek manevra kabiliyetine dayalı etkin ateş gücü, düşük bakım maliyetleri, iş gücü paylaşımında maksimum yerli katkı, teknoloji transferi, ileride üçüncü ülkelere ortak üretimle satış imkanı konularına özellikle önem veriyor. Son olarak, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI), yabancı firma temsilcileriyle yaptığı görüşme sonuçlarını 30 Kasım'da Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na (SSM) ikinci değerlendirme için gönderdi. 113 kutuluk bu değerlendirme raporlarında üretim maliyeti, sistem entegrasyonu, teknoloji transferi, iş yükü paylaşımı, yerli katkı oranları, lojistik destek, birim maliyeti gibi bir çok ana konu incelendi. 15 Şubat’taki nihai kararın ardından, seçilen firmayla ana sözleşme, kontrat sözleşmelerini takiben yaz aylarında imzalanacak. İmzadan 30 ay sonra 2003'te ‘‘ilk Türk saldırı’’ helikopteri uçmuş olacak. F-16'ların üretiminden sonra ‘‘ne olacak’’ soruları ile karşılaşan TAI ise, taarruz helikopteri projesinin gerçekleştirileceği yer olacak. Hürriyet'e bilgi veren savunma kaynakları, ihalede karar öncesi her bir firmanın kendine göre avantaj ve dezavantajlarının olduğunu belirterek, şirket ve model bazında bazı noktalara dikkat çektiler:
METEHAN DEMİR/ANKARA
Türk pazarına girmeye çalışan helikopterler
KING COBRA
Halihazırda King Cobra diye bir helikopter şu anda uçmuyor. Sadece üç helikopter üretim hattında ve ilk uçuş Ekim 2000'de. Proje ABD'de bile çok yeni ancak üretici Bell-Textron şirketi Amerikan Deniz Piyadesi’nden sipariş aldığını ve Türkiye'nin istediği süreler içinde taahhüdünü yerine getireceği garantisini veriyor. Ayrıca Bell, TSK'nın şu anda kullandığı Cobra helikopterlerinin Türkiye'de yarattığı olumlu imaj nedeniyle kendisini avantajlı görüyor. King Cobra, incelendiğinde elektronik atış sistemleri, yüksek manevra kabiliyeti gibi özellikler dikkat çekiyor. Ancak henüz uçmaması dezavantaj.
APACHE
Boeing'in Apache AH-64D Longbow'u da, 70'li yıllardan beri savaş tecrübesi, üstün vurucu gücü ve manevrasıyla tanınan bir helikopter. Apache'ler, birim maliyeti, bakım ve işletme giderleri için ise pek parlak bir sicil veremiyor. Apache'ler, tepe mini radarları anten gibi olduğu için sütre gerisinden hedef saptama konusunda avantajlı. Fakat dost-düşman ayrımı yapamıyor. Bu da açık hedef tank taarruzu hariç, karmaşık hedeflere saldırı da dezavantaj. Türk tarafının atış sistemini yerli malı olması yönündeki isteği ise şirkette rahatsızlık yaratıyor. King Cobra ve Apache'lerin ihaledeki en büyük korkusu ise ABD Kongresi'nin kazanmaları durumunda Türkiye'ye satış izni verip vermeyeceğine ilişkin belirsizlik. Bu yüzden, Ankara, sık sık ABD firmalarına bu durumu hatırlatıp, kazanıp da ABD yönetimi eğer zorluk çıkarırsa otomatik olarak diğer adaylara şans vereceğine yönelik mesaj veriyor. Bu yüzden 15 Şubat'ta biri asil biri yedek iki şirket belirlenecek.
TIGER
Eurocopter'ın Tiger'ında ise firma içinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Fransız tarafı Türkiye'ye teknoloji transferi veya taarruz amaçlı silahların satışında sorun çıkarmazken, Alman tarafı ise tank dahil olmak üzere bu konularda sık sık problem yaratıyor. Helikopterin savaş tecrübesi yok. Tek modelde keşif ve saldırı versiyonu Türkiye için üretilecek. Tüm yüklerin tek modele Türkiye'nin isteği doğrultusunda montesi aerodinamik, motor performansı gibi kriterleri değiştirebilir. Ancak helikopter yeni teknoloji, kıvrak ve en son sistem elektronik sistemlere sahip.
KA-50/2
Kamov Ka-50/2 ile Rus teknolojisine gelince, bu sistemin, yıllardır standartlarını NATO ve Amerikan standartlarına göre ayarlayan TSK'da ne derece verimli olacağı yönünde bazı uzmanlar endişeli. Ancak, bu helikopter gelişmiş İsrail yapımı atış sistemleri, çift pal, dikine etkin kalkış, pilot fırlatma, Türkiye'ye full teknoloji transferi gibi artıları ile dikkat çekiyor. Ka-50/2'ler ayrıca çok ucuz. Ruslar mal karşılığı vermeyi bile teklif ediyor. Türkiye'nin pilot düzenini arka arkaya istemesine rağmen, iki pilotu yanyana oturtan Ka-50/2'de sola ve özellikle sağa manevralar bazen problemler yaratıyor. Kompozit malzeme yüzdesi de düşük. Bu metal helikopteri hem ağırlaştırıyor, hem de dijital anlamda kolay hedef yapıyor.
MANGUSTA 129
Önceleri teknik değerlendirmede önde olan, ancak bir ulusal ihalede uluslararası ilişkilerin kurbanı olma durumu ile karşılaşan İtalyan Agusta firmasına en büyük darbeyi İtalyan Başbakanı Massimo D'Alema vurdu. Terörist Abdullah Öcalan krizinin başından bu yana Türkiye'ye karşı anlamsız tutumu ile tepki toplayan D'Alema'ya rağmen şirket Türkiye'ye teknoloji vermeyi garanti ediyor. Bu helikopterin, manevra atış gücü gibi teknik özellikleri ile de artı puanları mevcut. Ancak İsrail'le işbirliği yapan şirketin helikopteri diğerleri ile kıyaslandığında negatif yönde hafif.
Çıplak gösteren tarayıcı
New York JFK Havalimanı'na Amerikan Gümrük Bakanlığı tarafından konulan ve içinden geçen yolcuları çıplak gösteren röntgen cihazları ortalığı karıştırdı. Uçağa binmeden önce üst kontrolü için gümrüksüz alana yerleştirilen tarama cihazlarının vücut hatlarını belli etmesinin özel hayata müdahale olduğunu belirten Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği Başkanı Gregory T. Nojeim, bu cihazların hemen kaldırılmasını ve başka metotlar bulunmasını istedi.
American Engineering şirketi tarafından imal edilen cihazlar, yolcunun üzerindeki metal aletler veya uyuşturucunun bulunması amacıyla geliştirildi. Yeni nesil röntgen cihazı ile üst aramayla zaman kaybının önlenmesi planlanıyor. Yolcular gümrüksüz alanda kabinde yanlarında taşıyacakları çantayı röntgen cihazına koyduktan sonra tarayıcının içinden geçiyorlar. Burada özel ışınlar yardımıyla vücut üzerindeki tüm metal, giysi veya diğer malzemeler ayrı renklerde güvenlik görevlisinin önündeki ekrana yansıyor. Metal veya uyuşturucu gibi tehlikeli malzemeler ekranda kırmızı renkte görülüyor ve sesli olarak görevliyi uyarıyor. Üzerinde tehlikeli maddeler bulunan yolcu elle de aranıyor.
Tarayıcıların imalatçısı American Engineering şirketi yetkilisi Robert Peters, cihazların çok fazla detaya girmeden sadece vücut üzerindeki tehlikeli cisimleri göstermek üzere geliştirildiğini, insanların özel hayatlarına karışmak gibi bir iddiaları olmadığını söyledi.
Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA tarafından da onaylanan özel röntgen cihazları ilk olarak New York JFK Havalimanı'ndan başlayarak yıl sonuna kadar ülkedeki tüm uluslararası havalimanlarına yerleştirilecek. Yeni nesil tarama cihazı ile üst aramada zaman kaybedilmesinin önlenmesi hedefleniyor. Ancak vücut hatlarının görünmemesi için tedbir de alınacak.
THY Şanghay’a uçuyor
Türk Hava Yolları 19 Ocak'tan itibaren İstanbul-Şanghay seferlerine başlıyor. Haftada iki gün çarşamba ve cumartesi düzenlenecek seferlerde İstanbul'dan Pekin'e non-stop uçacak THY uçağı buradan Şanghay'a devam edecek.
Uzun menzilli A340'la yapılacak seferde THY uçağı saat 18.20'de Atatürk Havalimanı'ndan kalkacak. Yerel saatle 09.05'de Pekin Havalimanı'na inip yolcularını bıraktıktan sonra Şanghay'a devam edecek. THY uçağının Şanghay Pu Dong Havalimanı'na inişi ise yerel saatle 12.00'de gerçekleşecek. Şanghay ile Türkiye arasında 8 saat fark bulunuyor. THY 2000 yılıyla birlikte özellikle Uzakdoğu'da atılımlarına devam ediyor. Genel Müdür Yusuf Bolayırlı'nın açıklamasına göre haftada 3 kez gerçekleştirilen İstanbul-Osaka seferlerinin ikisini, Seul uçuşlarıyla birleştirecek. İstanbul-Singapur-Bangkok seferlerinin ikisini de Bangkok'tan, Hong Kong'a uzatılması planlanıyor. Diğer yeni dış hat noktaları ise Selanik ve Kişinev olacak.
Paylaş